Son süper yıldız adayımız Zion, sakatlık sürecinin iyi bir nihayete ermesi sonucunda ilk NBA maçına 23 Ocak 2020 tarihinde Smoothie King Center’da San Antonio Spurs’e karşı çıktı. Maça ilk 5 başlayan Williamson sakatlık dönüşü ilk maç olduğu için fazla riske edilmeyerek, sadece 18 dakika süre aldı. Oynadığı süre dilimine göre iyi bir performans göstererek 22 sayı, 7 ribaund ve 3 asist ile oynarken; çizginin gerisinden de başarılı bir grafik çizerek 4/4 ile oynadı.
Zion, sağlıklı olarak döndüğünün mesajını adeta ortaya koyduğu oyunla gösterdi. Kendisi şu anda süre kısıtlaması kuralı ile oynuyor ve çıktığı ilk maçlarda kenarda olduğu kısımlarda bisiklet çeviriyor ve soğumaması amaçlanıyordu. Şunu hala anlayabiliyoruz ki, alınan önlemler, süre sınırlamasıyla oynaması vesaire şeyler halen sağlık durumunda tehdit olabileceği düşüncesini ortaya çıkarıyor ki, kilosunu ideal düzeye indirmeden bu düşünceler kaybolacak gibi de durmuyor. Hatta kaybedilen bir maçın son bölümünde koçu Alvin Gentry’e “Koç beni şu anda oyuna alırsan maçı bize getirebilirim.” dediği fakat kısıtlamadan dolayı oynatılmadığı iddia ediliyor.
Williamson, dönüşünden bu yana 13 maçta yer aldı ve hepsinde ilk 5 başladı. Kısıtlamanın ortadan kalkmasıyla birlikte süreleri artış gösterdi ve maç başı dakikasını 27.6’ya kadar çıkardı. Kendisinin bu süreçte ana ortalamaları ise: 23.3 sayı, 7.1 ribaund ve 2.3 asist ile ve takımına verdiği katkı, sanki aylardır sakat değilmiş de takımla maçlarda düzenli olarak yer almış bir yıldız gibi. Öte yandan Pelicans’ın oyun ve galibiyet sıkıntısı çektiği aşikar. Lonzo Ball, gayet form tutmuş ve Zion ile anlaşabiliyor durumda fakat takımın bazı diğer parçalarında sıkıntı olması ve bench’ten iyi katkı alamamaları onları sıkıntıya sokuyor.
En başta söylediğim gibi ilk yazıda çekincelerim bir hayli fazlaydı ve böyle bir giriş yapabileceğini hiç ama hiç tahmin etmiyordum ki benim gibi düşünen kısım fazlalıktı ama şunu da eklemiştim, “’O ikinci Anthony Bennett mı?” Umarız olmaz ve basketbol tarihi yeni bir yıldızın doğuşuna şahitlik eder’.” Bence sakatlık dönüşleri en tehlikeli olan süreç ilk 15 gün – 1 aylık süreçtir ve Williamson bu süreci çok iyi atlattı. Özellikle en son Lakers maçında sergilediği performans ile LeBron James’ten aldığı övgüler şu yönde: “Zion çok özel bir çocuk. Kendi oyun stilini günümüzün hızlı ve yüksek tempolu oyununa harika bir şekilde uydurmayı başardı.” Eski NBA oyuncularından ve hatırı sayılır bir isim olan Stephen Jackson’ın da onun hakkında ki son görüşü “Zion mükemmel bir atlet ama fazla kiloları var. 82 maç boyunca bu kilolarla bu şekilde zıplayamaz. Vücudu üstünde çalışmak ve kilo vermek zorunda. Harika bir oyuncu olacak ama öncelikle vücuduna bakmalı.” Daha önceden yapılan yorumlarda nasıl başlayacağı endişesi vardı ama onları yok ettikten sonra Jackson’ın yorumu daha doğru bir konuma geldi. Kalitesini ve iyi bir oyuncu olacağını gösterdi ama kilosunu halledip iyi bir fiziksel rehabilitasyon sürecini geride bırakması lazım. Williamson’un potansiyeli ve yeteneği cidden çok yüksek bundan genel olarak şüphe olmadığı kanaatindeyim. Zion’un bu muhteşem yetenek ve potansiyelinin önüne geçebilecek şeyin, draft edildiğinden beri yazılara, konuşmalara ve tartışmalara neden olan sakatlık olduğunu biliyoruz. Çok üzerinde durduk bu konu hakkında.
Bu yazının da amacı olan Zion’un gayet iyi başlayıp kendini kanıtlamaya ve göstermesi, kesinlikle en ama en önemli olan şey. Kendisi All-Star hafta sonunda Yükselen Yıldızlar maçının ABD karmasında yer aldı, denediği smaçlar ve oyunuyla orada da keyif verdi.
Bu 19’luk Pelicans cevheri, umarım hiçbir engele takılmaz ve kendi efsanesini yaratıp gelecek nesiller için kendisinin ismini favori olarak duymamızı sağlar. Velhasıl kelam diyelim ve takımının, koçunun ve NBA severlerin bu genç Duke canavarına güvendiği belirtip Zion Williamson’a başarılar dileyelim.
Bu yazı, daha önce yazmış olduğum ve çekincelerimi dile getirdiğim yazımın ikinci kısmı niteliğinde. Konu hakkında daha fazla detay için o yazıya da göz atmanızı öneririm.
Umut Başaran Cürebal
