1990’l\u0131 y\u0131llar\u0131n ortalar\u0131nda basketbolla tan\u0131\u015ft\u0131m. O zamanki ad\u0131yla Efes Pilsen’in Kora\u00e7 Kupas\u0131 zaferiyle sonu\u00e7lanan Avrupa yolculu\u011fu basketbolu sevmemde ba\u015frol\u00fc oynam\u0131\u015ft\u0131. O efsanevi tak\u0131m\u0131n en \u00f6nemli ismi ise ku\u015fkusuz Petar Naumoski’ydi. Naumoski’nin dikkatimi \u00e7eken ilk \u00f6zelli\u011fi \u00e7ok so\u011fukkanl\u0131 olmas\u0131yd\u0131. Bununla beraber \u00e7ok iyi bir \u015fut\u00f6rd\u00fc. Savunmac\u0131s\u0131n\u0131n bir anl\u0131k bo\u015flu\u011funu \u00e7ok iyi de\u011ferlendiriyor ve derhal \u015futa kalk\u0131p cezay\u0131 kesiyordu. \u0130kili oyunlarda perdeyi kullanarak \u015fut sokabildi\u011fi gibi birebir h\u00fccum ederek de \u015futunda isabet kaydedebiliyordu. \u015eutu orta mesafeden de etkiliydi, yay\u0131n gerisinden de. Naumoski’nin \u015fut tercihi ise genelde \u00fc\u00e7l\u00fck oluyordu. Naumoski ayr\u0131ca elit bir penetreciydi. Potaya atak ederek rakibin dengesini bozmakta mahirdi. Tabii Naumoski’nin bir de simge hareketi vard\u0131. Formas\u0131yla terini silerdi. Bu hareketi h\u00fccum s\u00fcresi dolmaya yak\u0131nken yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 an\u0131ms\u0131yorum. O d\u00f6nem basketbol oynayan gen\u00e7ler de Naumoski’ye \u00f6zenerek terini formas\u0131na siliyordu. Naumoski etkisi T\u00fcrk basketboluna her anlamda damga vuruyordu.<\/p>\n\n\n\n
Naumoski’nin ard\u0131ndan T\u00fcrkiye’ye ba\u015fka bir b\u00fcy\u00fck oyuncu daha geldi. O da Naumoski gibi oyun kurucuydu. \u00dcstelik NBA patentliydi ve yak\u0131n ge\u00e7mi\u015fte de Olympiacos’la EuroLeague zaferi ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131. David Rivers’tan bahsediyorum elbette. Rivers’la Naumoski’nin parkedeki tarzlar\u0131 birbirine pek benzemiyordu. Naumoski’nin oyun stilinde d\u0131\u015f \u015futlar daha \u00f6n plandayken Rivers’\u0131n oyununda \u00e7o\u011funlukla fi\u015fek gibi penetreleri belirleyici oluyordu. Rivers’\u0131n dripling meziyetleri o kadar \u00fcst seviyedeydi ki rakibini topla adeta dans ederek ge\u00e7iyordu. \u00d6zellikle a\u00e7\u0131k alanda h\u0131zlanan Rivers’\u0131 durdurmak imkans\u0131za yak\u0131nd\u0131. Kar\u015f\u0131 sahaya o kadar s\u00fcratli gidiyor ve temasa ra\u011fmen pozisyonu \u00f6yle sa\u011flam bitiriyordu ki kar\u015f\u0131 tak\u0131m\u0131n savunmas\u0131n\u0131 \u00e7aresiz b\u0131rak\u0131yordu. TOFA\u015e’\u0131n 1999 ve 2000 senelerindeki dominasyonunda aslan pay\u0131 Rivers’a aitti. \u00d6rne\u011fin, 2000 y\u0131l\u0131ndaki final serisinin 5. randevusunda Efes \u00f6n\u00fcndeki performans\u0131n\u0131 asla unutamam. Rivers o kar\u015f\u0131la\u015fmada saz\u0131 eline alm\u0131\u015f ve TOFA\u015e’\u0131n geriden gelerek ma\u00e7\u0131 kazanmas\u0131n\u0131 sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131. Bu galibiyet ayn\u0131 zamanda da T\u00fcrkiye Ligi \u015fampiyonlu\u011funu getiren galibiyetti. O ma\u00e7\u0131n Abdi \u0130pek\u00e7i’de oynand\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve o sezon Efes’in EuroLeague’de Asvel’i eleyerek d\u00f6rtl\u00fc finale kald\u0131\u011f\u0131n\u0131 da hat\u0131rlatmak isterim.<\/p>\n\n\n\n
