Serimizin bugünkü takımı Los Angles Lakers. Belki de Orlando’ya en hazır gelen ekip. Çünkü karantina sürecinde Lebron’un evde kendi kendine idmanlar yaptığını hatta bazen takım arkadaşlarını bile çağırdığını biliyoruz.
Lakers’ı bu sezon oynadığı 63 maç itibariyle değerlendirecek olursak beklenilenin üstünde bir performans sergilediklerini söyleyebiliriz.
Lebron James – Anthony Davis İş Birliği
Birlikte geçirdikleri ilk sezon itibari ile insanların kağıt üstünde düşündükleri standartı yakaladıklarını görüyoruz. Bu ikilinin en önemli silahı tabiki de Pick And Roll hücumuydu. Eğer tüm kaynaklarınızı Lebron’un penetre etmesini engellemek için harcarsanız, yayın dışında bomboş bekleyen bir Anthony Davis mevcut. Eğer pota altında Anthony Davis’e ikili sıkıştırma getirirseniz, içeri cut eden Lebron James muhtemelen smaç yapacaktır ya da dışarıda bekleyen Danny Green veya KCP’ye pas çıkarılacaktır. Bu yüzden bu ikiliyi tutmanın tek bir yolu yok ve çoğu takım daha bunu bulabilmiş değil.
Avery Bradley’nin Yokluğu
Lakers’ın Batı lideri olmasındaki en önemli oyunculardan biri olan oyuncu tabiki Avery Bradley, savunmada takımın kilit oyuncularından biri olan Bradley takımın ana parçalarından biri konumunda. Onun yokluğunda Lakers’ın savunmasının düştüğünü izleyebiliriz çünkü Lebron James ve Anthony Davis arasında köprü görevi görüp dışarıdaki oyuncuları tutma da Frank Vogel’ın en önemli kozlarından biri. Özellikle lige verilen aranın ardından takımların hücum performanslarının düşeceğini düşünürsek, maçları kazanmak için defansın önemi daha da artacaktır.
Jr. Smith ve Dion Waiters Etkisi
Dion Waiters ve Jr. Smith… İki adet yetenekli fakat bir o kadar da mental olarak kendilerini oyuna veremeyen oyuncular. Herkesin bildiği gibi sezon başında Waiters uçak seyahatinde yasaklı madde kullandığı için 25 maç ceza yemişti. Jr. Smith’i ise 2018 NBA Finalleri 1.maçında yaptığı hatadan dolayı kimsenin unutacağını sanmıyorum. Üstelik Waiters bu sezon sadece 3 maça çıkarken, Jr. Smith hiç maça çıkmadı. Bu olay da onların negatif yönlerinden biri ve şuan için somut olarak pozitif bir örnek bulunmamakta. Fakat bu ikilinin geldiği takımın lideri Lebron James NBA’in gördüğü en otoriteli liderlerinden biri. Durum böyle olunca insanın aklına “Acaba bu ikiliyi böyle bir süreçte takıma, oyuna ve lige adapte edebilir mi?” sorusu gelmiyor değil. Ayrıca olaylara pozitif yönünden bakacak olursak iki oyuncu da daha önceden şutör olmalarıyla biliniyor ve Lakers’ın bu sezon ki en büyük eksikliklerinden biri hem az üçlük denemeleri hem de net şutörlerinin azlığı ve güvenirliklerinin az olmasıydı. Eğer Waiters ve Smith lige tamamen hazır dönerlerse Lakers için harika haber olur.
Kuzma – KCP – Green
Sezon başlamadan önce Lebron ve Davis’den sonra en önemli parçaların Kuzma ve Danny Green olması bekleniyordu. Fakat sezon içinde gördük ki durum hiç de öyle olmadı. Kuzma zaten sezona sakatlığından dolayı geç başlayabildi, arada göze kamaştıran üçlük performansları olsa da gerek savunma da gerek takıma uyum sağlayamaması ile sınıfta kaldı. Danny Green ise 2014 Spurs, 2019 Raptors şampiyonluklarında önemli katkılar verirken, bu sezon özellikle şut eksikliği çeken bir takımda kendini yeterince gösteremedi. KCP için ise şapkadan çıkan tavşan diyebiliriz. Kariyerinin bu dönemine kadar istikrarlı bir grafik çizmemişti. Bu sezon başında da oldukça alay konusu olan KCP, sezonun ilerleyen kısmında takımın şut eksiğini kapatmada yardımcı olan isimlerden biriydi. %39.4 ile kariyerinin en yüksek üçlük yüzdesine de ulaşmış oldu.
İkiz Kuleler: Howard ve McGee
Dion Waiters ve Jr. Smith’de ki pozitif düşüncelerimin kaynağı aslında Dwight Howard. Meşhur Orlando günlerinden sonra bir daha toparlanamayan Howard bu sezon Lebron James ile birlikte tekrar adından bahsettirdi. Adından bahsettirdi dememin sebebi yakaladığı istatistikler değil takıma yaptığı katkı. Hem pota altı savunmasında hem de yardım savunmalarında takımın görülmeyen yıldızlarından biri oldu bu sezon. Eğer Howard Orlando’ya gelmeseydi Lakers’ın şampiyonluk şansı epey düşecekti. McGee ise bildiğimiz gibi oyunun her iki tarafında da belirli katkılar veriyor fakat belli bir süreden sonra bu katkılar zarara dönüşebiliyor.
İstatistikler
Pozisyon sayısının(FGA) ortalamanın altında olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi hem bu takımın liderinin Lebron olması hem de Lebron’un yaşlanmış olması. Lebron enerjisini belli bir süreye kadar saklayıp, maçı koparma anında alıştığımız eski atletizm özelliklerini sergiliyor. Bulduğu pozisyon sayısı az olmasına rağmen isabet yüzdeleri en yüksek olması onları Batı’nın 1.si yapıyor.
Takımın şut sıkıntısı çektiğini belirtmiştim. Maç başına sadece 31 üçlük deneyerek bu alanda ligde 23.sıradalar. Özellikle günümüz basketbolunda üçlüklerin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Yapılan takviyelerde (Jr. Smith ve Dion Waiters) bu yüzden oldukça önem arz ediyor. Bu takım bir de üçlük atabilirse şampiyonluğun en ama en önemli favorisi olucaklardır ki bu durumlarıyla bile favori olduklarını sezon içerisinde göstermişlerdi.
Orlando’da Ne Yapabilirler?
Lakers zaten Orlando’ya şampiyonluğun en önemli 3 favorisinden biri olarak gidiyor. Sezon içerisinde son oynadıkları Bucks ve Clippers maçlarını da kazanmakla kalmayıp oyun üstünlüklerini kabul ettirmişlerdi. Üstelik Lebron James, ‘The Last Dance’ belgesilinden sonra G.O.A.T tartışmalarında oldukça aşağılanmıştı. Ayrıca liderliği de oldukça sorgulanan Lebron bu olanların hepsine bir cevap vermek isteyecektir. Lakers’ın sezon içerisindeki bir sorunu da rotasyonu olacaktı. Kısıtlı oyuncu havuzuyla maçlara çıkan Lakers, herkes gibi dinlenmiş bir takım olarak Orlando’ya gidiyor. Sezon içerisinde Lebron’un ortalama 35 dakika oynadığını düşünürsek play-off’lar da performansının düşmesi yüksek ihtimaldi. Fakat şuan durum tamamen farklı. Lakers şut eksiğini de çözerse şampiyonluk çantada keklik diyebiliriz.
