St. Croix, Virjin adalarında dünyaya gelen Tim Duncan bölgedeki en iyi yüzücülerden biriydi ve uluslararası bir yüzücü olmasına ramak kalmışken 1989’da ki Hugo kasırgasında adadaki tek olimpik yüzme havuzu yıkıldı. Bunun ardından takımlar okyanusta antrenman yaparken Duncan bu antrenmanlara katılmıyordu çünkü köpekbalıklarından çok korkuyordu. Basketbola eğilimi ise eniştesinin ona bir pota ve direk yollamasıyla başladı. Kasırgadan önce pota dikilmişti ancak Duncan pek oralı değildi ta ki kasırgada geriye kalan tek şey pota olana kadar.
Tim Duncan’ın hayatını ve kariyerini belirleyen en büyük iki faktörden birisi de annesinin ölümüdür. 12. Doğum gününden bir gün önce ölen annesi, Duncan’a üniversiteden mezun olması için söz verdirtmişti. 1992 yılında NBA’nın geleceği olacağı düşünülen oyuncular Virjin Adaları’na kampa gelmişti. Burada eski bir Wake Forest oyuncusu olan Chris King tarafından keşfedildi. O dönemin Wake Forest koçu olan Dave Odom Duncan’ı gelip izleyen tek koçtu ancak Duncan, takımdan ziyade eğitim ile ilgileniyordu. Odom okulun tüm imkanları seferber edip Duncan’ı takıma katmayı başardı. Çok başarılı geçen sophomore sezonun ardından NBA takımlarından teklifler almasına rağmen annesine verdiği sözü tutmak için okulunu bitirdikten sonra 1997 yılında Spurs tarafından birinci sıradan draft edildi.
1999 şampiyonluğunun ardından takımda gelecek göremeyen Duncan yönünü Orlando’ya çevirdi ancak aile üyelerinin takıma alınmaması nedeniyle bu teklifi reddetti. Yoluna Spurs ile devam ederek hepimiz ezbere bildiği bir kariyer bıraktı geride. Geriye dönüp baktığımızda 5 şampiyonluk, 3 FMVP ödülü, 2 MVP ödülü, yılın çaylağı ödülünü, 1 All-Star MVP ödülünü aldı. 15 kez All-Star, 15 kez All-NBA takımına, 15 kez de All-NBA savunma takımına seçildi. Bana göre karakteri yüzünden NBA tarihinin en az değeri bilinen oyuncularından biridir. Bir uzunun aynı zamanda gard yeteneklerine sahip olabileceğini gösteren ilk oyunculardandır. Bu hikaye bana her zaman şunu hatırlatır; bu kadar kötü bir olay nasıl olur da başka bir yerde bu kadar büyük ve güzel şeylerin yaşanmasına neden olur? Şu an kariyerini Spurs’te yardımcı koç olarak devam eden The Big Fundemental’in ilerde bizzat baş antrenör olması dileğiyle.