Hastanede Olması Gerekirken Parkeye Çıkan İsimler!

Hastanede Olması Gerekirken Parkeye Çıkan İsimler!

DIRK NOWITZKI

Dallas Mavericks ve Miami Heat’in karşı karşıya geldiği 2011 NBA Finalleri’nin 4. maçından önce Dallas’ın yıldızı Dirk Nowitzki, takım arkadaşlarına ve doktora hasta olduğunu söyledi. Mavs, seride gerideydi ve bu maç kendi evlerinde olduğu için çok önemliydi. Hatta, belki de kırılma maçıydı. Takım doktoru ve arkadaşları durumu öğrenince panik oldular. Dirk olmadan yapamazlardı ve her şeye rağmen çıkıp oynamasına karar kılındı. Şiddetli bir grip geçiriyordu ve oldukça yorgun hissediyordu. Bu yorgunluk, maç öncesi antrenmanlarda ve maç içinde de belli oluyordu. Sürekli terliyor ve havluya sarılı oturuyordu maç içinde. Maç kıran kırana geçiyordu ve üstüne düşeni yapmalıydı.

Maç, iki arada bir derede gidip geliyordu. Skorda liderlik 12 kez el değiştirmiş, 15 kez de skorda eşitlik yakalanmıştı. Heat, 4. çeyreğin başında Udonis Haslem’ın şutu ile skoru 74-65’e getirmiş ve maçtaki en büyük farkı yakalamıştı. Mavs ise bir mola dönüşü Jason Terry’nin peş peşe bulduğu sayılarla ateşlendi ve ritmini buldu. Dengeli oyununu sürdüren Dallas, bitime 5:15 kala öne geçti ve daha sakin olan taraftı. Maçın son kısmı, artık tamamen heyecanın ve stresin doruğa ulaştığı anlardı. Dirk ve Wade’in karşılıkla sayılarıyla durum, bitime çok az kala 86-83 geldi. Miami’nin şansı yaver gitmişti ve son top Mike Miller’ın ellerine indi fakat buzzer-beater denemesi potaya değmeyen top ile hüsrana uğradı. Böylece üstünlüğü ele geçirdiğinden beri iyi oyununu sürdüren Dallas Mavericks, maçı 86-83 kazandı ve serideki durumu 2-2’ye getirdi. Miami cephesinde ise LeBron James’in sadece 8 sayıda kalması büyük şok etkisi yaratmıştı. Nowitzki, kaydettiği 21 sayı ile yine aslan payını üstlenen isim olmuştu. En hasta ve kırılgan haliyle takımı için gereken her şeyi koymuştu ortaya.

Devamındaki 2 maçı da canını dişine takıp kazanan Mavericks, tarihindeki ilk NBA şampiyonluğunu Alman yıldızı Dirk Nowitzki önderliğinde kazanıyordu ve Dirk, finallerin MVP’si seçiliyordu.

MICHAEL JORDAN

1997 NBA Finallerinin Chicago’daki ilk iki maçı Bulls’un, sonrasında Salt Lake City’deki iki maçı Jazz’ın galibiyetleri ile 2-2’lik duruma gelmişti. Dişe diş geçen ilk iki maçta, seyirci desteğini de arkasına alan MJ ve Bulls galip geliyordu. Deplasmana gittiklerinde ise karşılarında ciddi anlamda katı ve dirayetli bir takım buldular ve her iki maçı da kaybettiler. Utah takımı, Jordan’a özel önlemler almış ve onu epey frenlemişti. Hatta Jordan’ın sadece 22 sayıda kaldığı, 4. maç 78-73 gibi düşük bir skorla neticelenmişti.

11 Haziran’da 5. maç öncesi Michael çok hasta oldu ve yataktan kalkamıyordu. Psikolojik olarak üstün olan tarafın Utah olduğunu da göz önünde bulundurursak, bu durum Bulls cephesi için tam bir felaketti. Zira, maçı kaybederlerse, geri dönüşü oldukça zor olacaktı. Pippen ve Rodman, Jordan olmadan işleri bir yere kadar götürebiliyordu. Formdaki Karl Malone ve John Stockton’a karşı işleri şüphesiz çok daha zor olacaktı. Deplasmanda olduklarını da unutmamak gerek…

O dönemin takım antrenörlerinden Tim Grover şöyle açıklıyor: “Gece çok acıktıklarını söylediler ve oda servisi kapanmıştı. Bir pizzacıdan sipariş verdiler ve çok garipti. Bir büyük boy pizzayı beş kişi getirdi. O an içimde çok kötü bir his belirdi. Rahatsız oldum çünkü bir şeylerin yolunda gitmediği belliydi. Gece saat 2’de telefon geldi ve hemen Michael’ın odasına fırladım. Yatakta bacaklarını karnına doğru çekmiş, karın ağrısından kıvranıyordu. Onu gördüğüm an emin olmuştum. Bu bir üşütme değil, gıda zehirlenmesiydi.” Grover, bu olayın Jazz taraftarı veya kulübün gizli çalışanları tarafından yapılan bir komplo olduğunu savunuyordu. Olayın göbeğindeki kişi Majesteleri olunca her zaman olduğu gibi tabii ki iddiaların ve spekülasyonların ardı arkası kesilmiyordu.

