Bütün büyük imparatorluklar büyük savaşlarla kurulur. Yürüye yürüye, yıka yıka, muharebe meydanlarında. Savaş, ordunun hayatıdır. O kadar büyük savaşlar verilir ki geriye bir şey kalmamış olur belki de. Meşhur Gladyatör filminde bir sahne geldi aklıma. Filmin başında Roma ordusu kuzeyde Germania’da bir savaş halindedir. Ordunun generali Maximus, müthiş zaferinin ardından İmparator Marcus Aurelius ile bir sohbeti olur. Diyalog şu şekildedir;
Marcus Aurelius: Cesaretini ve gücünü bir kez daha hepimize kanıtladın Maximus. Umarım bu son savaşımız olur.
Maximus: (etrafına bakarak) Savaşacak kimse kalmadı efendim!
Marcus Aurelius: Her zaman savaşacak birileri kalmıştır.
İmparatorluklar o kadar güçlenir ki kimsenin yıkamayacak noktaya gelir. Ama tarih bize başka şeyler öğretmiştir bunun dışında. Savaşacak birileri her zaman vardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde de belirttiği “dahili ve harici düşmanlarınız olacaktır” sözü aslında tam da buraya cuk diye oturmaktadır. Yani ne kadar dışarıdaki düşmanlarınız bitirseniz de tehdit her zaman sürecektir. Dikkat tarihteki en büyük krallıklar, imparatorluklar hiçbir zaman bir savaşla değil, içerideki düşmanların vesilesiyle dağılmışlardır. Şimdi gelelim konumuza…
Golden State Warriors şu anda “yenilmez” olduğuna inanılan ve hatta bizzat kendileri tarafından bunu defalarca kanıtlayan bir takım hüveyitindedir. Birkaç yıldır NBA’de şöyle bir soru sorulmaktadır ve tartışılmaktadır; “Bu adamları gerçekten birileri yenebilir?” Çünkü yene yene, adım adım, yıka yıka bu noktaya geldiler. Şu anda “yenilmez” durumundalar. Öyle ki tranferlerde takımların bütün statejilerini etkilemiş durumda. Herkesin takım planlaması Golden State’e karşı bir rakibe düşebilme çabası üzerine diyebiliriz. Bu adamları kim yenebilir diye düşünülürken bir kıvılcım gün yüzüne çıktı bu günlerde. Takımın süper yıldızı ve takımın bel kemiği arasında sıkıntı var. Kevin Durant ve Draymond Green.
Medyaya yansıyan sadece aralarında bir problem olduğu ve sadece anlaşamadıkları. Ama işin aslı pek öyle değil. Öyle ki takımın lideri Stephan Curry konuya dahil olmak zorunda kaldı. Konuşulanlara göre aralarında defalarca çok ciddi kavgalar yaşanmış. Takım içinde bölünmeye başladıkları ve hatta çok yakın zamanda iki oyuncu arasında yumrukların konuşalabileceği artık alenen söyleniyor. Hikayenin bir anatomisine girelim. İki oyuncunun “The Oracle” için başka başka anlamları var diyebiliriz. Kevin Durant takımın süperstarı, skor konsunda ise takımın lokomotifi durumunda. Bence Kevin Durant’ın varlığı Golden State’i “durdurulmaz” kılan birinici sebep. Draymond Green ise takımın bel kemiği hatta kimilerine göre “gizli lider”i. Bütün pis işleri yapmak zorunda kalan, takıma sertlik getiren, futbolda çok kullandığımız kavram olan tabir-i caizse “adam yiyen”, Oracle’ı gaze getiren adam.
Ben her zaman olduğu gibi bütün heyecanı bozayım ve en son söyleyeceğimi yine her zaman olduğu gibi en baştan söyleyeyim. Golden State Warriors, Kevin Durant olamdan yine şampiyon olabilir ama Draymond Green’siz olamaz. İki oyuncuyu kıyaslamıyorum. Çünkü öyle bir durumnda komik duruma düşerim. Ama ne demiştik? Basketbol takımı “puzzle” işidir. Doğru parçaları doğru yere koyma üzerine bir süreçtir. Kevin Durant sadece Warriors’un değil, NBA’in belki de güçlü hücum silahıdır. Ama Draymond Green Warriors takımında alternatifi olmayan bir parçayı
tamamlamaktadır. Mesela Green’siz bir Warriors takımı son derece yumuşak ve kırılgan hale geelebilir. Ama Durant’siz Warriors yine maç başına 120 sayıları rahatça bulabilir. Bu işin bir tarafı.
Diğer tarafı ise Draymond’un bence haksız olması. Kevin Durant’ın derisinin ince olduğunu biliyoruz. Twitter’dan gelen yorumlardan bile etkilenebilip, gaza gelip, cevap yetiştiren biri olduğunu gayet iyi gördük. Draymond Green’in de ne kadar sıkıntılı biri olduğunu düşünürüsek problemin kaçınılmaz olduğunu öngörebiliriz. Ama neden pire için yorgan yakılsın? Neden bir çuval incir berbat edilsin? Hiçbir mantıklı gerekçe yokken. Sonuçta bu takım yıllarca ligi domine edebilecek bir hanedan. Bu adamlar “Shaq-Kobe” mevzusunu bilmiyorlar mı? Kimse onlara anlatmadı mı? Shaq ve Kobe birer koca bebek olmasalardı, azıcık, zerre kadar aklı başında olsalardı bugün şampiyon sayılarında ne Jordan’ın esamesi okunurdu ne de Kareem’in. Shaq ve Kobe tarihinin en büyük çuval inciri berbat eden ikili olarak bence tarihe geçmiştir ve benim top listemde birinci sıradadır. Bu Green-Durant mevzusu maçta sadece bir anlık gerçekleşen bir gerginlik olmadığı aşikar. Onların arasında bir problem var. Bu artık çok net. Çok hızlı çözülmesi gereken bir problem. Çünkü bir savaşı kazanacak kadar kuvvetli, savaştan kaçacak kadar da akıllı olmanız gerekir.
Ben şimdiden söylüyorum. Golden State Warriors yine bu sezon da şampiyonluğun açık ara favorisidir. Hatta o kadar açık ara ki birkaç turu şimdiden bindirmişlerdir. Her şey normal gittiğinde yani hayatın olağan akışında kimsenin onları durdurabileceğine inanmıyorum. Tabi onlar yolda durmazlarsa. Onların harici düşmanları kalmadı. Onlar dahili düşmanların icabına baksınlar.