Herkesin bildiği gibi Eurocup’ta mücadele eden temsilcimiz Galatasaray, bu sezon maddi açıdan daha verimli olan FIBA Şampiyonlar Liginde oynama kararı aldı. Normalde 32 takım 4 gruba dağıltılmıştı. Fakat Corona Virüs vakalarının artmasının sebebiyle grup sayısı 8’e çıkarıldı. Galatasaray’ın da yeni grubunda İtalya’dan Dinamo Sassari, İspanya’dan Iborostar Tenerife ve Danimarka’dan Bakken Bears takımları bulunuyor. Diğer grupları da incelediğimizde yeni oluşan gruplar arasında Galatasaray’ın bulunduğu grup en zor gruplardan bir tanesi.
Peki Galatasaray’ın kadrosu bu takımları geçmek için yeterli mi? Bu sorunun cevabını öğrenmek için temsilcimizin kadrosunu inceleyelim.
Kadro
PG: Daryl Macon, Barış Emiş, Eray Akdoğan
SG: Alex Hamilton, Yiğit Arslan
SF: R.J. Hunter, Göksenin Köksal, Caner Erdeniz
PF: Brock Motum, Ayberk Olmaz
C: Johnathan Williams, Ragıp Berke Atar,Saadettin Donat
Koç: Ertuğrul Erdoğan
Darly Macon
Sezon öncesinde transferler yapılırken Darly Macon’ın skor anlamında Alex Hamilton’dan sonra geleceğini düşünüyordum. Fakat hazırlık sürecinde ve ligdeki Anadolu Efes maçında dümenin başında Darly Macon vardı. Bu durumun oluşmasında tabiki Alex Hamilton’ın takımla birlikte sadece 2 idman yapması etkili olsa da Darly Macon’da gösterdiği performansı ile ben de burdayım dedi. Takıma katılmadan önce kendisini saf şutör olarak biliyorduk. Nitekim öyle de bir oyuncu özellikle hazırlık döneminde attığı zor şutlarla Aaron Harrison’u hatırlattı bize. Fakat yetenekleri sadece şut atmakla kısıtlı değil. Oyun kurucu rolünde oynayıp takımı yönetebilmesi ile dikkat çekti. Özellikle ikili oyunlarda verdiği paslar ile iyi de bir pasör oyuncu olduğunu gösterdi. Hücum tıkandığında ise 1×1’i etkili bir oyuncu. Süratini ve top hakimiyetini kullanıp potaya gidebiliyor. Mesafe tanımaksızın şut atabiliyor ve günümüz basketbolunda en önemli şeylerden biri olan kendi şutunu yaratabiliyor. Hücumda gerçekten sınırı olmayan bir oyuncu fakat savunmada aynı sözleri söylemeyeceğiz. Özellikle fiziği yüzünden savunmada açık oluşturabiliyor. Fakat savunması her ne kadar hücumu gibi iyi olmasa da ilerleyen senelerde Euroleague’de görebileceğimiz bir oyuncu.
Alex Hamilton
Alex Hamilton aslında tanıdığımız bir oyuncu. Geçtiğimiz sezon Eurocup’ta dikkat çeken bir oyuncuydu kendisi. Özellikle topa yaptığı baskı ve potaya gitmesi ile var olan bir oyuncu Hamilton. Tek eksisi ise dış şutlardaki istikrarsızlığı. Kendisi için Daniel Hackett alt seviyesi diyebiliriz bence. Fakat hazırlık döneminde takımla neredeyse hiç idman yapamayan Hamilton, sahada hiç varlık gösteredi desek yeridir. Ancak Galatasaray’ın Avrupa maçlarının başlamasına daha 3 hafta var. Bu süreyi verimli geçirirse Darly Macon ile harika bir ikili olacaklarını düşünüyorum.
R.J. Hunter
Hunter herkesin de bildiği üzere geçtiğimiz sezon Türk Telekom’da başlayıp daha sonra takımdan ayrılıp G-League’de oynamaya gitmişti. Bu sezon ise Galataasaray forması giyecek. Hunter’ı geçtiğimiz sezonda yakından izleyip neler yapabileceğini görmüştük. Hunter, yay gerisinden mesafe tanımaksızın üçlükler atabiliyor, top hakimiyeti ve deliciliği o kadar iyi olmasa da tehditi bulunuyor. İşin savunma kısmında ise pek var olmasa da pozisyon bilgisi ile top çalabiliyor ya da hücum faul alabiliyor. Totalde değerlendirecek olursak, Hunter fena bir hamle değil fakat hücumda da istikrarlı bir oyuncu değil. Bu yüzden biraz risk içeren bir hamle diyebiliriz.
