Bir endüstri enstrümanı olarak varlığını devam ettiren günümüz sporunda, takım kontratları bir bağlılıktan öte sadece rakamdan ibaret olan sözleşmelere dönüşmüş durumda. Profesyonellik adı altında çıkarlarına en uygun düşen takımlarda oynamayı seçen oyuncuların varlığında, birliktelikleri iyi bir şekilde sonlanmayan oyun-takım sözleşmelerini sıraladık.
Aidiyet, sadakat ya da bağlılık gibi aynı paralelde hareket alanı bulan, eş anlamda değerlendirilebilen sözcüklerin, bir endüstri boyutunda varlığını sürdüren sporda kullanımı sanıldığı kadar işlevsel olmuyor.
Soyuttan ziyade somuta, metaya değer biçilen dünya düzeninde para ve kupa/madalya ideaları, oyuncuların kariyerlerini ve nihayetinde hayatlarını biçimlendirici kararlar almalarında rol oynuyor.
Geleceğe dönük çıkarları doğrultusunda, çıkarına en uygun düşen takıma transfer olmayı profesyonelliğin bir gereği olarak gören oyuncular, bu paralelde formasını terlettikleri takımları bir anda terk edebiliyorlar.
“Terk etme” kavramının sadece kurumsal hayatta kötü bir şey olmadığını, ikili ilişkilerde ve toplum içerisinde de birlikteliği sonuçlandırmanın iyi olmayan yolu olarak betimlenen kavramın, basketbolun dünya üzerinde belki de profesyonel teamüllere en uygun şekilde gerçekleştirilen arenasında gerçekleştiği örneklere bakmak, para ve huzur arasındaki korelasyonun boyutuna bakmakla eş değer olacaktır.
Onlar “bir ömür boyu aynı yastık” sözüyle başlayıp, sonu kötü bitenler.
1-) Ray Allen / Boston Celtic-Miami Heat
Sağlıklı bir oyun kurgusu, işe yarar savunma setleri, kusursuz bir hücum ritmi ve çoğaltılabilecek nice örnekler bazında iyi bir takım olmanın gerekliliklerini uzun uzadıya sıralayabiliriz. Lakin şüphesiz birbirine uyum sağlayabilen oyuncuların varlılığının en önemli koşul olduğunu söylemek hatalı olmayacaktır.
Ray Allen’ın gelmiş geçmiş en iyi şutör olmasının yanında takım oyununa kusursuz uyum sağlamasının önemini Boston Celtics’in son şampiyonluğun mimarlarından ve 2000’li yıllar basketbolunun ilk “Big 3” oluşumlarından birinin parçası olması itibariyle idrak ediyoruz.
Paul Pierce, Kevin Garnett, Rajon Rondo ile birlikte 2008 yılı Celtics’inin oyununu yönlendiren ve oyun kurgusunu sürükleyen isimlerin başında gelen Ray Allen, Seattle yıllarının ardından bugüne kadar daima iyi takımlar yetiştirmiş Boston şehrinin hatırı sayılır isimlerinden oldu.
2007-2012 yılları arasında yeşil forma giyen Allen’ın, artık kırmızılı beyazlı ve siyahlı bir forma giymesi seçmesi, ülkenin daha sıcak kesimlerinde, popülist yaklaşımla günün kahramanlarının yanına, en büyük rakibin kulübesine gitmesi ise bardağı biraz taşırdı. Ray Allen’ın kariyerine bir şampiyonluk daha ekleyeceği takıma gitmesi olaylı oldu ve olmaya devam ediyor.
Gün geçmiyor ki Rondo, Pierce ya da Garnett’in kendisinin bu kararı hakkında tepki göstermesin.
2-) LeBron James / Cleveland Cavaliers-Miami Heat
“The Decision”. LeBron James’in 2010 yılında, Miami Heat’e transferini bir televizyon şovu misali duyurma girişimi, gözden kaçmayacak bir ironi eşliğinde “Show must go on” parolasını ülke teamüllerine işleyen Amerika’da epey yankı buldu.
Özdeşleştiği şehir ve takımını bırakarak, soyut ideallerinin yanı sıra somut isteklerinin peşine düşmesi yadırganan LeBron, emellerini iki metal ile sonlandırdı.
2014’de ait olunan yere dönüldüğünde ise zannımızca gönüllerde hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
3-) Kevin Durant / Oklahoma City Thunder-Golden State Warriors
CV’sine birkaç madde eklemek uğruna yollara düştüğü ifade edilen bir başka Olağan Şüpheli Kevin Durant, “kariyerini şampiyon olamadan kapatan NBA yıldızları” sınıfında yer almaya hiç de hevesli olmadığını bu tercihi ile bir nevi ortaya koydu.
