Basketbol herkesin beklediği üzerine herkesin eğlence için oynadığı bir spor değil. Bizler evlerimizde uykusuz kalıp maçları izlerken, diğer bir kesim ise ev geçindirmek zorunda. Bahsettiğim kesim tabii ki oyuncular.
Bu oyuncuları milyon dolarlar içerisinde yatan, yarını hiç düşünmeyen, bir derdi olmayanlar olarak düşünebiliriz. Ama bütün oyuncuların asıl hedefi para kazanmaktır. Bir yerden sonra bu oyunu zevk olduğu için değil, iş olduğu için oynarlar.
Bizler bir sporseverler olarak tek bir maç kötü performans gösteren oyunculara” kaç milyon alıyorsun düzgün oyna” diye her zaman bağırma hakkını kendimizde bulabiliriz. Ama gece eve geldiğimizde iş yerinde sinir olduğumuz bir durum yüzünden anlamsız bir kavga çıkabilir ya da karımızla kavga ettiğimiz için işteki verimimiz düşebilir.
Bu gibi durumları sanki sporcular hiç yaşamayacakmış gibi düşünmekteyiz. Arkadaşlar onlarda insan. Robot değiller.
Hem de uzun bir sezon boyunca yaptıkları iş sırasında her hareketleri, antrenmanlar da arkadaşlarıyla yapmış oldukları diyaloglar bile her an görülmekte ve üzerine binlerce yorum yapılmakta. “Eskiden twitter olsa Bülent Korkmaz Galatasaray’da 20 sene top koşturamazdı.
Bununla da kalmayıp, sporcuların işlerinin dışına çıkıp aile hayatları, eski arkadaşları, eski düşmanlarıyla alakadar oluyoruz. Sahada şutu kaçırdı diye bağırmadan önce bir saniye düşünün. Siz işyerinizdeki arkadaşlarınız ya da mahallenizdeki arkadaşlarınız arkanızdan değişik dedikodular salladıkları zamanları. Sporcuların tamamı bunu her gün yaşamakta ve cevap verdiklerinde ise karşı linç başlamaktadır.
Ben şu anda sporculardan uzak durun, onların hayatlarına karışmayın ne yaparlarsa yapsınlar demeyeceğim. Çünkü bu bir iştir. Tamamen insana bağlı bir iştir. Ve onlar o dev kontratlara imza atarken bu hayatı da kabul ediyorlar.
Borsada belli başlı kâğıtlar aldığınız da üretimin nasıl olduğunu, son satışların nasıl ilerlediğini görmek istersiniz. Basketbolda ya da herhangi bir spor alanında da ortaklar var. Ve bu ortaklar takımlarının nasıl ilerlediklerini, yatırımlarının karşılığını alabilecek mi diye düşünüyorlar. Bu antrenmanları ya da bazı etkinlikleri kamuya açık bir şekilde bilgilendirerek ilerletiyorlar.
Ama bu bize istediğimizi söyleme hakkını vermez. O kişinin her şeyini araştırma hakkı da vermez.
Lütfen karşımızda ki kişilerin insan olduklarını unutmayalım.
Sait Emre Şentürk