Jordan ile ilgili ikinci yazıma hoş geldiniz. İlk bölümde onun kariyeri hakkında bilinmeyenlerine değindiğim bir yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Hadi ikinci bölüme birlikte devam edelim. Hepimiz Jordan’ın Bulls kariyerini biliriz fakat Wizards kariyeri biraz hor görülür. İlk başlarda Bulls’tan emekli olduğunda %99 ihtimalle bir daha oynamayacağını söylemişti fakat o %1 ihtimal bir şekilde gerçek oldu.
Kendisinin dediğine göre Wizards yıllarında kazandığı bütün parayı New York’taki engellilere bağışladı yani Jordan aslında kendisi veya kariyeri için oynamadı. Ek olarak Jordan, Wizards ile anlaştığında dizlerinde, ayaklarında ve birçok bölgesinde sakatlığı mevcuttu. Wizards koçu Doug Collins ilk başlarda onun yaşlandığını ve yeteneklerinin köreldiğini düşünüyordu. Yaşlandığını ve o zamana adapte olamayacağını belirtiyordu hatta o kadar ki belirli bir süre sınırlaması koymuştu ve istediği zaman oyundan çıkarıyordu. Bir maç sırasında Jordan’ı köşeye alınca, Jordan usulca koça yaklaşıp “Benim koçum oluyorsan benim hala oynayabileceğime inanmalısın.” demişti. Jordan ya bu, kendisi birisini düşman belirlediği zaman yapabileceklerinin bir sınırı yok. Bir sonraki gün New Jersey Nets (Şu anki Hornets) ile maça çıkan Jordan ilk 3 denemesine sayı buldu ve mola almaya zorladı. Mola sırasında koçuna “Topu elimde istiyorum. Ben sana söyleyene kadar beni oyundan çıkarma!” dedi ve koçu Doug Collins bunu onayladı. Maçın bitmesine son iki dakika kaldığında Jordan oyundan çıkmak için işaret vermişti ve Koç Collins nelerin olduğunu merak edip “Michael bu gece ne oldu?” dediğinde Jordan ona “Beni savunan adam sırtının ağrıdığını söyledi. Bana asla ağrını söyleme çünkü sana bunu ödetirim.” dedi (Doug Collins Anıları). O gün maçta %55 ile 51 sayı attı ve sonraki maçta bunu takiben 45 sayı attı. Koç Collins’e dönerek “Sana oynayabileceğimi söylemiştim.” diyerek kafasında belirlediği düşmanı haksız çıkardı. Aynı sen NBA Finali yapan New Jersey Nets takımına karşı 45 sayı 10 rebound ve 7 asist sayılarını tutturdu.
Wizards yılları ile birlikte 3 farklı on yılda +50 sayıya ulaşan ilk oyuncu oldu ve diğeri de LeBron James. Jordan Wizards’da; 25.1 sayı, 6.2 asist, 5.3 rebound ve 1.5 top çalma ortalaması ile sakatlanana kadar devam etti. Hali hazırda zaten sakatlıklar ve ağrılar ile uğraşan Jordan bir kere daha sakatlanınca herkesin yüreği ağızına geldi. Oynadığı her maçta, o günün basketbol düzenine biraz daha alışan Jordan gittikçe daha iyi rakamlar sergilemeye başlıyordu. Sakatlanmadan 20 maç öncesine kadar 27.5 sayı, 6.4 asist, 5.2 rebound ve 1.3 top çalmayı %44 ile atarak yapıyordu. Son 10 maçında ise 29.7 sayı, 6.6 asist, 6.1 rebound ve 1.2 top çalma ile %47’ de atıyordu ve bunları yaparken de Jordan 38 yaşında Wizards’ı play-off yarışına kadar sokmuştu.