Hayallerin gerçeğe dönüştüğü noktada NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi takımlarından birinin önemli parçası konumunda yaşamını sürdüren Durant’in an itibariyle kafasından geçirdiklerini kim bilmek istemez ki?
4-) Isaiah Thomas / Boston Celtics-Cleveland Cavaliers , Demar DeRozan / Toronto Raptors-San Antonio Spurs
Sadakatin ve formaya aidiyetin, yazılı metinler tarafından baskılandığı bir oyun düzeninde, siz değerli okuyucuların anlamlandıracağı şekilde “bir takım şeylerin” 2018 yılında hala süregelebildiğini hatırlatan iki ismin de ayrılıkları son derece istek dışı oldu.
Takımların geleceğe dönük planlarındaki birer yatırım nesnesi olarak değer bulan ikili, çok sevdikleri şehir ve takımdan koparılmakla muhatap kılındılar. Birinin kariyeri devamında gelen sakatlıklar ile oldukça kötü bir gidişatta iken; kamuoyunu yakın süreçte aydınlattığı ölçüde duygusal olgulardan epey etkilenen diğeri, tepedekilere haykırırcasına iyi oynamaya devam ediyor.
Şüphesiz birliktelikleri iyi günde yaşadıkları değil, kötü günde göğüs gerdikleri güçlendirir.
5-) Carmelo Anthony / Towson Catholic High School-Oak Hill Academy
Listemizin bu kesiminden itibaren kelimenin gidişatını değiştirerek biraz daha “pişmanlıklar” üzerinden ilerleyeceğiz. Draft seçimleri başta olmak üzere içerisinde bulundukları bazı takas girişimlerini hayal kırıklıklarıyla sonuçlandıran takımların dahi saygı ile önünde eğilecekleri örnekler bazında tamamen elden kaçan balıklara odaklanacağız.
Günümüzde kariyeri J Eğrisi’nin düşüş eğiliminde yer alan isimlerinden olan Carmelo Anthony, lisedeki ilk yılında, lise basketbol takımının koçu tarafından “çok kısa olduğu” gerekçesi ile takımdan kovuldu.
Bir yaz tatili sonrasında boyu gözle görülür bir şekilde uzayan Carmelo Oak Hill Academy’e transfer oldu. Gerisi ise malum. Syracuse ile adım attığı NBA’de, tarihin en büyük skorerlerinden ve en saf yeteneklerinden biri oldu. Ancak 2018 Kasım ayı itibariyle galiba bu koca adamın da sonu galiba mevcut takımı ile kötü bitecek.
6-) Isiah Thomas / ABD Basketbol Takımı
Isiah Thomas, kariyerinin en formda ve yükselişte olduğu dönemlerinden biri olan 92 yılının yazında Barcelona’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda ABD Basketbol Takımı forması giymedi. Peki ne tür bir sebep Isiah Thomas’ın bu takımda yer almamasını açıklayabilecekti?
Birleşik Devletler tarihinin gördüğü en iyi kadronun, “Dream Team”ın varlığını pekala öne sürebilirsiniz. Oyuncunun Milli Takım’a önem vermemesi ya da yazını dinlenerek geçirmesini rahatlıkla şart koşabilirsiniz. Ancak hiçbiri değil.
Isiah Thomas, Detroit Pistons forması ile yıllardır Chicago Bulls ile girdiği rekabet yüzünden takım dışı kaldı. Michael Jordan’ın, amiyane yorumlardan ve mübalağalardan uzak bir şekilde tam anlamıyla “boğuşarak” geçirdiği Detroit düellolarının önemli aktörlerinden olan Isiah Thomas ile parkenin aynı tarafını paylaşmayı istememesini koç Chuck Daly’e iletmesi sonun başlangıcı oldu. Michael’ı küstürmek pek akıl karı olmazdı, değil mi? Sonuç; Michael Jordan: IN, Isiah Thomas: OUT.
7-) Bob Cousy / Andrew Jackson High School
6 NBA Şampiyonluğu bulunan, 13 kez All-Star’a seçilen ve tüm zamanların en iyi 50 NBA oyuncusundan biri sıfatına layığıyla sahip olabilecek Boston Celtics efsanesi Bob Cousy’de kıymeti sonradan bilinenlerden oldu.
Andrew Jackson High School’unda kariyerinin ilk yılında takım dışı kalan Cousy, takibindeki yıl ve yıllarda…
Cümleyi doldurarak bu efsanenin Boston Celtics tarihindeki yerini siz belirleyin.
8 -) Michael Jordan
Birkaç kelime ile son maddeyi ve yazıyı sonlandıracağız.
Laney High School. University of North Carolina. Chicago Bulls.