Bu yazıya atılacak en güzel başlık herhalde “spor adamı” olurdu. Pat Riley’i yazacağım. Tanımayanlar tanısın, tanıyanlar bir kez daha ona saygı duysunlar diye. 70 yaşında kendisi. 1967 ile 1976 yılları arasında oyuncu olarak, sonrasında koç, asistan koç ve idareci olarak farklı takımlarda bulunmuş, Amerikan spor tarihinde herhangi bir spor dalında hem oyuncu, hem asistan koç, hem koç hem de idareci olarak şampiyonluk yaşamış tek isim. (Dünya tarihinde buna benzer bir spor adamı var mı bilmiyorum ama dileyen, var mı diye araştırabilir.) Spora adanmış bir hayat, karizma kişilik, sıradışılıkların adamı Patrick James Riley. Çok yakın zamanda Miami Heat organizasyonu içinde 20.yılını kutladı kendisi. Ömrü yetse bir 20 yıl daha aramızda olsa diyecektir her Heat taraftarı onun için. Peki Pat Riley’i bu kadar özel yapan şey nedir? İşte bundan bahsetmek isterim dilim döndüğünce.
Çok Özel Bir Spor Adamı
Pat Riley bizim şahitlik edemediğimiz (çok küçükmüşüz o zamanlar) zamanlarda Lakers ile 4 kez şampiyonluk yaşamış koç olarak. Bu şampiyonluklardan birinde Los Angeles’ta kalabalığa önümüzdeki yılda size şampiyonluğu garanti ediyorum diye söz vermiş, ve bir sonraki yılda da takımı şampiyon yapmış. Kariyerinde 4’ü Lakers ile biri Heat ile 5 şampiyonluğu var. Heat organizasyonunun içine girmesi 1995 yılının Eylül ayına denk geliyor.
Pat Riley’nin Heat serüveni için buyrun biraz zaman koridorunda beraber yürüyelim. Pat Riley kapıdan içeri hem koç hem de başkan görevi ile girdiğinde Miami Heat sadece 7 yıllık bir takım ve bu 7 yılda sadece 2 kez playoff oynamış vasat bir görüntüsü var. Hemen işe koyulan Riley ilk iş olarak bir gün formaları emekli edilip American Airlines Arena’da havaya kaldırılacak olan Alonzo Mourning ve Tim Hardaway’i takımın kadrosuna katar. O gün birçok kişi şampiyonluğa oynayacak bir takımın izlerini görür kadroda. Alonzo Mourning’in yılın defansif oyuncusu, Riley’nin yılın koçu ödüllerini CV’lerine yazdıkları yıllarda karşılarında Jordan’ın Bulls’u ve Ewing’in Knicks’i olunca o takımın NBA finallerinde boy göstermesi mümkün olmayacaktır. Ancak, Heat’in o yıllarda mantalitesinin ve kodlarının değişmesi ilerki yıllardaki başarılarının kıvılcımı olacaktır şüphesiz.
Miami Heat’in 2006 NBA Şampiyonluğu
2003 yılı Heat tarihi açısından unutulmaz bir senedir. Birincisi bir önceki sezonun kötü performasının ardından başkan Riley koç Riley’i kovarak kendini kovan biri sıfatıyla tarihe geçmiş ve yerine Stan Van Gundy’i getirmiştir. İkincisi Riley, Heat tarihinin en önemli oyuncusu Dwyane Wade’i o sene draft edecektir. Aslında Wade yerine bir pivot daha iyi olurdu diyenler de olmuştur, ancak Riley’nin kararının ne kadar isabetli bir karar olduğunun ortaya çıkması çok uzun sürmeyecektir. 2004’de Shaquille O’Neal’ı, 2005’de NBA tarihinin gördüğü en büyük takasla (13 oyunculu) Anthony Walker, James Posey ve Jason Williams’ı kadrosuna katan ve Pat Riley’nin tekrar koçluğunu devraldığı Miami Heat nihayet 2006 yılında tarihinin ilk şampiyonluğunu Mavericks önünde 2-0 geriye düştüğü seride 4-2 ile kazanacaktır. Bu final serisi ayrıca Wade’in ‘’Finals MVP’’ ödülünü NBA finalleri tarihinde 30 sayı üzerinde ortalama tutturan en genç oyuncu olarak kazandığı final olarak tarihteki yerini alacaktır.
