Son Periyot

NBA’in En Büyük Skandalları Part 1: Donald Sterling

NBA'in En Büyük Skandalları Part 1: Donald Sterling

Kendisi San Diego Clippers’ın takım sahibiyken radikal bir karar ile Clippers’ı, Los Angeles’e taşıması ile ve yaptığı ırkçı ve aşağılayıcı yaklaşımlar ile bilinir. Takım sahipliğine, Lakers’ın takım sahibi Jerry Buss ile arkadaşlığı sırasında onun önermesi ile başlar. 12,5 milyon dolara San Diego Clippers’ı alan Sterling; takımı için savaşıp, her şeyi yapacağına yeminler etmişti. Takım sahipliğine baktığımızda verdiği sözleri yerine getirmeyi bırakalım rezalet bir iş çıkaran Sterling, NBA’in en fazla maç kaybeden takımlarından birisini kurmakla kalmamış, NBA’de lockout olmasa belki de bu rekoru farkla kıracaktı.

Takım sahipliği döneminde ödemediği veya geç ödediği paralarla da gündeme gelen Sterling, bir keresinde az kalsın takımı kaybedecekken David Stern tarafından kurtarılmıştı. Yıllar yılı rezalet performansı sürerken 2014 yılında TMZ Sports, Sterling ile kız arkadaşı arasında bir konuşma yayınladı. Konuşma sırasında Magic Johnson ile kız arkadaşının fotoğraf yayınlamasından rahatsız olan Sterling; “Siyahi insanlarla ilişki yaşayabilirsin, yatabilirsin, onları evine davet edebilirsin fakat onları oyunlarıma getirme. Onlarla paylaştığın fotoğraflar da beni rahatsız ediyor.” demişti. Afro-Amerikalıların çoğunlukta olduğu NBA’de bu olay büyük bir kargaşa yaratmıştı. Konu hakkında dönemin Amerikan Başkanı Barack Obama bile açıklama yapmış ve olayların sonucunda Donald Sterling, NBA’den sınırsız süreyle uzaklaştırılmış ve kuralların izin verdiği maksimum ceza olan 2.5 milyon dolar ile de cezalandırmıştı. Bütün bu cezalara karşı bir radyo programına katılan Sterling, sözlerinin ırkçılık olmadığını söyledi ve özür diledi fakat aynı röportajda Sterling, Magic Johnson’un HIV ile savaşını ve karakterini de eleştirmeyi unutmadı.

Bunların yanında öncesinde açılmış olan cinsel saldırı ve taciz davaları üzerine de ev sahibi olduğu yerlerdeki insanlara ettiği ırkçı tavırlar ile de çok dikkat çekmişti. Takımın diğer bir hissedarı ve söz hakkını elinde bulunduran eşi bu sürecin ilerisinde takımı satmaya çalışırken Sterling dava açarak buna onay vermediği belirtti. Bu dava sırasında 3 doktorun onayı ile Alzheimer teşhisi konuldu ve en sonunda karısı takımı sattı. Gün sonunda Sterling kendi firması olan Sterling Family Trust’ın yönetimini de bırakmak zorunda kalması ile iyice kötü bir duruma düştü. Yaptığı ırkçılıkların bedelini; kendi firmasını, yıllarca yöneticilik yaptığı takımını, arkadaşlarını, şöhretini ve en önemlisi de belki sağlığını kaybederek ödedi.

Arda Ali İnanır

Exit mobile version