Brock Motum
Motum benim kadar Ertuğrul Erdoğan’ın da beklemediği bir transferdi. Geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda kendisi de Motum’un geleceğini düşünmediğini belirtmişti. Öncelikle Motum, Euroleague oyuncusu ve bir alt seviye olan Şampiyonlar Ligine geldi. O yüzden Euroleague’de sergilediği oyunu burada daha rahat bir şekilde oynayabilecektir. Hücumda hem yüzü dönük oyunları hem de şutu ile önemli tehdit oluşturabiliyor. Özellikle gününde bir Motum’u yay gerisinden savunmak oldukça zor olacaktır. Fakat diğer oyuncular gibi Motum’da savunmada yumuşak kalıyor. Özellikle 4 numara savunmalarında oldukça zayıf kaldığı için kolayca sayı yiyebiliyor. Fakat Şampiyonlar Liginde Euroleague sertliği olmayacağıda bir gerçek. O yüzden savunmada biraz daha diri kalabileceğini düşünüyorum.
Jonathan Williams
Williams’ı transfer olmadan önce Bubble’da izleme fırsatımız olmuştu. Galatasaray’a geldiğindende de maçlara sadece 2-3 idman yaparak çıktığı için beklenilen seviyede katkı veremedi. Fakat zaman ilerledikçe ve takım kimyası oluşmaya başladıkça takıma yararlı bir transfer olduğunu göreceğiz. Kariyerinde 5 numarada da oynadığı dönemlerde takımı adına pek yararlı olmadığını görmüştük. Bu yüzden Ertuğrul Erdoğan’ın da sevdiği 4.5 numara pozisyonunda oynayacaktır kendisi. Özellikle savunmada takıma sertlik getireceğini düşündüğüm oyunculardan birisi. Hücumda da PnR’den sonra devrilip sayı bulabiliyor ya da çember çevresinde topla buluşup 1-2 dribbling yaparak potaya uzanabiliyor. Ayrıca kendisinin en iyi olduğu alan ribaundlar. Özellikle bu kadar tempolu oyunculara sahip Galatasaray’da ribaund almak hücuma hızlı çıkmak adına en önemli noktalardan biri olacaktır.
Galatasaray Sahada Ne Yapar
Takımın ne yapabileceğinden önce Ertuğrul Erdoğan ve ekibinin başarısından söz etmeden olmaz. Ertuğrul Erdoğan 2 sene önce takıma geldiğinde yeni bir kültür yaratma kararı aldı ve yapılan transferler de potansiyel vaadden genç oyuncular oldu. Bu yolda da başarılı olduğunu görüyoruz. Aaron Harrison Olympiacos’a, Nigel Hayes Zalgiris Kaunas’a, Alex Poythress Zenit’e, Zach Auguste Panathinaikos’a gitti. Şimdi de sırada Darly Macon, Alex Hamilton ve Jonathan Williams var diyebiliriz. Koç ve ekibinin Amerikalı gözden kaçan oyuncuları parlatıp Euroleague seviyesine getirmesi gerçekten bir başarı. Şimdi ise bu takımın sahada neler yapabileceğine gelelim. Yapılan transferler ile Galatasaray’ın geçtiğimiz 2 seneden farklı bir plan ile sahaya çıkmayacağı aşikar. Takıma katılan oyuncular tempoyu seven, yay gerisinden şut atmayı seven profilde oyuncular. Fakat şunu söyleyebilirim ki yapılacak uzun transferine bağlı olarak takımın tavanı önceki takıma göre daha yukarıda olabilir. Çünkü geçtiğimiz sene Galatasaray’da topu getiren oyuncuda sıkıntı vardı. Bu görevi çoğunlukla Aaron Harrison üstleniyordu ki bu yüzden performası da düşmüştü. Bu sene ise Alex Hamilton ve Darly Macon bu görevi layıkı ile yapacak oyuncular. Özellikle hazırlık döneminin formda oyuncusu Darly Macon bu görevi yapabileceğini gösterdi. Alex Hamilton’da takıma alıştıktan sonra o da katılacaktır bu göreve. Böylece Galatasaray’ın önceki senelerde çektiği oyun kurucu sıkıntısı çözüldü diyebiliriz.
