Bugün Ayhan Şahenk Spor Salonu’nda Darüşşafaka Tekfen’in medya gününe katıldık ve Jon Diebler ile özel bir röportaj yaptık.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’ndeki ve THY Euroleague’deki tecrübelerin ile başlamak istiyoruz. Takımları ve ligleri çok iyi biliyorsun. Tüm bunları değerlendirdiğin zaman sence Darüşşafaka bu sene Euroleague’de neler başarabilir?
Bence, her gün çalışarak kendimizi geliştiriyoruz. Darüşşafaka iyi bir takım, 2 yıl önce de Euroelague’de oynadı. Eurocup’ı kazandı ve Euroleague’e geri döndü. Takımımızda NBA’de farklı liglerde forma giymiş tecrübeli oyuncular var. Herkes Euroleague için heyecanlı ve başarıya aç.
Euroleague’in yeni formatı hakkında ne düşünüyorsun. Daha önce grup sisteminin olduğu dönemde de Euroleague’de oynadın. Şimdi sezon daha uzun, bu değişiklik ile ilgili neler düşünüyorsun, yorucu olduğunu düşünüyor musun?
Aslında ben bu değişikliği sevdim. Her iki sistemde de oynadım. Tek ligli normal sezonu seviyorum, evet belki sezon biraz daha uzun ama her takım ile ikişer maç yapabiliyoruz. Bu da oyuncular için daha iyi bence, her takıma karşı her şehirde oynayabiliyoruz. Bu da farklı bir tecrübe katıyor. Tabii ki zor, her maç daha önemli ama bu çekişme de taraftar için daha iyi. Takımlar arasındaki puan farkı az oluyor ve birkaç maç sıralamayı ciddi manada değiştirebiliyor.
NCAA’de çok iyi performansın oldu. Ohio State’de gayet başarılı bir grafik çizdin. Ohio denince bizim aklımıza Cleveland ve dolayısıyla da Cavaliers geliyor. Cavaliers’ı destekliyorsun?
Evet Cleveland’ı destekliyorum ama daha çok kolejde beraber oynadığım oyuncuları ve bizim üniversiteden çıkan oyuncuları destekliyorum. Evan Turner, Mike Conley Jr gibi oyuncular.
Sence NBA’de oynanan basketbol ile Euroleague’de oynanan basketbol arasında en büyük farklar neler?
NBA maçlarını izliyorum ve son 5 sene içine oyunun çok hızlı bir şekilde değiştiğini söyleyebilirim. Bazen takımlarda 5 kısa oyuncu görebiliyoruz. Pivotsuz oynayabiliyorlar. Euroleague de biraz da olsa bu tarafa gidiyor, tabii ki NBA kadar değil. Euroleague’de çoğu takımı şut atabilen 4 kısa ile sahada görebiliyoruz. Euroleague’de çok iyi performans gösteren, NBA’e giden ve orada da başarı gösteren oyuncular var.
Türkiye’de tüm salonlarda oynadın. Deplasmana çıktığın en zor salon hangisiydi?
Bilemedim şimdi. Zor bir soru. Karşıyaka’da, Anadolu Efes’te, Galatasaray’da, Beşiktaş’ta oynadım. Şimdi Darüşşafaka’dayım. Karşıyaka’ya rakip olarak dönüp orada oynamak çok zordu. Beşiktaş ve Galatasaray deplasmanlarında oynamak da çok zor. Tabii ki taraftar senin tarafındayken yani ev sahibiyken oynamak çok daha güzel.