Son Periyot

Küllerinden Doğuş: Atlanta ‘Terminus’ Hawks 


”Nasıl kaybedeceğini öğrenmediğin sürece, kazanamazsın”

Kareem Abdul-Jabbar

Georgia’nın başkenti, Coca Cola’nın gizli formülünün vatanı ve Martin Luther King’in doğum yeri.. Amerika’nın en büyük ticari merkezlerinden birisi olan Atlanta, Amerikan İç Savaşının ardından küllerinden doğup yükselen merkezlerden birisi. Yerli gençler için en büyük yaşam alanlarından birisi olan şehir, merkez faaliyetleri ve sivil haklar savunuculuğu ile de ön plana çıkıyor. Kısa bir coğrafi tarih bilgilendirmesinin ardından parkelere; bir başka küllerinden doğuş hikayesine geçebiliriz, karşınızda genç çekirdeği ile göz dolduran Atlanta Hawks.

Haziran ayı NBA için çok özeldir. NBA Finalleri ile yıldızlar emeklerini alırken; NBA Draftı ile de geleceğin yıldızları görkemli arenaya girişlerini yaparlar. 2018 Haziran’ı Finaller açısından sönük; draft açısından oldukça hareketli geçmişti. Gece de Luka Doncic-Trae Young takasını yapan Atlanta için hareket, bir hayli yüksekti. Çoğu uzman Young’ın daha temiz bir seçim olduğunu savunurken, bir diğer kısım da Doncic’in Avrupa kariyerini ön plana çıkararak Atlanta’nın büyük bir yanlış yaptığını söylüyordu. 2019 Mart’ındayız ve rahatlıkla söyleyebiliriz ki Doncic, yılın çaylağı; ama bu demek değildir ki Trae Young vasat bir seçim. Neden mi?

Philadelphia 76ers’te 5 sene yardımcı antrenör olan Lloyd Pierce, 11 Mayıs 2018’de Atlanta’nın başına getirilmişti. Beş senelik Philly macerasında birçok çaylak oyuncuyla çalışan Pierce için Atlanta, biçilmiş kaftan. Özellikle de Trae Young gibi şutör ve pasör çaylak kısalarla çalışmayı seven Pierce, genç yıldızının yanına John Collins’i de başarılı bir şekilde monte etti. Klasik pivot tanımını başarılı olarak sahaya yansıtan ve modern uzunun gerekliliklerini de kısmen getiren –maç başına 2.5 üçlük denemesi ve 0.9 isabet, oyun çabukluğu ve switch savunması da bulunuyor- Collins, Trae Young ile harika bir ikili olmayı başardı. Her ne kadar Young, şut özellikleri ile ön plana çıkarılsa da aslında harika bir pasör. İçgüdüsel olarak seti oynatabilen, hücum rotasyonu zarara uğradığında da kreatif çözümler üreten Young, John Collins’in de takımda bulunmasıyla Atlanta’nın tam kapasiteli çekirdeğini oluşturuyor.

Bu ikilinin yanında ortalamanın çok üzerinde şutör ve iyi bir atlet Kevin Huerter, tamamlayıcı rolünü sahada üstlenen DeAndre Bembry, Kent Bazemore, Taurean Prince, Omari Spellman ve Alex Len, John Collins’in zaaflarını kamufle eden saf yetenek Dewayne Dedmon ve tabii ki bu genç nüvenin ‘Usta Splinter’ı Vince Carter.. Biraz önce isimlerini okuduğunuz oyuncuların beş tanesi çaylak kontratta yani Hawks, seneye iki yıldız almak için yeterli maaş boşluğu elde edecek. ABD’nin en büyük dördüncü şehri olmasında rağmen basketbol ruhundan uzak olan Atlanta, yıldız oyuncuları şehrine çekmesi için epey bir uğraş vermeli. Kemba Walker veya Khris Middleton’dan ziyade Tobias Harris, Jimmy Butler ve Kevin Durant hamleleri Konferansta yükselmek adına daha gerçekçi olacaktır. Evet bu üç isim arasında Kyrie Irving ve Kawhi Leonard yok; çünkü, Kyrie’nin gençlerle olan sınavını gördük ve Leonard’ın Atlanta’da en fazla 5 hafta geçirebileceğini tahmin ediyorum.. Son olarak; şu anki Mock Draft listelerinde Atlanta’nın 5-8 arasında iki yerden seçim yapacağı söyleniyor. Sıralamanın nasıl olacağı bilinmez ancak Coby White, De’Andre Hunter, Rui Hachimura, Romeo Langford, Cam Reddish ve Ty Jerome havuzundan ikisi Hawks kadrosuna katılabilir. Bu oyuncuları özellikle ayırmak istedim çünkü bu isimler Hawks’ın ihtiyaç duyduğu ek skorer, savunma sertliği ve teknik yeterliliğe sahipler.

19. yüzyılın ilk çeyreğinde küllerinden doğmayı başarmıştı Atlanta şehri; Mike Budenholzer’ın ‘elit’ kadrosu sıfır çekince her şey yanıp yıkılmıştı, ama kadro hızla yapılandı ve sezonun ikinci bölümünde iyi bir ışık verdi. İki asır önce koskoca şehrin başarısını parkelerin milyon dolarlık genç yıldızların başarması için artık her şey hazır.

Exit mobile version