2018 NBA Ödülleri uzun bir bekleyişin ardından sahiplerine ulaştı. Çoğu ödül beklenen kişiye gitti fakat benim için üzüntü veren birkaç nokta var, bunları siz değerli SonPeriyot okuyucularıyla paylaşmak istedim.
YILIN ÇAYLAĞI BEN SIMMONS
1 sene kaçırdı, kenarda oturdu, tüm NBA’i ve organizasyonu kenardan izledi, sakatlığı geçti, oynadı ve iyi de oynadı, kimine göre hak etti ve ödülü de kazandı. Ama bence sahibi kendisi değil Donovan Mitchell olmalıydı.Çünkü kendisi kolejden çıktığı haliyle NBA parkelerine adım atan, herhangi bir tecrübesi bulunmayan “gerçek bir çaylak” idi. Utah Jazz gibi tarihi olan bir takımın liderliğine soyundu ve ilk senesinde playoff yapıp muhteşem bir performans gösterdi. Sezon içi de bundan farksızdı. Yaptığı smaçlar ve clutch time’ları halen akıllarda. Ama DM45 gelecek sezonlarda çaylak ödülünü kaçırmış olmanın verdiği gazla mutlaka başka ödüllerin peşinden koşacak performanslar sergileyecektir, buna adım kadar eminim.
YILIN KOÇU DWANE CASEY
Toronto için uzun yıllardır varını yoğunu veren, hırslı ve çalışkan yapısı sayesinde taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan koç Dwane Casey’nin bu ödülü fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum. Toronto’yu Doğu’da birinci yapan bu oyun anlayışı ne yazık ki son 2 yıldır LeBron duvarını bir türlü geçemedi. Bu da Casey’nin ipinin çekilmesini sağladı. Detroit’te onu neler bekliyor hep birlikte göreceğiz. Ben bu ödül için Celtics koçu Brad Stevens’ı da ayrı bir yere koyuyorum. Uzun süredir normal sezonda ve özellikle playoff’larda genç Celtics ile başardığı işler muazzam. O da mutlaka bu ödülü evinin bir köşesine ilerleyen yıllarda koyacaktır.
YILIN SAVUNMACISI RUDY GOBERT
Rudy geçen sene harika performansıyla bu ödülü hak ederek kazanmıştı fakat bu sene aynı şeyi söylemekte güçlük çekiyorum. Jazz’in savunmadaki bel kemiği olan Rudy’nin yanında koçun oyun anlayışı gereği aynı savunma özverisini gösteren ve başaran birden fazla oyuncu da mevcut. Rudy’i tebrik etmek bir kenara; bu ödül bence GSW savunması denince akla gelen tek isim olan Draymond Green’in olmalıydı. Warriors’ı şampiyon yapan savunma bu sene tamamen onun elinden geçti. Klay Thompson’dan da savunma anlamında iyi katkı alan bir GSW var evet ama Dray olmadığında GSW savunmasının da olmadığını gördük. Green oynadıkça her zaman bu ödülün peşinden koşacak buna hiç kuşku yok.
YILIN ALTINCI ADAMI LOU WILLIAMS
Lou yaklaşık 13 yıldır NBA’de izlediğimiz bir isim. Phila yıllarında Iverson’la beraber oynarken onu izleyerek büyüdüğünü söylemişti. Onun çalışmama ve antrenmanlarla olan sorunlarını örnek almayışı; hırsını, oyuna olan sevgisini ve korkusuz oyununu örnek alışı sayesinde bugün bu ödül şuan Lou’nun evinde. Şaka bir yana, harika bir yetenek olan Lou’nun süperstar kalibresine çıkamamasına rağmen çaylak yıllarından bugüne kadar gelen hatrı sayılır bir hayran kitlesi var. Ben de onlardan biriyim. Ocak ayında attığı 50 sayı ile yeni jenerasyondan da hayranlar kazanan Lou’yu kazandığı ödülden dolayı gönülden tebrik ediyorum.
EN ÇOK GELİŞME GÖSTEREN OYUNCU VICTOR OLADIPO
Size dürüst olacağım, kendisi Orlando’da oynarken bugünleri gerçekten görmüştüm. Aşırı muazzam bir potansiyel olduğunu, gerektiği zaman sazı eline alabileceğini ve yıldız oyuncu seviyesine geleceğini biliyordum. Tahminimde yanılmadığım için mutluyum. Bu sene Indiana’da PG13 sonrası boşluğu muazzam bir seviyede doldurdu. Takımı beraberinde sürükledi ve playoff’ta Cavs’e adeta acı çektirdiler. Seriyi kazanabilirlerdi ama olmadı. Kendilerinin Toronto yerine Cavs ile ikinci turda karşılaşmalarını tercih ederdim. Victor için bence bu ödül sadece bir başlangıç, ilerleyen yıllarda MVP olacağı günleri de göreceğiz. Takipte kalın.
EN DEĞERLİ OYUNCU JAMES HARDEN
Geç oldu, güç oldu ama sonunda oldu. 2-3 yıldır bu ödülü kazanması gerektiğini söylediğimiz Bay Sakal’ın sevincini görmek harikaydı. 2016 yılında Curry’nin 73-9’una, 2017 yılında Westbrook’un 42 adet triple double’ına yenik düşen Harden en nihayetine takımıyla birlikte harika oynadığı sezonda MVP ödülüne ulaşmayı başardı. Sergilediği harika ötesi oyun sayesinde hayran kitlesini günden güne büyüten, son olarak çocukken annesiyle arasında geçen “Imma Be a Star” diyaloğu ile gönüllerde taht kuran Harden’ın ödülü almak için sahneye annesiyle çıkması muhteşem bir görüntüydü. NBA ile efsanelere teşekkür edişi, Houston takımına ve şehrine minnet duyuşu, annesine olan bağlılığı ve gençlere verdiği mesajıyla oyunu gibi muazzam bir karaktere sahip olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Bence dün gece birileri üzüldü. Kimler mi? İlk olarak OKC organizasyonu ve OKC’nin sahibi Clay Bennett elbette.
Ödüllerin sahiplerine ulaşmasıyla birlikte gerçek anlamda harika bir NBA sezonunu noktalamış olduk. Şimdi ise gözler Summer League organizasyonunda. Doncic’i izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.