Türkiye Basketbol Liginde geçen sezonun finalistleri Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko, Sinan Erdem’de karşı karşıya geldi. Sezona çalkantılı başlayan iki takımın mücadelesinden Ergin Ataman ve öğrencileri 85-72’lik galip ayrıldı.
İstanbul derbisinde göze çarpan isimlerinden başında şüphesiz Adrien Moerman geliyor. 34 dakika parkede kalan Fransız forvet, 25 sayılık katkısının yanı sıra 15 ribauntluk katkıyla sahanın iki ucunda da takımını galibiyete taşıdı. Anadolu Efes cephesinde çift hanelere ulaşan diğer isimlerse Krunoslav Simon (15), Vasilije Micic (12), Shane Larkin (14) ve Sertaç Şanlı (10).
Öte yandan Fenerbahçe’de parantez açmamız gereken isim Dyshawn Pierre. Olympiakos maçından sonra Anadolu Efes deplasmanında da dış şut katkısına devam eden Dyshawn Pierre; 16 sayı, 3 ribaunt, 2 asist ile karşılaşmayı tamamladı.
İlk Yarı
İki ekip de karşılaşmaya yüksek savunma direnciyle başladı. Nitekim ilk 8 dakikada skor 12-13 Fenerbahçe Beko lehineydi. İkinci periyottaysa hücum vanaları açıldı. İlk yarıda parkede kaldığı 12 dakikada 10 sayı kaydederek X faktör olan Sertaç Şanlı, Adrien Moerman ile birlikte Anadolu Efes’in ilk yarıyı 44-37 önde kapatmasında büyük rol oynadı.
Fenerbahçe Beko cephesi adınaysa işler ilk yarının son iki dakikasına kadar rayında gidiyordu. Maçın başında farklı oyuncuların katkılarıyla homojen bir skor tablosu yaratan sarı-lacivertlilerde ikinci periyottaysa Tarık Biberovic şöleni izledik. Nando De Colo’nun isabetsiz atışlarıyla birlikte skorer kısa arayışına giren Fenerbahçe Beko, çareyi genç iki numarası Biberovic’te buldu.
İkinci Yarı
Üçüncü periyotta iki takım arasındaki fark uzun bir süreliğine ne eridi, ne arttı. Yedi sayılık psikolojik eşikte gidip gelen fark, periyot sonundaysa Anadolu Efes lehine dokuza çıktı. Ancak son periyota daha dirayetli başlayan takım Fenerbahçe Beko oldu. Öyle ki kaptan Melih Mahmutoğlu’nun sorumluluk almasıyla farkı maçın bitimine dört dakika kala ikiye kadar indiren sarı-lacivertliler maça tekrar tekrar dahil oldu.
Maç sonundaysa Anadolu Efes’in kısaları sazı eline aldı. Maç sonundaki son beş hücumdan sadece 2 sayı çıkarabilen Fenerbahçe Beko’ya karşılık Micic ve Simon art arda gelen üçlük isabetlerle farkı çift hanelere çıkardı. Maçın bitimine yaklaşık bir dakika kala De Colo’nun elinden topu çalan Shane Larkin, hızlı hücumu turnikeyle bitererek farkı 12’ye çıkardı ve fişi çekti.
Maçın son bölümünde iki takım arasındaki kısa oyuncu farkının belirginleştiğini söyleyebiliriz. En kritik anlarda en el yakan topları kaldırıp atmaya çekinmeyen Efes kısalarına nazaran Fenerbahçe Beko’dan aynı sorumluluğu alacak bir guard çıkmadı. Maçın bitimine bir dakika kala Ahmet Düverioğlu’nun yüksek postta top kaybının ardından gelen Krunislov Simon üçlüğü, durumu özetler nitelikteydi.
Sezona Shane Larkin’in yokluğunda istediği şekilde giriş yapamayan Anadolu Efes, bu müsabakayla üstündeki ölü toprağı bir kez daha sirkelemiş oldu. Ergin Ataman’ın eli zaten skor opsiyonu anlamında oldukça zengin. Ataman bugün de hücum silahlarını efektif şekilde kullandı. Moerman’ın köşeye monte edilmesi, basit ama galibiyeti getiren hamleydi bana sorarsanız.
Fenerbahçe Beko, Shane Larkin’in içeri penetrelerine karşı önlem mahiyetinde dört numaralarını (özellikle Barthel’i) boyalı bölgeye yakın konumlandırdı ki yardım savunmasına gelebilsinler.
Buna karşın Moerman potadan ne kadar uzakta konumlanırsa o kadar boş kalacaktı. Banvit, hatta Fransa zamanlarından bu yana dış şut tehdidine sahip Adrien Moerman; sarı-lacivertlilerin bu zaafını rakibinin kör noktasında, dipte bekleyerek iyi değerlendirdi. Ödülünü de 25 sayı ve Maçın Adamı unvanıyla aldı.
Fenerbahçe Beko taraftarlarına karalara bağlamasını tavsiye etmiyorum, çünkü yanıltıcı bir skorla karşı karşıyayız. Post-Obradovic dönemde Igor Kokoskov eşliğinde yepyeni bir yapılanmaya giren Fenerbahçe, iki hafta öncesine kadar dibi görmüştü. İspanya deplasmanlarında farkın otuzlara, kırklara merdiven dayadığı maçlar oynadılar. Üstüne üstlük ALBA Berlin’den ağır bir mağlubiyet alarak EuroLeague’in alt sıralarına demir attılar.
Marka Guduric’in transferi ve akabinindeki Olympiakos maçıyla ritim bulmaya başlayan Fenerbahçe için Anadolu Efes deplasmanı, reaksiyon verme maçıydı. Avrupa’nın eski günlerini yad eden bir başka takımı Olympiakos’a karşı alınan galibiyet gerçek bir test değildi. Sadece kalitesiyle değil, oyun tarzıyla da Fenerbahçe Beko’ya senelerdir ters gelen Anadolu Efes’e karşı kopma anlarında takım halinde reaksiyon göstererek maçın içinde kalmak önemliydi. Nitekim kaldılar da. Bugün neredeyse son dakikaya kadarmaçı isteyen, ısıran bir Fenerbahçe Beko’ya şahitlik ettik.
Sarı-lacivertliler adına değinebileceğim tek negatif nokta Nando de Colo ve düşüş trendindeki formu. Çok değil, 1 buçuk sezon önce Avrupa’nın en iyi kısalarından olan Nando de Colo o kadar çok zaaf gösteriyor ki yanında oynayan guard hem savunma yapmak, hem skor katkısı vermek hem de delici olmak zorunda kalıyor.
Kendisinin mental olarak da bazı engelleri aşması gerektiği kanaatindeyim. CSKA formasıyla izlediğimiz Nando de Colo son toplarda tereddüt etmeden kaldırıp atıyor, üç sayı çizgisinin gerisinden skor katkısı veriyor, penetre ederek faul alıyordu. Şimdiyse ne o şutları sokabiliyor ne de CSKA formasına kolay çıktığı kadar faul çıkıyor. Artık oyun ona geldiğince, uygun pozisyonu yakaladığında dahi şut fake’i vererek gayri ihtiyarı topu yere vuran bir guard izliyoruz. Evet, Fenerbahçe Beko’nun takıma yeni katılacak isim(ler)le birlikte yükselen formuna tanık olacağız. Ancak bu formun tavan noktasını belirleyecek oyuncu Nando de Colo. Igor Kokoskov ve ekibinin temel gayelerinden biri de kendisini tez vakitte takıma kazandırmak olmalı.