Avrupa Şampiyonasına 24 gün kala, A Milli Takım Koçu Ufuk Sarıca, Milliyet gazetesinden Ümit Avcı’ya milli takımın son durumunu, hedeflerini ve Ersan Ilyasova sorunu hakkında özel açıklamalarda bulundu.
En kritik yer denen Bormio kampı tamamlandı, bir değerlendirme alabilir miyiz sizden?
İyi tempoda bir çalışma ortamı yakaladık. Burada zaten bazı şeylere kapalı, daha konsantre çalışma ortamı yaratabiliyorsunuz. Oyuncuların çalışma tempoları beni mutlu etti. Yorgunluk anında sıkıntılar yaşandı ama asıl amaç da yoruldukları zaman doğru kararlar verebilmelerine alıştırmak. Tabi ki, buraya kalabalık geliyoruz. Oyuncuların aynı takımlarda oynamadıkları için birbirlerini tam olarak tanımaması da doğal. Belki bir maç daha oynayabilseydik daha iyi olacaktı.
Geçmiş sezonlarda bu kamp biraz daha kondisyon ağırlıklı geçerdi, bu yıl basketbol antrenmanları daha fazlaydı. Bunun sebebi oyuncuların çok oynamamış olmaları mı?
Benim tarzım kendi takımda da böyle. Tabii ki kondisyoner arkadaşlarımızın da görüşleri ve çalışma düzenleri hakkında görüşlerini konuşuyoruz ama 1 haftalık sürecin ardından olan tüm çalışmaları sahada da yapabiliyorsunuz. Biz bunu planladık. Senin dediğin gibi basketbol antrenmanına da ihtiyaç var, çünkü yeni bir sistemi oturtmak için çok çalışmamız gerekiyor ve fazla vaktimiz yok. Hem bunun için hem bazı oyuncuların süreleri az olduğu için basketbol çalışmalarına ağırlık verdik.
“BİR EKOL OLMALIYIZ”
Sizden son bir mesaj alalım
Sonuçta bu ne ilk ne son milli takım. Jenerasyonlar değişiyor. Bizim aslında iyi olmaya aday çok yetenekli oyuncularımız da var. Teknik kısım tabii ki önemli ama bizim onlara bir taraftan da spor kültürünü, çalışma ve beraber oynama alışkanlığını yerleştirmemiz lazım. Bizim Türk Milli Takımı olarak belli ekolleri de oluşturmamız lazım. Kısa vadede de iyi şeyler yapmayı istiyorum. Ben zaten her gün başarılı olmak istiyorum ve kendime o baskıyı yapıyorum ama uzun vadede başarısız olmamız mümkün değil, sadece organizasyonumuzu daha iyi hale getirmeliyiz.
“KALAN SAĞLAR BİZİMDİR”
Sizin kulüp takımlarındaki düzenlerinizde de, burada gördüğümüz saha dizilişinde de 4 numara katkı çok önemli ve Ersan gelmeyeceğini açıkladı. Çözümlerimiz neler?
Elimizdeki mevcut oyuncuları en iyi hale getirerek, en iyisini bularak çözmeye çalışacağız. Başka bir yöntem yok. Evet bizim ilk planlamamızda Ersan vardı kadroda. Ersan bizim planladığımız şekilde gelse iyi olurdu ama yapabilecek bir şey yok. Elimizdeki durumundan maksimum katkıyı sağlamaya çalışacağız, elimizdeki kadroda 4 numara Barış var, Metin var, dönem dönem buralarda Cedi ve Erkan’ı denemeye çalışıyoruz. Belki Furkan’ı zaman zaman oralarda kullanmayı çalışacağız ama burada özellikle Barış ve Semih’e önemli rol düşüyor.
Oyuncuların hepsiyle konuştum bu kampta ve sizin bir oyuncudan maksimum verim alabileceğiniz cümlesini hepsi kurdu. Burada özellikle kimlerin performansını yukarıya çıkarmalıyız?
