NBA’i takip ettiğimden bu yana belki de en büyük genç yetenek havuzuna sahip şuan. Bundan birkaç yıl önce ligin dibine demir atmış ve kurtuluşunu bekleyen Sixers şuan geleceğin en değerli havuzuna sahip. Eskiden de böyle yetenekler bir takımı arzuladığı seviyeye çıkarır bir yerlere getirirdi ama bence artık iş farklı boyutlara geldi. Tüm yıldızların hayalini kurduğu Lakers bile genç bir çekirdeğin yanına eklemeler yaparak zirveyi hedefliyor artık. Genel spor dünyası bu şekilde ilerliyor. Örneğin futbol dünyasında genç yeteneklere büyük umutlar , büyük emekler ve büyük paralar harcanıyor.
Git gide hızlanan ve tenis maçlarını andıran karşılaşmalarda başrol artık kendini kanıtlamış oyuncuların domine ettiği zamanda değiliz. Artık her gece 20’li yaşlarının başında olan ve elinde inanılmaz yetenekleri olan adamların kendini kanıtlama mücadelesi var. Sadece NBA için bunları söylemek yetersiz kalıyor. NCAA veya lise takımlarında parlayan sosyl medya üzerinde videolarına tanık olduğumuz pek çok canavar yavaş yavaş geliyor.
Gençlerin yükselişinin bence en belirgin noktalarından birisi artık takımların kafa yapısının değişmiş olması. Kurulu bir düzene sahip olan ve kadrosunda tecrübeli , işini iyi yapan yan parçalara sahip her takım artık rahatlıkla bir yıldız adayını kadroya entegre edebiliyor. Bunun en büyük örneklerinden birisi LA Lakers. Yıllarca bir dönemin “Galacticos Real Madrid” takımı gibi en değerli oyunculara sahip olup başarıya giden Lakers artık genç yıldızlarıyla ön planda. Bu yaz ligin en iyi oyuncusu LeBron James LA’in yolunu tutarken kafasında kurduğu tüm senaryolarda bu takımın ne kadar genç olduğunu biliyordu. Belki basketbol dışı kariyeri için , belki ailesi için ya da kendi ismini başka devasa bir isimle birleştirmek için gitti . Tüm bunların yanında halen daha GOAT olmak için çabalayan bu adamın gençlerin yanına gitmesi işin sadece basketbol dışıyla açıklanamaz. Bu biraz “Gençlerin Yükselişine” ayak uydurmaktı. Çünkü o gençler artık Lakers’ın 3.çeyrek maçı kazanıp öylesine oynatıldığı dönemde boy göstermiyorlar. Nitekim Boston Celtics buna bir başka örnek olabilir. Şuan takımın lideri Kyrie Irving , Al Horford gibi isimler olabilir. Madalyonun diğer kısmında ise çok realist ve büyülü bir proje var. Onun adı Jayson Tatum.
Bu altın jenerasyonun bence en sağlam takımı Sixers . Ellerinde “Yeni LeBron” diyebileceğimiz bir Ben Simmons var. NBA yazarken yorumlarken ve okurken en nefret ettiğim şeylerden birisi genç oyunculara efsaneleşmiş isimlerin yükünün bindirilmesi. Simmons’a “Yeni LeBron” dememin tek sebebi oyun karakterinin benzer oluşu. Belkide kariyeri hiçbir zaman LeBron’a yaklaşamayacak veya onu bile geçecek . Bunu şuan bilme şansımız yok. Simmons’ı izlerken hemen hemen herkes içinden ” Adam 20 yaşında ama ne kadar olgun sanki 15 sezondur bu ligde” diyordur . Duruşu , oyun zekası ve mental gücünün henüz tamamlanmamış hali bile bunu hissettiriyor. Öte yandan ligin düzeni artık eski tip uzunları barındırmıyor. 2000’lerin başında ligi paramparça eden Shaq şuan oynasa o etkiyi veremeyebilirdi. Joel Embiid o boyuna ve o iri yapısına rağmen şuan oynanan oyunun en değerli parçalarından birisi. Gelecek 15 yılın bir aksilik olmazsa Karl Anthony Towns ile en iyi uzunlarından birisi. Bu sezona girişi ve sahayı eski uzunlar gibi değilde yeni nesil uzun gibi domine edişi bariz bir şekilde görülüyor.
Artık değişken ve herkesin herkese diş gösterdiği bir NBA izliyoruz. Bununla beraber gençlerin hızla yükseldiği , özgüveni yüksek bir oyunla karşılaştığımız bir mücadele var. Yazımın son kısmında hepimizin gururu olduğu iki isimden bahsetmek isterim. Öncelikle genç çekirdeğin fazla olduğu bir takımda olan Furkan Korkmaz’ı ele almak isterim. Furkan tıpkı diğer gururumuz Cedi gibi Avrupa düzeyinde kendini kanıtlayıp orada pişip NBA yolunu tuttu. Onun şansızlığı kendisi gibi gençlerin olduğu ama bu gençlerin NBA tarihine geçebilecek yeteneklere sahip bir takıma gitti. Kendisine süre verildiğinde neler yapabileceğini çok net bir şekilde gösteren Furkan Korkmaz’ın belki de başka bir takıma gitmesi kariyeri açısından daha iyi olabilir.
LeBron sonrası Cavs’ın büyük umut bağladığı Cedi ise bir takımın en önemli 2-3 parçasından birisi konumunda. Geçen sene LeBron varken oyunu çok iyi çözen ve Bron’un değimiyle “Sünger” gibi öğrenen Cedi artık kendi tarihini yazabilecek güce sahip. LeBron ile oynarken onu çok iyi takip eden ve ondan oyunun inceliklerini öğrenen Cedi tarihin en iyi 2-3 oyuncusundan birisi olan LeBron’un umut bağladığı bir arkadaşı oldu. İki genç yeteneğimizinde kariyerleri oldukça olumlu ilerliyor . Yıllar önce Hedo-Memo ile çılgına dönen bizleri gelecek yıllarda Furkan-Cedi ikilisinin heyecanlandıracağını söylemekle birlikte büyük umutlarımla bekliyorum.
Kobe,Shaq,Tmac,Iverson,Duncan ve Garnett gibi isimleri yolcularken içimizden “Gelmeyecek bunlar gibisi” diyorduk. Belki yeni gelenler bu saydığım isimlerin yerini doldurmayacak belki o hissiyatı bize vermeyecek ama çılgınca işlere imza atıp bise daha çok “Yok Artık” dedirtecekler. Şimdi onların zamanı . Şimdi “Yükselen Gençlerin” zamanı.
Efe Yamanlar