Son Periyot

Robin Kılığında bir Batman: Carmelo Anthony

Carmelo Anthony

Carmelo Anthony

NBA’de sezon başlıyor başlamasına ama konuşulacak da çok şeyin biriktirdiğimiz bir yazı geride bırakmış durumdayız. LeBron James yine bir “karar”la NBA’de taşları yerinden oynatmayı başardı. Cleveland şehrini ikinci kez terk edip giden “Kral” bu sefer kendini yeteneklerini Güney Sahilleri’ne Miami’ye değil, Batı kıyısındaki Melekler Şehri Los Angeles’a taşıdı. Eski süperyıldız Carmelo Anthony, Houston Rockets’a James Harden ve Chris Paul’un yanına geçti. Kawhi Leonard, San Antonio’da bir sezon yattıktan sonra Kuzeye Toronto’nun yolunu tuttu. Dwyane Wade, son sezonu olduğunu ve sezon sonunda emekli olacağını açıkladı. Bu onlarca başlıktan büyük puntolarla yazılanları… Biz bu yazımızda kimsenin pek üzerinde durmadığı “Carmelo Anthony Mevzusu”nu inceleyelim.

Nereden nereye?

Yeni yeni NBA’i takip eden gençler çok bilmez. Carmelo Anthony, bir zamanlar LeBron’un bile önünde görülen hatta 2003 draftinde neredeyse 1inci seçilecek geleceğin çok büyük süperyıldız adayıydı. LeBron gibi liseden değil, üniversiteden NBA’e gelen Carmelo’nun fundamental olarak NBA’e LeBron’dan daha evvel adapte olabileceği öngörülüyordu. Bugün Melo’nun geldiğini noktayı düşündüğünüzde gerçekten insanın canını acıtıyor diyebilirim. Melo kariyerine kötü de başlamadı aslında. Sayı krallıkları, kılpayı kaçırılan MVP ödülü, All-Star olma başarıları… İşte, aslında Melo’nun problemi klasik kendi yerli Türk sporcularımızın sendromudur. Sahip oldukları belirli bir yetenek ve becerilerini belirli bir seviyeye geldikten sonra üzerine koyamamaları ve geliştirememeleridir. Melo, halen becerileri gereği halen 2000li yılların başındaki basketbolun oynandığını zannediyor. Kazın ayağı aslında hiç de öyle değil. Basketbol hızlandı ve klasik “isolation” oyunundan “pace and space” oyuna bir geçiş yaşandı. Uzunları pota etrafında kol gezdiği ve takımın hücum oyuncusu topu saniyelerce elinde tutup bire bir hücum yapma yani kafasına göre takılma diye bir şey kalmadı diyebiliriz. Melo, oyununda bu geçişi yapamadı. Yeni oyuna adapte edemedi. Aslında kısacası oyun “yarat ve at”tan “yakala ve at”a geçti.

Robin kılığında bir Batman

Melo fanlarını en çok üzen konu bundan böyle şampiyonluk kazanmamış olması olmayacak.
O’nu süper bir yıldız iken zamanla, çok tuhaf bir şekilde tabir-i caizse “yancı” pozisyonuna
evrildiğini izlemek herhalde acıların en büyüğüdür. Basketbolun melekleri herkese adil olmuyor belki de ya da sadece kader kısmet deyip konuyu kapatmamız lazım. Demek ki her şey şampiyonluk yüzüğü ile alakalı, bütün mesele bu. Çünkü bakın, Dwyane Wade de bir zamanlar olağanüstü bir süperyıldız iken zamanla, biraz da sağlığı gereği, LeBron’un da gelmesiyle “ikinci adam” pozisyonuna evrildi. Ama Wade, LeBron’la 2 şampiyonluk kazandığı için ve daha önemlisi LeBron’dan önce yani LeBron’suz bir şampiyonluk kazandığı için basketbolseverler Melo’ya yapığı saygısızlıkları Wade’e yapmıyorlar.

Halbuki Wade’in birinci şampiyonluğu Shaq’ın şampiyonluğudur. Wade’in yanında oynayan
oyunculara bakın 2006 Heat kadrosunda; Shaquille O’Neal, Gary Payton, Alonzo Mourning,
Jason Williams, Antoine Walker, James Posey. Melo kariyeri boyunca gerçekten eli ayağı
düzgün bir kadroyla yarışa girmedi. Sadece 2 küsür sezon kariyerinin sonunda olan Allen
Iverson ile oynadı. O yüzden Melo’nun herkeslerce “Loser” damgası yemesi gerçek anlamıyla adaletsiz. Kendisini oyununu geliştirememesi konusunda yeterince eleştirdim ama elmaları elmayla, armutları armutlarla aynı sepete koymakta fayda var.

Şu anda ligin En Değerli Oyuncusu James Harden ve ligin en önemli oyun kurucularından Chris Paul’un olduğu takıma 3üncü hücum opsiyonu olarak kadroya dahil oldu. Geçen sezon NBA Finali’nin kıyısından dönen Rockets, bu sezon o tümseği aşabilirlerse bundan Melo’nun hiç mi payı olmyacak? Çünkü her şeye rağmen, yorumcular ne derse desin O Carmelo Anthony. Takımın 3üncü oyuncusu da olsa bir maçın kaderini değiştirmek konusu olunca ligin en değerli oyuncusudan işi daha iyi bilir. O artık “Eski Süperyıldız”, O Ron kılığında bir Batman.

Ara Gözbek
aragozbek@gmail.com

Exit mobile version