Yeni sezon öncesi Galatasaray Odeabank’ta büyük bir değişim yaşanıyor. Takımın neredeyse tümü değişti ve yeni bütçe doğrultusunda transfer girişimlerine başlandı. Bu yazımda Galatasaray’ın kısa rotasyonuna yapmış olduğu transferleri irdeleyeceğim.
Öncelikle; takımdan ayrılan Sinan Güler’in yerinin iki oyuncuyla doldurulmaya çalışıldığını görmekteyiz. Alex Renfroe ve Mehmet Yağmur, bu bahsettiğim oyuncular. Sinan, komple bir oyuncu ve ortalama üstü bir oyun kurucuydu ancak ne Renfroe ne de Mehmet bu görev tanımlarının içerisini doldurabilirdi. Ancak ikisi birden transfer edildiğinde bu açığın kapatılabilmesi söz konusuydu ve öyle de oldu. Renfroe; Sinan’ın parkeye getirdiği neredeyse tüm hücum özelliklerini (oyun görüşü, liderlik ve yüksek asist özelliği dışında) sahaya yansıtabilir. Çok önemli bir dış şut tehditi var Renfroe’nin ve genellikle dribbling üzeri hücum ediyor. Aldığı süreye oranla verdiği verim oldukça yüksek ancak takımın kontrolünü eline alabilecek bir karakter olup olmadığı tartışılacak bir olay. Zaman zaman disiplin sorunları yaşayan ve konsantrasyon konusunda da oldukça eksik bir oyuncu olan Renfroe’nin, bu kadar önemli bir rolün içerisini doldurup dolduramayacağını hep birlikte göreceğiz. Mehmet Yağmur da Sinan’ın savunma direncini ve sertliğini parkeye taşıyabilir. Ön alanda baskıyı arttırabilecek bir oyuncu ve önemli bir ceza şutörü. Yani bu iki oyununun kombinasyonu; komple bir oyuncu performansı ortaya çıkarabilir. Süreleri bölüşecek olmaları da; onlar için başka bir artı olacak.
Şutör guard pozisyonuna da Dwight Hardy eklemesi yapıldı. Senelerdir Türkiye’de kariyerini sürdüren oyuncunun göze çarpan en önemli özelliği istikrarı. Skorer oyuncular adına en önemli hadiseler; günlük performans ve şut ritmidir. Neredeyse her maç skor bulmanın bir yolunu yaratabilen, parkenin her alanında önemli şut tehditi bulunan ve düzenli olarak takımın güvenebileceği bir el olmayı başarmış Hardy’nin; bu alanda Galatasaray’a önemli katkı vereceğini düşünüyorum. 2 numarada garanti bir seçime gitti Galatasaray ve bu yeniden yapılanma sürecinde yaşanacak sancıları en aza indirgeyebilecek ve uyum sorunu yaşamayacak oyunculardan bir tanesini kadrosuna kattı.
Kısa forvet pozisyonunda ise riskli bir tercih mevcut. Scotty Hopson hala önemli bir atlet ve iyi bir skorer ancak çok az sayıda maç oynayarak Galatasaray’a geliyor. Son sezonunda bölük pörçük bir performans grafiği çizen Hopson’un; yüksek seviyelerden de uzun süredir uzakta olduğunu ekleyeyim. Ne kadar istikrarsız bir oyuncu olduğundan bahsetmiyorum bile. Kariyeri boyuncu sürekli takım değiştirmiş bir isim ve bu aidiyet sorunsalı onun performansını aşağılara çekiyor. Her oyuncu, bir kulübün sembol isimleri arasına girecek diye bir kaide yok elbette ancak oyuncunun bulunduğu yere karşı hissettiği aidiyet duygusu; onun sorumluluk bilincini yukarılara çeker ve umursamazlık sıkıntısını ortadan kaldırır. Hopson’un kariyeri boyunca yaşadığı en büyük sıkıntılar hep psikolojik oldu. Yapabilirlikleri çok yukarılarda bir oyuncu Hopson ve hala büyük bir potaniyel. Eskisi gibi genç bir oyuncu da değil ancak ondan beklentiler her daim mevcut ve oyuncunun artık bazı şeylere karar vermesi gerekiyor. ‘Çok yetenekliydi ama gittiği yerlerde bir türlü dikiş tutturamadı’ şeklindeki cümlelerle mi hatırlanmak isteyecek; yoksa bu yaşından sonra her daim hatırlanacak önemli oyunlarıyla mı akıllarda yer edecek?
Bu yazımda; Galalatasaray Odeabank’ın kısa rotasyonuna yaptığı eklemeleri sizler için inceledim. Uzun rotasyonu da şekillenmeye başladıkça; gelecek yazılarımda yer bulacaktır.
BORA BURÇ BİLBAN
