Fenerbahçe altyapısında geçirdiği üç sezonun ardından kariyerini ABD’de sürdüren 2000 doğumlu Mert Halavurte, kolej basketbolu ve gidiş süreci hakkında merak edilenleri sizler için cevapladı.
Basketbola nasıl başladın?
Basketbola 2010 yılında Adana’da başladım. Markette ailemle alışveriş yaparken Çukurova Üniversitesi’nin koçu beni gördü ve fiziğimin basketbol için çok iyi olduğunu söyleyerek antrenmanlara çağırdı. O sıralar futbol oynuyordum, kaleciydim. Antrenmanlara katıldım ve basketbolu sevmeye başladım. Babamda eskiden basket oynadığı için az çok bilgisi vardı. Her gün babamla birlikte antrenman yapmaya başladım. Bir süre sonra Lider Spor Kulübü’ne geçtim ve bir hazırlık maçına çıktım. İlk maçımda 13 tane blok yapınca babama artık futbol oynamayacağım, basketbol daha eğlenceli dedim ve şuan bu seviyedeyim…
Türkiye’de altyapısında forma giydiğin kulüplerde ne tür zorluklar yaşadın? Gelişimine en çok katkı sağlayan kulüp hangisi oldu?
Türkiye’de Banvit ve Fenerbahçe gibi çok büyük 2 kulübun formasını giydim. Türkiye’deki klasik sıkıntılardan biri, ne kadar çalışıp ne kadar çabalasam da başkalarının ekmek almaya gider gibi aldığı formaları, benim daha zor uğraşlar sonucunda almam oldu sanırım. Ama sonunda biraz da olsa başardığımı düşünüyorum.
Fenerbahçe’de geçirdiğim 3 sene benim için en değerli yıllardı. Özellikle Ozan Havuzlu ile geçirdiğim 2 sezon. Sadece basketbol olarak değil, ben ve takim arkadaşlarıma entellektüel birikim, nasıl gerçek bir sporcu ve insan olacağını öğretti. Keşke Ozan Abi ile daha fazla çalışma fırsatım olsaydı.
Sana göre, ülkemizde altyapı konusunda ne tür eksikler var?
Eğitimli antrenör sayısı çok az ve bu altyapı oyuncularını kötü etkileyebilir. Bunun dışında çalışmak yerine konuşmak altyapıdaki oyuncuların en büyük hatası diyebilirim.
Öğrenci takipçilerimizin en çok merak ettiği sorulardan biri. Okul ile basketbolu bir arada götürebiliyor musun? Hem okulda hem basketbolda sana göre başarılı olunabilir mi? Nasıl bir çalışma düzenin ya da programın var?
Okul ile basketbolu bir arada götürmek burada çok zor değil. Ben şuan üniversite eğitimi alıyorum. Yaptığım tek şey dersi dinleme, not tutmak ve ödevleri zamanında yapmak. Bunun dışında ekstra bir şeye ihtiyaç duymadım şuana kadar.
ABD’ye gidiş sürecin nasıl gelişti?
Ailem bana Amerika’yı önerdi ve bende olabilir dedim. Birkaç aracıyla görüstük ve maç videolarımı hazırlamaya başladım. Aracılar videoları birkaç liseye gönderdi ve ardından burs teklifleri geldi. Çok hızlı gelişti her şey ama oldu.
Genç yaşta yeni bir kıta, yeni bir hayat. İlk gittiğinde ne tür zorluklarla karşılaştın? Geri dönmeyi düşündün mü?
Geri dönmeyi düşündüm fakat Türkiye’de benim için yapamaz diyen çok kişi olduğunu gördüm ve doğru yolda olduğumun farkına vardım. İlk gittiğim lise gerçekten kötüydü. Lojman yemek ve eğitim olarak beni tatmin etmemişti. Dil konusunda zorlanmak benim için en büyük eksikti. Birkaç ay sonra okuldan ayrıldım ve dönmeyi düşündüm fakat sonrasında Tamer Turkman ile tanıştım. Bana daha iyi şartlarda kendimi geliştirebileceğim bir okul buldu ve oradan lise diplomamı aldım. Ayrıca Juco D1 Okulları arasında top 15 olarak gösterilen bir okuldan tam burs kazandım. Şuan o okulda devam ediyorum.
ABD ile Türkiye arasında basketbol ortamı olarak ne gibi farklılıklar görüyorsun?
Lise ortamları bölgeye ve okula göre değişiyor. O konu hakkında yorum yapamam ancak kolej seviyesiyle karşılaştırırsak buradaki basketbol ortamı ile sanırım BSL ortamı ayni diyebilirim. Burada kolejler genelde şehrin yada eyaletin takımı olarak geçiyor. Ciddi bir taraftar kitlesi var ve buda gerekli ciddiyeti takıma veriyor. Ayrıca burası oyuncular için bir basamak. Herkes kendini bir üst seviyeye çıkarmak için çok çalışıyor. Buda takımı daha yukarıya çıkarıyor.
Basketbol ve eğitim hayatlarına ABD’de devam etmek isteyenler nasıl bir süreç izlemeli? Onlara ne tür tavsiyelerde bulunmak istersin?
Beklentilerini çok yüksek tutmamaları lazım. Sonuçta farklı bir ülke ve burada biz yabancı oyuncu olarak geçiyoruz. Her okul her sporcuya tam burs vermiyor. Tabiki burs bulunur ama çok çalışmak ve kendini gösterebileceğin bir yere gitmelisin. Hem burs şansın artar hemde oyunun gelişir.
Basketbol kariyerin için bir sonraki hedefin nedir?
NCAA D1 da yüksek seviyede bir okula transfer olup March Madness’a katılmak bir sonraki hedefim. Şuan freshman sezonundayım ve birkaç teklif aldım. Fakat bir sene daha kalıp kendimi iyice geliştirip en yüksek seviyede oynamak istiyorum.
Basketboldan arta kalan zamanlarda neler yapıyorsun?
Genelde arkadaşlarımla vakit geçiriyorum yada geziyorum. Açıkcası çok vaktim kalmıyor.
Basketbol idolün kim?
Russel Westbrook en sevdiğim aktif oyuncu. Atletizmi ve kuvvetini çok beğeniyorum. Bazı hareketlerini de kopyalamaya çalışıyorum. İlerde onun gibi olmak isterim doğrusu.
İlerde Türkiye’ye geri dönmeyi düşünür müsün? Hangi takımda forma giymek isterdin?
Kolej eğitimimden sonra Türkiye’ye dönmeyi düşünüyorum. Kesinlikle Fenerbahce formasını giymek isterim. Diğer kulüplerden çok farklı bir yapıdalar ve Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir aile.