Temsilcimiz Cedi Osman’ın aldığı sürenin artmasıyla çoğumuz Cleveland Cavaliers ile epey haşır neşir olduk. Öyle ki yeri geldi uykumuzdan kısarak heyecanla Cedi’nin maçlarını bekledik. Kimi zaman 20 sayı barajını geçerek bizlere görsel şölen sunan Cedi, kimi zamansa düşük yüzdelerle tek haneli skorlarda kaldı. Fakat bahsi geçen bütün maçların ortak bir noktası vardı: Collin Sexton, sahada bencil tavırlarıyla biz Türkleri deli etmeyi başarıyordu 😊
‘’Abi napıyo bu Sexton?’’ ‘’Sen ne bencil adamsın be kardeşim!’’ ‘’Bak Cedi boş kornerde, yolla ona yazsın üçlüğü.’’ Bu cümleleri -Sexton sağ olsun- sezon boyunca çok kullandık. Fakat dikkatimi çeken bir şey vardı: Amerikan bloglarda (örn. Reddit) Sexton eleştirilmiyor, aksine hakkında pozitif yorumlar yapılıyordu. Hatta şunu diyeni bile gördüm: ‘’Franchise’ı Sexton üzerine kurmamız lazım! Bu çocuk yeni nesil Westbrook!’’
Durum böyle olunca merak ettim tabi: Sexton Cavs için yarar mı sağlıyor yoksa zarar mı? Acaba cidden yeni nesil Westbrook olabilir mi? Ben aşağıya istatistikleri ve fikirlerimi bırakıyorum, siz karar verin.
Dürüst olacaksak önce şunu kabul etmemiz gerekiyor: Bu çocuğun cidden Westbrook ile çok ortak noktası var:
Her şeyden önce atletizmi çok yukarıda. Bizim ülkemizde bir oyuncunun atletik olma kıstası göz kamaştırıcı smaçlar vurup vuramamasıdır genellikle. Aslında atletizm, zıplama becerisiyle birlikte ayak çabukluğu, patlayıcı hız gibi unsurları da kapsar. Ve bu çocuğu izlediğimde Russell Westbrook’un çaylak sezonundaki atletizmini görebiliyorum. Belki onun gibi posterleriyle manşet olmuyor, fakat ayakları o kadar hızlı ki birebir kaldığında sadece hızını kullanarak ligdeki çoğu oyuncuyu ekarte edebilir.
Her oyuncunun tabi ki hem seveni hem de sevmeyeni olur. Fakat konu RW0 ise şunu netleştirmek gerek: bu adamı ya seviyorsunuzdur ya da hiç haz etmiyorsunuzdur. Ortası? Henüz karşılaşmadım. Sexton için de aynısı geçerli.
Saçma ve ısrarcı şut tercihleri, kontrolsüz oyun, bunların sonucundaysa sorumluluk gerektiren yerlerde istenilen katkıyı verememe… Hem Russell hem de Collin’le örtüşen tanımlar bunlar.
Yürek… Yanlış tercihleri pahalıya patlayabilir, takımlarına maç kaybettirebilirler. Ama ne olursa olsun ikisi de pes etmek nedir bilmeyen, her maç yüreğini ortaya koyarak mücadele eden oyuncular. Eğer onları savunuyorsanız ve sinirlendirdiyseniz, sizin için üzgünüm: çünkü muhtemelen birazdan üzerinizden ardı ardına sayı bulacaklar.
Alabama’da ışıltılı bir freshman (kolejin ilk senesi) sezonu geçiren Sexton, forma giydiği 33 maçta yaklaşık 30 dakika ortalamayla sahada kalan Collin’in arası faul çizgisiyle bayağı iyiydi.
Kolejde en dikkat çeken özelliklerinden biri temastan asla çekinmemesi olan freshman, maç başına 7.6 kere çizgiye gelirken bunların 5.9’unu sayıya çevirdi. %77.8? Kolej için hiç fena değil. Neticede kendisi kolejde geçirdiği tek seneyi 19.2 sayı, 3.6 asist, 3.8 ribaunt ve %44.7 saha içi isabetiyle taçlandırarak SEC (Southern Eastern Conference) Yılın Freshmani Ödülü’nü almaya hak kazandı.
Hakkında yazdığım Damian Lillard’ın aksine Sexton, kısa süren kolej kariyeri boyunca adından söz ettirmeyi başarmıştı. Öyle ki Amerikan sporlarındaki en güçlü online recruiting (gözlemcilik) ağlarından 247Sports raporuna göre kendi draft sınıfının en iyi Point Guardı olarak kabul görüyordu.
Cavs tarafından 8. sıradan seçilen Young Bull (geçiş hücumlarındaki dinamizmi nedeniyle taraftarların kendisine taktığı lakap), 2019 Draft’ında Zion Williamson veya RJ Barrett’ı kapmak amacıyla sezon başından itibaren tanking yapan Cleveland’da 16.7 sayı, 3.0 asist, 2.9 ribaunt ortalamaları ve %43 saha içi isabeti tutturdu. Sizi istatistik bombardımanına tutmak yerine kolejden NBA’e geçişle birlikte Sexton’daki değişimlere dikkatinizi çekmek istiyorum.
Sexton, kolejdeki kadar çizgiye gelemiyor çünkü ligdeki çember savunucuları henüz fiziksel gelişiminin doruğuna ulaşmamış gençlerden ziyade sizi gözleri kapalı savunabilecek devler. Rudy Gobert, Clint Capela, Joel Embiid, Giannis Antetokounmpo, Kawhi Leonard…. Collin geride bıraktığımız sezonda maç başına sadece 3.1 kere çizgiye gelebilmiş.
Her ne kadar serbest atış yüzdesini %84’e çıkarsa da bu çizgiden maç başına yalnızca 2.6 sayı çıkarabildiği gerçeğini değiştirmiyor.
Öte yandan kendisinin dış şutlarında gelişim söz konusu. Drafta girerken en büyük handikaplarından biri 3 sayılık atışlar olan Sexton, bu sezon üç sayı çizgisinin gerisinden %40.2 ile oynuyor.
o @MIA (3/8): 27 sayı, 3/5 3PT
o vs. TOR (3/11): 28 sayı, 4/7 3PT
o @DAL (3/16): 28 sayı, 4/7 3PT
o vs. DET (3/18): 27 sayı, 5/6 3PT
o vs. MIL (3/20): 25 sayı, 4/7 3PT
Son olarak küçük bir not: NBA tarihinde 20 yaşında veya daha gençken 16 sayı ortalaması tuttururken %40 üçlük isabetiyle oynayan iki oyuncu var: Kevin Durant ve Collin Sexton
Deniz Sarıaslan