Shai 1.98 boyunda 81 kilogram ağırlığında 2.11 metre kulaç uzunluğuna sahip bir gard. 2018 NBA Seçmelerinde 1. tur 11. sıradan Charlotte Hornets tarafından seçilip aynı akşam bir diğer çaylak olan Miles Bridges karşılığında Los Angeles Clippers’a takas edildi.
Shai kolejdeki tek sezonunda Kentucky Wildcats takımıyla 37 maçta süre aldı. Bu maçların 24’ünde ilk beş başlarken maç başına ortalama 33.4 dakika süre aldı. Maçlarda 14.4 sayı, 5.1 asist, 4.1 ribaund, 1.6 top çalma, %49 saha içi isabet ve %40 üçlük isabetiyle oynadı.
Gelelim Shai’ın artı ve eksilerine. Önce artıları:
1- Boyu ve kulaç uzunluğu onun her iki gard pozisyonunda da oynamasına elverişli. Ayrıca sezon öncesi ölçümlerde de yalnızca %6.23 yağ oranına sahip olduğu öğrenildi. Yerden yaklaşık 92 cm sıçrayabiliyor.
2- Savunmada çok çalışkan, uzun kolları sayesinde hücum eden gardlara zor zamanlar yaşatabiliyor. Zaten 1.6 top çalma ortalaması da bize bunu gösteriyor ayrıca bu top çalmaların çoğu bire bir savunmada çalınan toplar.
3- Kol ve bacakları boyuna göre uzun olmasına rağmen vücut kontrolü gayet iyi. Defansta pozisyonu kolay kolay bozulmuyor ve oyun içinde takım arkadaşlarına beklenmedik paslar çıkartmasına olanak sağlıyor.
4- Hakkı verilmeyen bir şutör. Her ne kadar şutu çok konuşulmasa da %40 üçlük isabeti ve %81 serbest atış isabeti gerçekten iyi yüzdeler.
Şimdi de eksilerine geçelim:
1- Güzel fiziğine karşın yalnızca 81 kilogram ağırlığında. NBA temposuna ve sertliğine ayak uydurabilmesi için kas kütlesi kazanması gerekiyor.
2- Bazen topla beraber penetre yolları ararken topu çok fazla elinde tutup hücumu durgunlaştırabiliyor ve zorla denediği penetrelerle kimi zaman etrafındaki arkadaşlarını görmeyi unutuyor.
3- Bazen hücumu zorluyor ve bu genelde top kaybına yol açıyor. Özellikle maç sonlarını iyi oynayamıyor.
4- Kimi zaman sayıya çevirebileceği boş şutları kullanmayıp pas atmayı seçiyor ki bu da NBA gözlemcilerinin not defterine özgüven eksikliği olarak yazılıyor.
5- Testlerde gösterdiği güzel atletik rakamlara karşın maç içerisinde atletizmini kullanmaktan kaçınıyor. Genelde daha yavaş, sete set yarı saha oyununu tercih ediyor.
Sonuç olarak Shai Gilgeous-Alexander kendini Kentucky’nin en az adı duyulan oyuncusundan geçen yılın en iyi Wildcat’ine dönüştürdü. Bir senede bu kadar gelişmesi onun NBA koçlarıyla beraber ne kadar gelişebileceği yönünde kıvılcımlar verdi. Shai, yeterince güçlenirse kazanacağı özgüvenle beraber elit bir gard olabilecek potansiyelde bir oyuncu gibi duruyor. Diliyoruz ki ondan sağlıklı ve uzun bir NBA kariyeri görürüz.
Yunus Emre Karabıyık