Bu iki y\u0131ld\u0131z oyun kurucuyu T\u00fcrkiye’de yaln\u0131zca 1998-99 sezonunda kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 oynarken izleyebildik. O sezon Rivers’\u0131n komutas\u0131ndaki TOFA\u015e g\u00fclen taraf olmu\u015f, lig finalinde Efes’i yenerek ipi g\u00f6\u011f\u00fcslemi\u015fti. Hatta TOFA\u015e, sezonu \u00e7ifte kupayla tamamlam\u0131\u015ft\u0131. Bursa ekibi Rivers’\u0131n \u00f6nc\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcnde milenyumda da ayn\u0131 ba\u015far\u0131y\u0131 tekrarlayacak, ancak bu tarihi mutluluktan k\u0131sa bir s\u00fcre sonra TOFA\u015e y\u00f6netimi fla\u015f bir kararla profesyonel tak\u0131m\u0131n basketbol faaliyetlerini durduracakt\u0131. Naumoski ise 1999 yaz\u0131nda Efes’ten ayr\u0131lm\u0131\u015f, sakatl\u0131\u011f\u0131 nedeniyle de o sezon hi\u00e7bir tak\u0131mda forma giyememi\u015fti. Gelgelelim 1998-99 sezonu, Avrupa basketbolunda derin iz b\u0131rakan lider karakterli bu iki usta oyuncunun ilk rekabeti de\u011fildi. Naumoski ve Rivers, 1995’te Saporta Kupas\u0131 yar\u0131 finalinde de kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya gelmi\u015f, seriden sevin\u00e7le ayr\u0131lan isim Naumoski olmu\u015ftu. Naumoski’nin s\u00fcr\u00fckledi\u011fi Benetton, Rivers’\u0131n ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 Antibes’i ge\u00e7tikten sonra finalde de zafere ula\u015farak kupay\u0131 m\u00fczesine g\u00f6t\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fc. F\u0131rsat\u0131n\u0131 buldu\u011funuzda k\u00fc\u00e7\u00fck bir internet turu yaparak Naumoski ve Rivers aras\u0131ndaki d\u00fcellolar\u0131 izlemenizi tavsiye ederim. YouTube biraz da nostalji i\u00e7in var, \u00f6yle de\u011fil mi?<\/p>\n\n\n\n
<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"
1990’lı yılların ortalarında basketbolla tanıştım. O zamanki adıyla Efes Pilsen’in Koraç Kupası zaferiyle sonuçlanan Avrupa yolculuğu basketbolu sevmemde başrolü oynamıştı. O efsanevi takımın en önemli ismi ise kuşkusuz Petar Naumoski’ydi. Naumoski’nin dikkatimi çeken ilk özelliği çok soğukkanlı olmasıydı. Bununla beraber çok iyi bir şutördü. Savunmacısının bir anlık boşluğunu çok iyi değerlendiriyor ve derhal şuta kalkıp […]<\/p>\n","protected":false},"author":1469,"featured_media":32143,"comment_status":"open","ping_status":"closed","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1121,1],"tags":[],"class_list":{"0":"post-32106","1":"post","2":"type-post","3":"status-publish","4":"format-standard","5":"has-post-thumbnail","7":"category-anadolu-efes","8":"category-basketbol"},"aioseo_notices":[],"amp_enabled":true,"_links":{"self":[{"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/32106"}],"collection":[{"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1469"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=32106"}],"version-history":[{"count":36,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/32106\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":32142,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/32106\/revisions\/32142"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/media\/32143"}],"wp:attachment":[{"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=32106"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=32106"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"https:\/\/www.sonperiyot.com\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=32106"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}