Son Periyot

Zaman ve Sabır Her Şeyin İlacıdır

THY Euroleague heyecanı, dün oynanan mücadelelerle başladı. Son Euroleague şampiyonu Fenerbahçe Doğuş Unicaja Malaga deplasmanında mağlup olurken; sezona yeni umutlarla başlayan Anadolu Efes de sahasında Real Madrid’e mağlup oldu. Bu iki mücadelenin kısa analizlerini sizler için yaptım.

Anadolu Efes 74-88 Real Madrid:

Öncelikle; bu yeni kurulan Efes’in en büyük sıkıntısı; takımın hücumcular ve savunmacılar olarak ikiye ayrılması. Dunston dışında oyunun iki tarafında da etkinliğini koruyan başka bir oyuncu yok. Bu durum, hücum-savunma dengesini yakalamayı zorlaştıracaktır. Ek olarak, oyuncuların pozisyon bilgisi ve sadakati de bir o kadar az. Perasovic’in, eski adıyla Laboral’daki sistemi Efes’e taşımaya çalıştığı oldukça açık. Kısalar, birebir üzeri hücumlarla kendilerine pozisyon hazırlıyor ancak takımın geri kalanı hücumda pasifleşiyor. İsolation hücumları, takımın hayati fonksiyonları adına bu denli kıymetliyse, günlük performanslar ve şut ritimleri takımın sezon sonundaki yerini belirleyecektir. Bu maçta da görülen, Ledo ve McCollum’un her aldıkları topta yalnızca atmayı düşünmesiydi. Laboral’daki Darius Adams-Mike James ikilisine benzer bir oyun ortaya koydular ancak o takımda Bourousis vardı. Boyalı alanda ya da kısa devrilmelerde oyun kuran, takımı sete oturtan ve oyuna akıl koyan bir oyuncuydu Bourousis. Efes’in de aynı modeli izlemesi için, bu tarz bir oyuncuya ihtiyacı var ve bu oyuncu kesinlikle Simon olacaktır. Bu maçta çok etkili olamasa da; o oyundayken hücumlar nispeten daha düzenliydi. Takımın asist sayısını yukarılara çekmesi şart görünüyor. İlk yarıda yalnızca 5 asist yapabildi Efes. Top paylaşımının artması ve hücumda diğer oyuncuların da doğru pozisyonda topla buluşturulabilmesi gerekiyor. Bunun yanında, savunmada da switch yapılamaması, adam paylaşımında büyük sorunlar getirdi. Bu noktada, Stimac-Dunston ikilisinin aynı anda parkede olmaması gerektiğini de ekleyeyim. Stimac ve Motum’un boyalı alandaki yumuşaklığı da başka bir önemli hadise. Bu maç özelinde Muric’in erken faul problemine girmesi de savunmadaki direncin düşmesindeki önemli faktörlerden birisiydi. Madrid cephesinde de Doncic fazlasıyla etkili bir oyun sergiledi. Aldığı kısa sürede müthiş istatistikler tutturdu ve bir kez daha oyununu ne kadar büyüttüğünü gösterdi. Son olarak, Josh Adams’ın kadrodaki yerinin doğru tespit edilmesi gerekiyor. Bence, rotasyonda Doğuş’un arkasında kalmalı. Anadolu Efes, henüz yeni bir takım ve zamana ihtiyacı olduğu açık ancak kadro kalitesi ve yapabilirlikleri çok yüksek seviyede olmasa da; gününde olduğunda her takıma sıkıntı yaratabilecek bir oluşum izleyeceğimizi düşünüyorum.

Unicaja Malaga 68-67 Fenerbahçe Doğuş:

Beklendiği üzere ev sahibi Malaga maça çok sert ve agresif başladı. Çembere giden kısalarıyla Fenerbahçe savunmasının dengesini bozdu ve bulduğu kolay basketlerle skora tutundu. Bu maçta Fenerbahçe Doğuş’un tam 14 hücum ribaundu verdiğini ekleyeyim. Yani ikinci şans basketleri de ev sahibinin maçı kazanmasında önemli etkenlerdendi. Jason Thompson’un erken faul problemine girmesi, Fenerbahçe’nin boyalı alandaki planlarını sekteye uğrattı. Bu noktada Melli’nin performansından da bahsetmek lazım. Bu maçta hiç etkili olamadı ve o da çabuk faul problemine girdi. Önceki yazılarımda, Melli’nin hücumda ve savunmada yaşadığı problemlerden bahsetmiştim ancak birkaç cümle daha eklemek istiyorum. Oyunda olduğunda, pas kanalına girmesi ve kendisine daha fazla pozisyon hazırlanması gerekiyor. İki çember arasını top atmadan gitmeye başladıkça; her uzun oyuncu gibi konsantrasyonu düşmeye başlıyor ve bu da hem savunmada pasifleşmesini hem de çabuk faul problemine girmesini tetikliyor. Onun ne kadar değerli bir oyuncu olduğu unutulmamalı ve mutlaka sistemde önemli bir yer edinmesi sağlanmalı. Bu maçta Fenerbahçe’nin canını yakan bir başka etken de, top kayıplarıydı. Topu çembere atamadan dönülen hücumlar, rakibin transition hücumlarının önünü açtı ve adam paylaşımındaki sorunlarla da kolay basketlere izin verildi. Son periyotta yaşanan hücum probleminden de bahsetmek gerekiyor. 7 dakikada yalnızca 3 sayı bulabildi Fenerbahçe ve rakibinin uzun soluklu serisine engel olamadı. Bu da akıllara; ‘kritik dakikalarda, sorumluluğu kim alacak, topu kim kullanacak?’ sorusunu getirdi. Wanamaker, bu tip anlarda daha fazla serbestliğe sahip olmalı. Karar verme noktasında söz sahibi olduğunu hissetmeli ve gerekirse ekstra birebir hücumlarıyla takımın tıkanma noktasına gelmiş hücumunu açmalı. Sloukas’ın da son periyotta yorgun olduğu ve bu nedenle düzgün karar veremediği görüldü. Sinan Güler, oyunda olduğu dakikaları iyi değerlendirmeli ve en azından Sloukas’ı iyi bir şekilde dinlendirebilmeli. Dixon’un da sakat olduğu düşünüldüğünde; Sinan’ın rotasyondaki önemi daha da anlaşılır hale geliyor. Guduric de aldığı dakikalarda daha skora dönük oynamalı. Hücumu bitirme noktasında çekinmeden şut kullanmalı ve oyun görüşü üzerine yapılabilecek olası sorgulamaların önünü kapatmalı. Fenerbahçe Doğuş’un maçı kopartmada yaşadığı sıkıntılar, bu maçın kaybedilmesinin kilit noktasıydı. İhtiyaç olan büyük adım bir türlü atılamadı ve kapı kapatılamadı. Obradovic’in bu konu üzerinde özellikle durması ve kazanma alışkanlığına sahip takımına bunu hatırlatması gerekiyor. Sezonun başında alınmış bu mağlubiyet, takımı silkeleyecek ve gelecek adına önemli bir ders olacaktır.

BORA BURÇ BİLBAN

Exit mobile version