Forvete gelecek olursak R.J. Hunter her ne kadar iyi bir şutör olsa da gününde olmadığında takıma zarar verdiği de bir gerçek. Hazırlık döneminde yüzdeli şut attığında takımın uçtuğunu görmüştük. Fakat dediğim gibi Hunter’ın hem istikrar hem de fizik problemleri Galatasaray’ın güçlü kanatlara sahip takımlara karşı her zaman handikap oluşturacaktır ki Sassari’de Tenerife’de fizikli kanatlara sahip takımlar. Hunter kağıt üstünde biraz olumsuz bir oyuncu olarak gözükse de Ertuğrul Erdoğan tedrisatından geçecek olması da taraftarları umutlandırmalı. Brock Motum’a gelecek olursak takımın alfa oyuncularından biri diyebiliriz ve basketbolda son dönemlerde buçuklu pozisyonlarda oyuncular önemli hale geldi. Motum’u da sahada 3.5 numara olarak tanımlayabiliriz. Hücumda yay gerisinden tehdidi ve içeri penetre edebilmesi ile fark yaratan bir oyuncu. Özellikle hücumda Hamilton veya Macon ile oynayacakları Pick and Pop’lar ile rakibi oldukça zorlayacaklardır. Çünkü kısa oyuncuların delicikleri ile Motum’un şutu birleşince takımların kafaları karışabilir. Bu oyunda ek olarak kısa saha görüşlerinin iyi olması ile dipte bekleyecek olan R.J. Hunter olacak. Bu açıdan Galatasaray hücum gücü yüksek bir takım. Bir de yapılacak uzun transferi iyi bir çember koruyucu olursa, bu takım bu sene hiç beklenmedik başarılar elde edebilir.
Takımın bench rotasyonuna kısa bir değinecek olursak, Barış Ermiş ve Yiğit Arslan gibi hücumda takımın skor yükünü sırtlayabilecek oyunculara sahipler. Barış Ermiş her ne kadar 35 yaşında olsa da organizasyonel yetenekleri hala mevcut ve bu sayede takımı belli bir düzende tutabilir. Yiğit Arslan ise hem takım oyununa hem de isolationa uygun bir oyun stili var. Düzen içinde perdelerden çıkıp şutunu atabiliyor. Aynı zamanda hücum sıkıştığında kendi şutunu da yaratabiliyor. Sonrasında Göksenin Köksal nam-ı diğer savunma şefi var. Yaptığı baskılı savunma ile rakibin kısalarına sahayı dar ediyor. Ayrıca son senelerde hücum yönünü de geliştiren Göksenin, ceza şutları veya fastbreak sayıları ile takımına katkı verebiliyor. Pota altına gelecek olursak Ayberk Olmaz ve Berke Atar bulunuyor. Ayberk Olmaz son derece yetenekli fakat beklenilen patlamayı bir türü gerçekleştiremeyen oyunculardan biri. Hücumda uzun boyuna rağmen attığı üçlükler takıma adına her zaman artı puan fakat bu işi istikrarlı biçimde yapamaması oyuncu hakkında her zaman soru işareti barındırıyor. Umarız ki bu sene daha da istikrarlı bir performans sergiler ve Galatasaray’ın tavanını daha da üste çeker. Berke Atar’a gelecek olursak geçtiğimiz sezonu daha fazla süre alacağını düşündüğü Makedon ekibi MZT Skopje’de geçirdi. Berke Atar altyapılarda fiziği ve baskın oyunu ile dikkat çeken bir oyuncuydu. Bu sezon Galatasaray’ın da yaptığı iyi hamlelerden birisi bence. Özellikle koç Erdoğan oyuna fizik getirmek istediğinde Berke’ye başvuracaktır. Pota altında yüksek yüzdeli atışları ve ribaundları ile ön plana çıkıyor Berke.
Toparlayacak olursak, Galatasaray geçtiğimiz senelerde olduğu gibi sezon içerisinde büyüyecek bir takım. Özellikle sezonun ilerleyen kısmında takım kimyası oturduğunda hücum gücü oldukça yüksek bir takım. Şu an için savunmada yetersiz gözükse de o da ilerleyen süreçte oturacaktır. Özellikle koçun kafasındaki gibi bir uzun transferi yapılırsa takımın tavanı daha da yükselecektir. Fakat Galatasaray için söylebileceğimiz eksilerden biri de top kayıpları olacaktır. Hem genç hem de yeni toplanan bir takım olduğu için bu sezon top kaybı sayıları biraz yüksek olabilir ki geçtiğimiz senelerde de takımın en büyük eksisi buydu.
