Bir kitap tutkusu iseniz biyografiler sizin için çok şey ifade edebilir. Bir basketbol tutkunu iseniz Phil Jackson sizin için pek çok şeyden fazlasını ifade edebilir. Bu biyografi, hem kitap hem de basketbol tutkunu olanlara
Phil Jackson, şüphesiz basketbolun, basketbolun NBA ayağının en önemi figürlerinden biri. Hem yaptıkları hem de yapmadıkları ile lige adım attığından bu yana bir tartışma konusu olan Phil Jackson, karar alma ve kararı uygulama noktasında en eli titremeyecek insanlardan. Bunu nereden mi öğreniyoruz? Bir kitaptan.
Okuduklarımızla okumadıklarımızla, izlediklerimizle izlemediklerimizle, yaptıklarımızla yapamadıklarımızla insan oluruz. İnsanlar yaptıklarımızı, uygulamaya koyduklarımızı görürler. Uğruna çaba sarf ettiklerimizi, kaybettiklerimizi, düşüşlerimizi, hayallerimizi görmezler. İnsanlar sadece geminin limandaki sakin haline tanık olurlar.
Phil Jackson, bu dinginliğe sahip biri. Başarıları ve başarmadıkları ile komple bir insan. Sürece güvenen, süreç sonucunda elde edeceğinden çok sürece odaklanan bir adam. Amaçları hayatının merkezine alırken araçların ise amaca giden yolu ifade ettiğinin bilincinde olarak, yolun sonuna giderken yoldakileri kaçırmama taraftarı olan bir koç, bir baba, bir figür.
Sir William Shakespeare; “Seyirciler oyunun başını ve ortasını hatırlamaz, bu yüzden yeter ki sonu iyi bitsin” der. Bu kitap ise oyunun sonuna vardığında oyunun nasıl başladığını ve nasıl devam ettiğini unutmayanlara yönelik.
Nereden geldiğini kati surette unutmayan bir adamın hikayesine ortak olduğumuz “Kutsal Çemberler” kitabı, Phil Jackson’ın sporculuk, Chicago Bulls ve Zen Felsefesi’ni odağına aldığı yaşamına götürüyor bizleri. Sahada gördüğümüz kararlı, asabi, hükmeden adamın saha dışındaki ruh haletine tanık ediyor.
NBA tarihinin en başarılı takımlarından biri olan 80-90’lı yılların Chicago Bulls’unun Chicago Bulls olma hikayesini okurlara aktaran Phil Jackson, dünyaya milyonda bir kez gelebilecek bir yeteneğin, bir figürün, bir atletin nasıl idare edilmesi gerektiğini ve kendi ellerinde nasıl idare edildiğini gösteriyor.
Bireysellikten çok kolektiviteyi, senden çok beni, küçükten çok büyüğü gören ve savunan Jackson, kendi yaşamından örneklerle evrendeki ruhun, fiziksel dünyayı nasıl etkilediğine değiniyor.
Bu doğrultuda yaşanmışlıklarla, yaşanmamışlıklarla hem göz önünde olup bitenleri, tarihin tanıklık ettiği olayları birinci elden dinlediğimiz kitap, aynı zamanda felsefik yönü ile hayatın bir alanının, basketbolun aslında neler ifade ettiğini ortaya koyuyor.
Phil Jackson ve Hugh Delehanty tarafından kaleme alınan, 2006 yılında piyasaya sürülen kitap, 248 sayfa uzunluğunda. Okunulması, okutturulması dileğiyle.
Ata Ateş
