Los Angeles Lakers genel menajeri Rob Pelinka, Lance Stephenson’u LeBron’un yanına getirmeleri üzerine: “Michael Jordan’ın yanında Dennis Rodman, Kobe’nin yanında Metta World Peace’i düşünüğünüzde, oyunu gerektiğinde gerebilen bu tarz sert oyuncular sahada gerçekten iyi birer malzeme.” açıklamasını yapmıştı.
“Pis Oyuncu”, Amerikalıların deyişiyle “Dirty Player” kavramı, zaman zaman farklı şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Fakat tahmin ediyoruz ki Rob Pelinka, bu deyişiyle saha üzerinde gösterdikleri basketbol yeteneğinden ziyade, rakibin yıldız oyuncularını yıldıran zihinsel oyunları ve hücum-savunma sertlikleri ile öne çıkan kategorideki “pis oyuncuları” kast ediyor.
Bu tip oyuncuların temel olarak işlevleri; saha üzerinde takımları özellikle basketbol veya enerji anlamında yetersiz kaldığı zaman, sahip oldukları bulaşıcı savaşma arzusu ve galibiyet açlığı ile hem takım arkadaşlarına enerji aşılamak hem de rakibin hücumunu yırtıcılıkları ile yavaşlatmak ve bu yolla yegâne amaçları olan kazanma alışkanlıklarını tatmin etmek.
Özellikle Pelinka’nın bu tarz “deli” oyuncuların önemini vurgulaması üzerine ben de bugün NBA’de aktif olarak oynayan “pis” oyuncuları bu yazı altında derlemeye karar verdim:
Not: Günümüzde aktif olarak oynamayan oyuncuları özellikle listeye dahil etmek istemedim çünkü günümüz basketbolu ile kıyaslandığında onların yaptığı “pisliklerin” tek bir adı vardı: “Basketbol”.
- Serge Ibaka
Kongo Cumhuriyeti’nde doğan, bloklarıyla ünlü uzun forvet pota altında üstünlük kurmak için her türlü yolu deniyor. Toronto Raptors’un 29 yaşındaki oyuncusu hakkında Matt Barnes; “O sadece pis…Blake’i(Griffin) maç içinde iki kere kasıklarından tekmeledi.” diye yorum yapmıştı. Nitekim akıllarda kalan bu pozisyonlar hakkında haklı da. Ibaka hakkında saha dışında da yaşına dair hile yaptığına yönelik tartışmalar bulunuyor.
- Chris Paul
Çoğunlukla olağanüstü oyun kurucu yetenekleri ve basketbol zekâsı ile gündeme gelen CP3, aynı zamanda oyuncular arasında da bir rakip olarak bulaşmak istemeyeceğiniz bir isim olarak biliniyor. Bu konuda neden bulaşmak istemeyeceğinizi, size bunu daha önce deneyen Chris Kaman, Kevin Durant ve Rudy Gobert herhangi bir hareket esnasında çeşitli yerlerine aldıkları darbeler ile en iyi şekilde anlatabilir.
- Steven Adams
Son yıllarda takdiri hak eden “ağır işçi” ruhu ile bilinen Steven Adams’ın, anlaşılan o ki bir de bilinmeyen tarafı var. Öyle ki 2016’da hem oyuncular hem de koçlar tarafından alınan oylarla Adams, “ikinci en pis oyuncu” olarak seçilmiş. Batıdan bir koçun iddiasına göre Adams, rakiplerini 1e1’de yıldırmak ve topa sahip olmak için onlara belli etmeden sık sık dirsek atarak ve vurarak pota altı üstünlüğünü sağlıyor.
- Matthew Dellavedova
Cleveland’da bulunduğu sezonlarda, final eşleşmelerindeki Curry savunmaları ile ön plana çıkan Delly, takımlar tarafından sert savunması, hırçın tavırları ve dış atışları sebebiyle tercih ediliyor-du. Belki de kendisi LeBron’un yanındaki saldırgan oyuncu rolünde yaptıklarıyla Lakers’ın Lance Stephenson hamlesini yapmasındaki ilham kaynağı olabilir.
