Kawhi Leonard… Yazmayayım diyorum ama kendimi tutamıyorum. Bu sefer bir hikaye örneği vermeyeceğim ve konuya kestirmeden, tam göbeğinden gireceğim. Anlıyorum, farklı bir zamanda yaşıyoruz ve artık her şey bir algı üzerinden gidiyor. Bizim için, yani basketbolseverler için yaratılan algılar ve bunların tepsiyle rastgele bir öğün olarak bize sunulması. Bazı bir takım yorumcular palavralar üzerinden anlatıyorlar konuyu ya da kimin arabasına binerlerse onun şarkısını söylüyorlar diyelim. Meslektaşlarımı yargılamak istemiyorum, seyirciyi de anlayabiliyorum ama iş artık iyice çığırından çıkmış durumda.
Basketbolda yetenek çok önemlidir, bunu hiçbirimiz inkar edecek durumda değiliz. Ama artık yetenek o kadar da önemli bir şey değil. 20 yıl önce önemliydi evet, kabul ediyorum. Yeteneği aramak zorundaydı patronlar. Sadece basketbolda değil, müzik sektöründe, sinema dünyasında… Şimdi durum hiç de öyle değil. Günümüzde neredeyse herkes yetenekli. Sıradan bir mahallede bir basketbol sahasına gidin muhakkak yetenekli çocuklara rastlayacaksınız. Okullarda, kulüplerde hiç fark etmez. Hele Amerika sınırları içinde basketbol oynayan neredeyse her çocuk yetenekli. Artık yetenekten fazlası gerekiyor bize. O insanın, o oyuncunun iyi bir oyuncu olduğuna, büyük bir oyuncu olabileceğine inanmamız için…
NBA artık yeteneğin esas olduğu bir lig değil. Yetenek zaten var herkeste ve bu sizi oraya getirmeye yetiyor. Kawhi Leonard’un bundan bir kaç sene evvel “Bir sonraki LeBron” olacağı algısı tamamen fiyaskodur. Kawhi Leonard, LeBron gibi bir oyuncu olamaz. Yanlış anlamayın onun yetenekli olmadığını söylemiyorum. Ama artık bu işlerin böyle yürümediğini öğrenmemiz gerekiyor.
LeBron James ve Magic Johnson belki de NBA tarihinin en iletişimi yüksek iki oyuncusu. LeBron’u bu dönemde bu kadar özel kılan şey yeteneği falan değil. Şunlar;
- İletişim Becerisi: Buna takım arkadaşlarıyla iletişimi, rakipleriyle iletişimi, sosyal medya ilişkisi ve algı yönetimini dahil edebiliriz.
- İyi bir konuşmacı olabilmesi: Buna oyuncularla konuşabilmesi ve kamu karşısındaki konuşmacılığını katabiliriz.
- Liderlik
- Etrafındaki oyuncuları daha iyi yapabilmesi
- Recruiting becerisi
Bu yukarıda saydığım hangi özellik Kawhi Leonard’da mevcut? Kawhi konuşmaz. Otomatik olarak iletişimi zaten zayıf. Geçen sezon Spurs takımına yaşattığı süreç zaten akıl alır gibi değil. Liderlik edebilecek bir profilde de değil. Sadece çıkıp oynayan bir oyuncu tipi. Sosyal medya yönetimi zaten yok. Kawhi Leonard’in kariyer asist ortalaması 2.3 yani bu Shaquille O’Neal’ın kariyer asist ortalamasının bile altında. Shaquille O’neal yahu! Shaq kimdir? Pota altında topun indirildiği ve buldozer rakiplerini ezerek smaç vuran bir oyuncu. Yani playmaker pivot falan değil sözkonusu. Yani Kawhi pas veren, etrafındaki oyuncuları daha iyi yapan bir oyuncu değil. Kawhi Leonard ile bir alıp veremediğim de yok. Hatta oyuncu olarak kendisini beğeniyorum ama bu benim realist bir analiz yapmama engel olamaz. Devam ediyoruz.
Bu çocuk San Antonio Spurs’ün kilit oyuncusu değil miydi? O kadar yaygara koptu geçen yaz boyunca. Spurs, onsuz geçirdiği bir sezonda yine playofflara kalabildi mi? Karşısına Golden State değil de başka bir takım çıksaydı ikinci turu görür müydü? Neden olmasın. Yani Spurs takımının kaderini etkiledi diyebiliriz ama yine de Spurs takımı onsuz da oynayabildi gayet. Gelelim bu sezon. Toronto takımı kafasını duvarlara vurması lazım. Toronto, karşılığında gönderdiği oyuncu Demar DeRozen sayesinde geçen sezon Doğu konfersansını lider tamamladı. Yani Kawhi geçen sezonu lider bitiren bir takıma geldi. Toronto şu anda Doğu konferansında lider durumunda. İşin ilginç tarafı Raptors takımı onsuz da fazlasıyla maç kazanabiliyor. Peki o zaman yarattığı fark nedir?
Finalerin MVP’si seçildiği 2014 şampiyonluğunda gerçekten Spurs takımının en değerli oyuncusu muydu? Eğer öyleyse o şampiyonluk neden Tim Duncan’a yazılıyor? Ki bence de o şampiyonluk Tim Duncan’a yazılır. Süreç ve NBA’in ve içindeki “insider”lar sayesinde bize bir Kawhi Leonard efsanesi yaratılmaya çalışıldı. Kawhi Leonard çok iyi bir takımda önemli bir oyuncuya dönüşebilir ama bir camiayı sırtında taşıyabilecek bir oyuncu profilinde değil. Evet, yetenekli.
Bugünün NBA’i yetenekle bir alakası yok. Yetenekli olmak da gayet “cool” bir şey ama yetenek şampiyonluk kazandıran bir şey değil. Yüzükler, onun gibilerinin kazanabileceği şey değil. LeBron gibilerinin kazanabileceği bir şey, Magic Johnson gibilerinin kazanbileceği bir şey, Stephan Curry, Dwyane Wade gibilerinin kazanabileceği bir şey. Neden? İletişim, sosyal beceri, paylaşma kültürü…bütün mesele bu. Kevin Durant’i Golden State’e ne getirdi? LeBron ve Chris Bosh’u Miami’ye getiren sebep nedir sizce? Bunları iyice oturup düşünmeniz lazım. Size şu kadarını söyleyeyim; LeBron isterse istediği oyuncuyu Los Angeles’a yanına getirebilir. Gelebilmesini sağlar bir şekilde. Çünkü az evvel saydığım oyuncular NBA’in mevcut kültürünün farkında olmuş ve bu yoldan hareketle winner’a dönüşmüşlerdir. İletişim ve “recruiting” becerisi. Bence bu yoldan çıkarak ve Kawhi Leonard’dan başlayarak herkesin NBA’i, oyuncuları ve onlar hakkındaki algıları bir gözden geçirmesi gerekiyor.