2006- 2011 yılları arası tam benim Miami’de yaşadığım zamana rastlar. Düşünün şampiyon olan ve taraftarı olduğunuz takımın şehrine gidiyorsunuz, ve 5 sene sonunda hiçbir şampiyonluk göremeden, hatta şampiyonluk görmek şöyle dursun takımın en kötü zamanlarını görerek o şehirden ayrılıyorsunuz, ve siz ayrılır ayrılmaz takım üs üste şampiyon oluyor. 2006 şampiyonluğunun hemen ardından playoff 1.turunda elenen, bir sonraki yıl tarihinin en kötü sezonunu yaşayan ve 15 galibiyet alabilen Heat otoritelere bu takım daha yeni şampiyon olmadı mı neler oluyor dedirtmeye başlamıştı. (O yıl taraftarın yaşadığı en büyük sevinç Indiana karşısında sona eren mağlubiyet serisi idi.) Koçluk kariyerinin dibini gören koç Riley o yıl koltuğu yardımcısı Erik Spoelstra’ya bırakırken, kendisi sadece başkanlık görevine devam edecekti. Böylece başkan Riley koç Riley’i ikinci kez kovmuş oluyordu. Bu ayrıca koç Riley’nin parkelere vedası idi.
Başkan Riley, Koç Spoelstra
Pat gibi sıradışı bir adam olan Erik, ilk iki senesinde takımı playoffa taşıma başarısı gösterse de, takım ilk turdan ötesini göremeyecekti. 2010 yazı NBA tarihinin en sıcak yazı olacak ve Lebron James, Chris Bosh, Dwyane Wade üçlüsü Miami tarihinin ‘’big-3’’ sini kuracaklar, 4 senede 4 final oynayıp, 2 şampiyonluk yaşayacaklardı. Böylece Pat Riley sadece idareci olduğu döneme de 2 şampiyonluk yazdırmış olacaktı. 2014 yılının yazındaki free-agent piyasası Lebron James’in Cleveland’a geri dönmesi ve bugünlere gelinen nokta. Miami Heat an itibari ile şampiyon olma ihtimali zor olan ama Doğu finalini oynama ihtimali oldukça yüksek olan bir takım. Aslında ne yapacağı en çok merak edilen takım. Buraya kadar sözünü ettiklerim Pat Riley’nin Heat serüvenine bir bakış.
Pat Riley’in Kariyeri
Peki Pat Riley’i Miami Heat için özel kılan nedir? Rakamlar ve başarılar mı? Rakamlar tabi ki çok önemlidir. Ama Pat Riley’i iyi bilenler için, Pat Riley derslere konu olabilecek bir adamdır. Bu açıdan Pat Riley ile alakalı her yöneticide olmayan özellikleri not etmek elzemdir. Ancak, onlara geçmeden önce rakamlardan da bahsedelim dilerseniz. Kariyerinde 1900 maçın üzerinde maça koç olarak çıkmış, bunların %60’ını kazanmış, Heat koçu olarak çıktığı maçların %53’ünü kazanmış, toplamda kariyerinde biri Heat ile olmak üzere 5 şampiyonluk yaşamış, 3 kere yılın koçu ödülünü almış, NBA tarihinin en iyi koçları listesine girmiş. 1995 yılında Heat’e katılan Pat Riley’den sonra Heat sezonların %80’inde playoffa katılma başarısı göstermiş. NBA tarihinde 3 veya daha fazla şampiyonluk yaşamış takım sayısı 8. Heat bu takımlar arasına 2006 yılından sonra sadece 8 yıllık bir periyot içinde dahil olma başarısını gösteriyor. Milenyumu düşünecek olursak Lakers ve Spurs ile birlikte NBA’in en başarılı takımı Heat. Bunların hepsi Pat Riley’nin yönetiminde oluyor. Bütün bunlar Pat Riley’i efsane yapmaya fazlasıyla yetiyor. Ancak Pat Riley ile alakalı söylenecekler tabi ki bununla sınırlı olamaz. Kendi adıma Pat Riley’e duyduğum hayranlık bu satırdan sonra yazacaklarımla başlıyor, rakamlarla değil….
Yazının 2. bölümünü “Pat Riley : Bir NBA Efsanesi” başlıklı sayfada bulabilirsiniz.
Veysel Avşar
