Son yaptığı takviyelerle birlikte kadrosunu tamamlayan Galatasaray Odeabank’ın uzun rotasyonu, çok alternatifli ve parkedeki çeşitliliği sağlayabilecek seviyeye geldi. Azalan bütçeye rağmen gayet iddialı bir kadro oluşturuldu. Bu yazımda, Galatasaray Odeabank’ın yeni uzun rotasyonunu değerlendireceğim.
Öncelikle; Richard Hendrix, hem 4 hem de 5 numarayı oynayabilen, hareketli tipte bir uzun. Avrupa basketbolunun en tecrübeli isimlerinden bir tanesi ve yeni oluşan bu kadronun kontrolü açısından onun bu tecrübesi, fazlasıyla kıymetli bir hal alıyor (yeni oluşturulan kadrolarda, bu tip tecrübeli ve karakterli oyuncuların bulunması, hem organizasyonun sağlığı hem de rahat bütünleşebilmesi açılarından oldukça mühimdir). Daha çok hücum etkinliğiyle değer kazanmış bir oyuncu ve bu alanda oyununun çeşitliliği oldukça kritik bir nokta olacaktır. Çok net bir orta mesafe şutuna sahip ve post up hücumlarında da rakip savunmanın düzenine göre hareket edebiliyor. Özellikle zayıf tarafta boş kalan oyuncular açısından onun bu oyun görüşü çok önemli. Savunmada ise ağır ayakları ve atletizm seviyesinin aşağılarda olması sebepleriyle büyük sıkıntı yaşayabiliyor. Kısa karşısında kalabilecek düzeyde çabuk ayaklara da sahip değil. Pozisyon bilgisi ve alan savunmasının değerli bir parçası olması, onun en güçlü tarafları. Zaafları iyi saklandığı takdirde takıma hem savunmada hem de hücumda büyük katkı verebilir. Hendrix’in, Galatasaray’ın verim konusunda garanti bir seçimi olduğu söylenebilir.
T.J Cline ise ilk profesyonel sözleşmesini imzaladı. Oyun karakteri, henüz gelişmemiş bir oyuncu ve geldiği anda kendisinden katkı beklemek ona büyük bir haksızlık olur. Takımda önemli bir rol almayacağı kesin ancak rotasyonda diğer oyuncuları rahatlatmak ve dinlendirmek açılarından onun kısa sürelerde vereceği katkılar da ziyadesiyle kritik. Oyuncunun özelliklerine gelecek olursak; basketbolu ağır çekimde oynayan bir oyuncu olduğunu söylemek, pek yanlış olmayacaktır. Mevcut şut mekaniği ile de çokça zorlanacağını belirteyim. Şutu çok alçaktan çıkarıyor ve ağır hareketleriyle de yapacağı işler rakip tarafından kolaylıkla sezilebiliyor. Tahmin edilebilirliği yüksek bir adam Cline ve oyununu çeşitlendirmesi şart görünüyor. Ribaund konusunda ise gayet etkili olabilecek bir oyuncu. İyi pozisyon alıyor ve sezgileri de kuvvetli. Yukarıda da belirttiğim gibi; en büyük sıkıntısı; her daim yataktan yeni kalkmış gibi bir halinin olması. Galatasaray seviyesinde Cline’nin derhal uyanması ve bu uyuşukluğu üzerinden atması gerekecektir.
DeJuan Summers, geçtiğimiz sezonu Pınar Karşıyaka formasıyla tamamlamıştı. 1 sezon boyunca kendisini yakından takip etme şansımız oldu ve geçmiş sakatlığının etkilerini tamamen atlattığını söyleyebilirim. Kariyerindeki bu ciddi sakatlık olmasaydı; belki de şimdilerde NBA’da bulunuyor olacaktı. Zira hem 3 hem de 4 numarayı oynayabilen, topu yere vurabilen, inanılmaz bir şutör. Erman Kunter, onu genellikle uzun forvet pozisyonunda değerlendirecektir. 4 numaradan Summers’in şut tehditi; hücumda alan açma ve paylaşmayı rahatlatacak, takımın uzun rotasyonunda da önemli bir skorer kazanmasını sağlayacaktır. Oyununun en büyük eksiklikleri; savunma direncinin düşük olması, skor dışında diğer haneleri dolduramaması ve oyun planından kolaylıkla kopabilmesi. Bunların yanında çok hassas bir şutör olduğunu da ekleyeyim. Yani maçtaki ilk şutunu kaçırdıktan sonra, diğer şutlarını kaçırma olasılığı da artıyor. Bu da onun mental yönden ne kadar zayıf olduğunu kanıtlıyor. Erman Kunter’in onun dakikalarını iyi ayarlaması ve özellikle maçlardan önce ona özel bir ilgi göstermesi gerekebilir.
Rakeem Christmas ise Galatasaray’ın son transferi oldu. Çemberi iyi savunan, çok fazla sayıda atışı bozan, net bir blokçu Christmas. Müthiş bir atlet ve çok kuvvetli bir oyuncu olduğunu da ekleyeyim. Hücum silahlarının oldukça sınırlı olması, onun aldığı sürelerin kısıtlanmasının önünü açan etmenlerden. Çembere yakın yakaladığı pozisyonları bitirme yüzdesi yüksek ancak çembere kendisi yaklaşamıyor. Yüzü çembere dönük olduğunda etkinliği zirve yapıyor ve boyalı alandaki enerjisi ve hareketliliği, onun aradığı pozisyonları bulmasını sağlıyor (takip smaçları gibi). Christmas’ın en büyük eksiği ise istikrarsızlığı. Maç içerisinde dahi oyunundaki düşüşler dikkat çekiyor. Erman Kunter’in bu düşüşleri kontrol altına alması ve belli bir seviyeye çekmesi şart. Eğer aradığı istikrarı yakalarsa Pops Mensah-Bonsu; yakalayamazsa Joey Dorsey performansı izlettirmesi kuvvetle muhtemel.
BORA BURÇ BİLBAN