Wizards’ın bu Jordan’lı yıllarında ikinci opsiyonu olarak Richard Hamilton bulunuyordu. 5 haftalık bir sakatlık sürecinde oynayamamıştı ve bu Wizards’ı çok etkilemişti. Jordan ve Hamilton beraber oynadıklarında 15-1’lik bir seriyi yakalamış ve durdurulamaz bir ikili olmuşlardı. Jordan’dan önce Wizards tarihinin en kötü sezonlarını geçirirken bir anda Jordan ile birlikte NBA play-offlarına girecek bir takım haline gelmişti. Birçok sakatlık ve ağrı içerisinde bir takımı 0’dan play-offlara taşıyacak hale gelmek demek günümüz NBA’inde sadece LeBron James’inin yapabileceği bir şey demek ki LeBron’un Lakers kariyerine baktığımızda onun da yaşlandığını ve artık yavaşladığını görüyoruz ki yaşı daha 38 değil.
2001 yılında Wizards, NBA takımlarınının en kötü defansif ortalamalarına sahip olurken Jordan gelince 6. sıraya kadar yükseldiler ve Jordan sakatlanana kadar rakip takımlar sadece 90 sayı atabiliyordu ki bu ligdeki en iyi üçüncü defans demekti buna ek olarak rakipleri hem Jordan hem Hamilton oynarsa sadece 86.3 sayı atabiliyordu ki bu en iyi defans takımı oluyordu. Şimdi bunu kolektif takım çalışmasına bağlamak isteyen insanlara şunu söyleyebilirim ki o dönem Jordan sakatlandıktan sonra en iyi defans takımı olarak bitiren Heat’e rakipleri sadece 88.7 sayı atabiliyordu yani en iyilerden daha iyi bir noktadalardı. Bir sonraki sezon sakatlanmasına rağmen takımı maç kazansın diye Bench’ten gelmek zorunda kaldı ve o sezon 82 maçı oynayabilen tek Wizards oyuncusu da kendisi oldu. 40 yaşına geldiğinde +40 sayı barajını birden fazla kere geçmiş ve +20 sayı ortalaması tutturmuştu. Gelin şimdi sizlere daha iyi anlatabilmek için Jordan’ın 2002 performasını ve birkaç ‘All-Star’ oyuncunun performanslarını kıyaslayalım.
Jordan 2002 yılındaki istatistikleri 22.9 Sayı, 5.2 Asist, 5.7 Rebound, 1.4 Top Çalma ve %42 ile oynadı.
Derozan (28) 23 sayı, 5.2 asist, 3.9 reb, 1.1 top çalma %45 ile oynuyordu.
Butler (28) 2017 sezonunda 22.2 sayı, 4.9 asist, 5.3 reb, 1.8 top çalma %47 ile oynuyordu.
Kemba (27) 22.1 sayı, 5.6 asist, 3.1 reb, 1.1 top çalma ve %43 ile oynuyordu.
Wall (27) 19.4 sayı, 9.6 asist, 3.7 reb, 1.4 top çalma %42 ile oynuyordu.
Carmelo (33) 16.2 sayı, 1.3 asist, 5.8 reb, 0.6 top çalma %40 ile oynuyordu.
Şimdi gençleri bir kenara bırakırsak gelin onun yaşındaki Hall of Famer oyuncuların durumlarına bakalım.
CP3 (36) 14.7 sayı, 10.8 asist, 4.4 rebound ve 1.9 top çalma ve %49 ile oynadı.
Carter (39) 5.8 sayı, 1.2 asist, 2 reb, 0.7 top çalma %33 ile oynuyordu.
Dirk (39) 14.2 sayı, 1.5 asist, 6.5 reb, 0.6 top çalma ve %44 ile oynuyordu.
Duncan (39) 13.9 sayı, 3 asist, 9.1 reb, 0.8 top çalma %51 ile oynuyordu.
Kobe, Magic ve Bird gibi birçok efsane Jordan’ın yaşına kadar oynamadı bile. Yukarıda da belirttiğim gibi bir Lottary takımı olan Wizards’a katılan Jordan tercihini eski takım arkadaşı Scottie Pippen ile birlikte Blazers’ta oynamaktan yana kullansaydı veya eski koçu Phil Jackson’un yanına gidip Lakers’ın Kobe ve Shaq’lı takımına katılmış olsaydı ne olurdu? Jordan’la ilgili konuşurken 38’den 40’ına kadar oynamış bir oyuncunun birçok ağrı ve sakatlık sırasında olduğunu unutmayalım.