- Tony Allen
Adeta futbol tarihimizdeki Alex-Hürriyet eşleşmesinin bir benzerini bize Kobe’yi en iyi savunan(!) oyuncu olarak bilinmesiyle izleten Tony Allen, Mamba’ya göre de onun karşılaştığı en sert savunmacı. Bleacher Report’a göre “Memphis tarihinin en pis oyuncusu” unvanını taşıyan “The Grindfather”, agresifliği ve temas sever oyunu ile için rakibinizde olmasını istemeyeceğiniz bir isim.
- Marcus Smart
Son günlerde takımından talep ettiği yüksek kontratlar ile gündeme gelen Celtics’in mücadeleci oyuncusu Smart, çoğu oyuncuya ve taraftara göre “tam bir pislik” sıfatıyla tanınıyor. Bu yıl play-off’larda Cavs karşısında sergilediği saldırganlık ile hatırlanan şutör gard, günümüzde de çenesiyle rakiplerinin sinirlerini germesi, savunmasıyla onları oyundan düşürmesi ve çeşitli darbelerle canlarını yakmasıyla tanınıyor.
- Patrick Beverley
Housto Rockets forması giyen başarılı altıncı adam, rakiplerine karşı çok çalışan çenesinin yanında, takımının maçlarında yaşanan en küçük bir gerginlikte bile hemen olay yerinde bitip olayı daha da körüklemesiyle biliniyor. Hatırlarsanız, adeta bir zihinsel savaş uzmanı olan Beverley, Lonzo Ball ile ilk karşılaşmasında hem konuşarak hem de fiziksel kabadayılıklarıyla çaylak oyuncuya maçı zindan etmeyi başarmıştı.
- Rajon Rondo
Yine CP3 gibi kabadayılıklarından çok, oyuna yetenekleriyle katkı sağlamasıyla gündeme gelmeyi seven bir başka yıldız olan Rondo, yeri geldiğinde çok başka bir karaktere bürünebiliyor. Muhtemelen sahip olduğu aşırı mücadeleci ve agresif ruhu dolayısıyla “pis” bir oyuncu namı edinen Rondo, hafızalarımıza Kirk Hinrich’i hakem masasına fırlatması ve hakeme top fırlatması ile kazınmış durumda.
- Draymond Green
Her şampiyonluk takımında bir tane “o” tip oyuncu bulunması gerektiği tezini onaylar nitelikte olan 3 yüzük sahibi Green, “pis oyuncu” tavırları ile Golden State Warriors’ın son yıllarda ligi domine etmesine şüphesiz ki birçok katkıda bulunmuştu. Belki de hırsının fazladan bir şampiyonluğa mal olduğu 2016 final serisindeki kural dışı davranışları, Draymond Green’in akıllarda pis bir oyuncu imajını edinmesini sağladı.
- Lance Stephenson
Yazının ilham kaynağına ilk sırayı vermemek olmazdı. İsmi duyulduğu an LeBron James’in kulağına üfleyişi ile akıllara gelen Lance Stephenson, sahadaki enerjisiyle ve karşı takımı rahatsız etmeleriyle bir “pis oyuncu” olarak adını duyurmuştu. Bu yıl da bu konuda çizgisini bozmayan Stephenson, bazen sınırlarını zorlasa da çeşitli fiziksel darbeler ve türlü rahatsız edici sözler ile önümüzdeki sezon takım arkadaşı olacağı LeBron başta olmak üzere rakiplerine sahayı dar etme konusunda adeta bir dünya markası.
Bonus: “Pis oyuncular”, NBA’de oyunun bir parçası. Oyuncuların sert, saldırgan bir savunma sergilemesi ve rekabetçi oluşu, buna kazanma hırsı da eklendiğinde izleyen için gayet zevkli bir durum oluşturuyor. Fakat en nihayetinde bunun bir oyun olduğunun unutulmaması gerekiyor. Bence basketbol doğası ve rekabet sınırları içerisinde rakibe saygı duymak ve spor ahlakını korumak rekabetin yanında altın kural niteliğinde olmalı.
Zaza Pachulia için bir parantez açmak gerekirse; onun direkt olarak kariyer bitirme riski taşıyan hamleleri, belirttiğim rakibe saygı ve spor ahlakı ilkelerine ters düştüğü için bu tür hamleleri basketbolun bir parçası olarak görmüyorum. Bu sebeple Zaza’yı, onun hareketlerinin oyuna bir renk katmadığını düşünerek listeye dahil etmemeyi tercih ettim.
Tuna Berk Çelik