Toplamda hepsini çıkarmalıyız. Bireylerin performansını yükselttiğinde takımı da yükseltiyorsun. Basketbola çok uzak kalmış bir Semih var. Şanssızlıklar da oldu ama özeleştirisini yapıp, bu şampiyona ve bundan sonrasını çok iyi oynamak zorunda. Ersan’ın gelmeyişi nedeniyle Barış, Metin, Cedi önemli. Furkan Korkmaz’ın eline top çok yakışıyor. Daha aktif hale gelmeli. Bobby’nin de performansını geçen seneki milli takım düzeyinin üzerine çıkarıp, Karşıyaka ve Fenerbahçe’deki etkinliğini sağlamalıyız. Herkesin katkısı 10 üzerinden kaçsa, bir iki puan üzerine çıkmalıyız. Bazı değerler var ama sonuçta sahada enerjisi yüksek olan, mücadele eden takım avantajlıdır. Bu konuda tecrübeliyim.
“EN İYİSİNİ YAPACAĞIZ”
Karşıyaka ve Beşiktaş’takine benzer bir düzen, agresif savunma ve hücum, topun dolaşması. Bunlar için kısa zaman var, oturtabilecek misiniz?
Bu süreç çok yeterli değil ama açıkçası yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışacağız. Biraz daha belki kulüp takımında verebileceğimiz konuların daha azını vermeye, basite indirgemeye çalışıyoruz. Senin de dediğin gibi pas trafiğini artırıp, oyuncuları potaya giden bir takım yaratmak kolay olmuyor. Belki yüzde 100’ü oturtamayız ama, nereye çıkarabilirsek onu yakalamaya çalışacağız.
BAZI GERÇEKLER VAR
Türkiye’de oynanan bir başarı alışkanlığı var ama bir yandan da kamuoyunda bir umutsuzluk var, oyuncularımız oynamıyor deniyor. Bu oyuncuların kafasında bir ikilem yaratmayacak mı?
Takım halinde konuşmalara da başladık. Birebir de konuşuyoruz. Ben oyuncuyken de antrenörken de hiçbir zaman bir maça nasılsa kaybederiz diye çıkmadım. Belki mevcut şartlarda bazı sıkıntılarımız var, bu gerçek. Ben oyunculara şunu anlatıyorum; herkesin bir rolü var takımda. Birinin sağ eli kuvvetli, birinin şutu var. Eğer sen sağında iyi bir şutör koşuyor, solunda da penetreci varken sen topu sağına verirsen o zaman senin verimin, bir maçtaki kazanma olasılığın daha fazla. O doğru kararları vermemiz lazım. Bazı yönlerde zayıfız ama çözmek için çabalıyoruz.
Gruba baktığımızda Sırbistan en çok göze batan ekip ama çok ters rakipler de var. Sizce bu grubun neresinde olabiliriz?
Sırbistan’ı geçmek çok kolay değil ama geçmek için elimizden geleni yapacağız. Başlangıçtan itibaren gelişen durum çok önemli. Bence Rusya galibiyetiyle turnuvaya başlarsak, o bizim var olan öz güvenimizi artırıp, milli takım havasını çok farklı hale getirecektir ama elbette Belçika ve Letonya maçları, Büyük Britanya maçları da olması gereken maçlardan bir tanesi. Bir sıralama koymuyorum ama grupta en kötü 2. olabilirsek büyük avantaj yakalarız.
Eski bir yıldız oyuncu olarak NBA oyuncuları konusunda neden sıkıntı yaşadığımızı düşünüyorsunuz? Gasol yine kadroda, Nowitzki’yi yıllarca gördük…
Bu spor kültürüyle alakalı. Oralar bu konuda bizden önde. İspanya’da da var, Sırbistan’da da var, Fransa’da da var… Oralara gelip sonuna kadar oynuyorlar. Bi de şu var; sadece bedenen gelmek de yeterli olmuyor, ruhen oraya gelmek, takımın bir parçası olmak önemli. Geçmiş dönemlerde benim hatırladığım Hidayet oralarda çok formdaydı, Ersan bir dönem çok iyi oynadı… Hep de geliyordu ama ben bu turnuvada ondan beklerdim; evimizde oynayacağımız turnuvaya son kez gelsin, milli formayı giysin ve öyle bir düşüncesi varsa sonrasında müsaade istesin.