NBA tarihinin en başarılı kulüplerinden biri olan; Michael Jordan, Scottie Pippen ve Dennis Rodman gibi efsanelere sahip olan bu güzide kulüp, “Neden uzun zamandır başarısız?” sorusu eminim ki çoğu basketbolseverin aklına takılmıştır. Gelin, hep beraber bu başarısızlığın nedenlerini inceleyelim.
Son şampiyonluğunu 97-98 sezonunda Jordan önderliğinde kazanan Bulls, o sezondan sonra en büyük başarıyı 2010’lu yılların başında Koç Tim Thibodeau ile üst üste 6 sezon Play-off’lara katılarak yakaladı. Bu sürecin içinde; 1 konferans finali ve 2 konferans yarı finali geçirildi. Çok uyumlu ve güçlü bir kadroya sahip olan Bulls için beklenti çok yüksekti ve yıllarca lige ambargo koyması öngörülüyordu. Fakat, Derrick Rose’un trajik sakatlıklarıyla beraber liderlerini kaybeden takım hala iddialı olmasına rağmen en tepeye çıkma konusunda sorunlar yaşıyordu. Oyuncular gelişti, Jimmy Butler, inanılmaz bir gelişim gösterdi ve All-star seviyesine yükseldi, Joakim Noah, DPOY’u (Yılın Savunmacısı Ödülü) kazandı, Dwyane Wade takıma ilave edildi, fakat bir türlü istenilen ilerleme gerçekleşmedi.
Basketbol çok hızlı değişiyordu ve ligin en iyi uzunlarından biri olarak kabul edilen Noah,, yeni oyuna ayak uyduramadı. Dolayısıyla, ona verdikleri kontrat bir bakıma ellerinde patladı. Daha sonrasında 2017-2018 sezonunun başında takımın büyük çoğunluğunu dağıtan Bulls yönetimi, Zach Lavine ve Nikola Mirotic önderliğinde geri kalanı çoğunlukla genç oyunculardan kurulu bir takıma yöneldi. Bu nüveye Lauri Markkanen, Kris Dunn ve Bobby Portis gibi oyuncular eşlik etti. Beklenildiği üzere, bu takımın da sezon sonuna doğru tanking yapmaktan başka çaresi kalmadı. 2018-19 sezonuna girilirken Otto Porter takviyesi yapıldı fakat yine aynı nüve, salary cap doluluğu nedeniyle ve oyunculardan gelişim beklendiği gerekçesi ile korundu. En çok gelişme göstermesi gereken oyunculardan biri olan Markkanen, sezona sakat başladı. Lavine, çok iyi başlamış olmasına rağmen sonuç alma noktasında yetersiz kaldılar ve takım içi anlaşmazlıklar nedeniyle koç ile yollar ayrıldı. Yeni getirilen koç Jim Boylen, sert karakterinden ve oyuncuların laubaliliğinden dolayı takım içi dengeleri kuramadı ve zaten kalite problemi çekmekte olan bu takımı ileriye götüremedi. Bu sezonun başında draft’tan Coby White’ı büyük umutlar eşliğinde seçtiler ama henüz o da istenilen seviyede değil.
Şanssızlıkların, sakatlıkların, kavgaların ve tartışmaların peşini son yıllarda hiç bırakmadığı Bulls’un oyuncuların gelişimini umut etmekten ve tanking yapmaktan başka hiçbir şansı yok gibi gözükmekte. Bu eğlenceli ve aynı zamanda taraftarı olması bir o kadar çileli takımı önümüzdeki günlerde takip edip neler olacağını göreceğiz.
Doruk Evren