Bazı kişilere göre MJ, o gece özel uçağıyla Las Vegas’a gitmiş orada sabaha kadar kumar oynamıştı. Çok büyük miktarlar kaybedip çok içtiği için tamamen kafayı bulmuştu ve Salt Lake City’e akşamdan kalma bir vaziyette dönmüştü. Diğer bir iddiada ise MJ, Vegas’tan normal dönmüştü fakat seyahat sırasındaki sıcak-soğuk hava dengesi ve klima çarpması gibi olaylar yüzünden üşüttüğü yönündeydi. En elle tutulur ve mantıklı gelen iddia ise antrenör Grover’ın açıklamaları gibi duruyor. Bu konu hakkında araştırmalar yapan New Jersey’li tıp doktoru Tyeese Gaines’in: “Jordan’da olan tüm belirtiler gıda zehirlenmesi belirtileri ile eş değer. Bolca terleyerek vücudun sıvı kaybetmesi ve şiddetli karın ağrısı en büyük örnekleri. Jordan’ın bir de bu halde maça çıktığını düşünürsek epey etkileyici. Bayılmamasına şaşmalıyız”.

MJ, her şeye rağmen o akşam parkeye çıkıp 44 dakika sahada kaldı ve 38 sayı, 7 ribaund, 5 asist, 3 top çalma ve 1 blok istatistikleriyle takımını galibiyete taşıdı. Devamında Chicago’daki son maçı da kazanan Bulls, şampiyon oluyordu. Bu ikonik maç ve olay tarih sayfalarına ve basketbol literatürüne “The Flu Game” olarak geçti.

ALLEN IVERSON

Iverson’ın hasta çıktığı maç, bir final veya play-off maçı değil, bir normal sezon maçı. Cuma akşamı çıktığı Pacers maçında ciddi anlamda kötü bir performans sergilemişti. Ertesi akşam oynanacak olan Atlanta maçı öncesinde kendisine yöneltilen “Bugün kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna: “Daha iyi değilim, fakat dinlendim” diye cevap veriyordu. Akıllardaki soru AI’ın bu maçta da kötü bir performans ortaya koyacağına dairdi fakat kendisi ilk çeyreği 13 sayı ile tamamladı.

Maç boyunca adeta bir dinamo gibi performans ortaya koyan Iverson, 3. çeyrek bittiğinde takımı sırtlamıştı. Hawks, son çeyreğe rehavetle başlayan Sixers’a cevabını vermeye başlamıştı. AI, durumu fark etmiş olacak ki topu eline aldı ve 3 sayılık bir isabet buldu. Hemen ardından takım arkadaşı John Salmons’tan da 3 gelmişti, Phila 80-68 öndeydi. Maçın sonuna kadar enfes bir şekilde devam eden Iverson’ın performansı, bitime 1:06 kala iki tane serbest atış şansı buldu ve 50 sayıya ulaşması için tam iki sayıya ihtiyacı vardı. Onları da başarılı bir şekilde çemberden geçiren AI, alkışlar içinde oyundan alınıyordu.

Maçı 98-86 kazanan Philadelphia 76ers koçu Terry Stotts: “O inanılmaz, eğer bir şutör gerekiyorsa orada oluyor. Onu durdurmanız imkansız!” şeklinde bir demeç veriyordu. Atlanta Hawks yıldızı Stephen Jackson ise: “Akıl alır gibi değil, o hiçbir şey kaçırmadı! Bir adam böyle şut atabiliyorken ona yapacak hiçbir şey yok.” diyordu. 50 sayı kaydeden maçın yıldızı The Answer, kendi performansı için: “Böyle bir şey yaşamak her zaman ve harika hissettiriyor ama her şeyden önemlisi maçı kazanmış olmak.” Diyerek böyle efsanevi bir performansı tarih sayfalarına bırakıyordu.

NBA\'de Günün Sonuçları ve Maç Programı
NBA maç sonuçları ve TV programı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz