2019 Draft’ının gözdesi, NBA’in yeni altın çocuğu ve Pelicans organizasyonunun sırtını yasladığı Duke cevheri: Zion Williamson.
Draft edildiği günü bilenler net hatırlar, New Orleans şehrinde dev bir alan oluşturulmuş ve neredeyse tüm Pelicans taraftarı oraya toplanmış o çocuğun Adam Silver’ın yanında durup Pelicans logolu kepi takmasını bekliyordu. Beklenen olduğu gibi, NBA Store’da 1 numaralı Zion Williamson forması satışa çıkmış ve çok fazla oranda bir satış gerçekleştirmişti. Tüm dünyadaki NBA severler, Zion’u merakla bekliyordu.
Onu, ilk kez Summer League’de görecektik, gördük de. Fakat kendisi Duke’tan çok yakın dostu olan RJ Barrett’lı Knicks’e karşı olan maçta sakatlanarak kenara geldi. Hepimiz bir “Eyvah!” çektik çünkü tüm NBA camiası, efsane oyuncular ve yorumcular onun sakatlık ihtimalinden çok çekiniyordu ve kimsenin çekincesi boşa değildi. Çünkü Zion, 130 kilogramlık ağırlığına göre kısa, fazla atletik ve patlayıcı özelliklere sahip bir oyuncu. Draft edildiğinden beri herkesin ortak kanısı, onun çok iyi bir fiziksel rehabilite süreci geçirip ve kilo verip vücut ölçülerini standarta oturtması yönündeydi. Bu halde direkt ekimde lige başlaması başlı başına risk olmasına rağmen Williamson, bunlara kulak asmamış olacak; Pelicans organizasyonu da Zion’u bir an önce taraftara servis etmenin heyecanı içine girmiş olmalı ki, Williamson, hiçbir tedbir alınmadan direkt olarak Summer League’e giriş yaptı ve sakatlandı. Pelicans tarafından yapılan açıklama, kendisinin Summer League’in geri kalanında oynatılmayacağı şeklinde oldu.
Yaz bitimine doğru iyileşen Zion, yeni Pelicans yapısının temel taşı olarak takımla birlikte normal sezon hazırlığı idmanlarına katıldı ve ikinci kez sakatlandı. Sıkıntı öncekinde de olduğu gibi dizindeydi. Problem ise dizlerinin 82 maçlık bir tempoda vücut ağırlığını kaldıramayıp yıpranacağı ve diz kapaklarının içe dönük olmasıydı. Bir fiziksel rehabilite sürecine ihtiyaç kesinlikle vardı. New Orleans kanadından bu sefer yapılan açıklama yeni superstar adayının 6 ila 8 hafta arası parkelerden uzak kalacağı yönündeydi. Yani, kendisi henüz ligi açmadan önemli bir kısımı kaçıracaktı.
Benim kişisel düşüncem, her iki tarafın da oldukça amatör bir şekilde heyecan ve heves doğrultusunda hareket ettiği, yapılan reklam ve PR çalışmalarının da tatlı gelişiyle önlem alınmadığı. Şunu unutmamak gerek, Zion draft’e bile bangır bangır sesini uzaktan duyura duyura bir giriş yaptı ve yalnızca NBA severlerin gözünde değil, NBA’in her katmanında bulunan insan için bu draft “2019” olarak değil “Zion Draft’ı” olmuştu adeta. Kendisi, seçildikten henüz 1 ay sonra Jordan markası çok büyük bir ayakkabı anlaşmasına imza attı, Luka Doncic gibi bir oyuncunun bile böyle bir anlaşmaya 2. sezonunda ve imza attığını belirtmekte fayda var. Verilen 6 ila 8 haftalık sürenin sonuna hala gelinemedi ve onu henüz hiç izleyemedik.
Akıllardaki asıl soru ise: “O ikinci Anthony Bennett mı?” Umarız olmaz ve basketbol tarihi yeni bir yıldızın doğuşuna şahitlik eder. Bu arada Ja Morant onun yokluğunu çok iyi değerlendiriyor ve adını “ROY” ödülünün altına yazdıracak gibi duruyor.
Umut Başaran Cürebal