Son Periyot

Fener’den Rahat Galibiyet

THY Euroleague’nin 22. haftasında Fenerbahçe Doğuş Ataşehir’de konuk ettiği Brose Bamberg’i rahat bir oyun sonunda 77-69’luk skorla mağlup etti.

Rakibini maça inandırmayan ve farkı sürekli çift hanelerde tutmayı başaran bir Fenerbahçe izledik. Fenerbahçe, maç içerisinde sürekli bir şekilde 2. viteste oynadı. Aktif dinlenme yaptığı bir maçı da galibiyete yetecek kadar oynaması, her oyuncudan katkı gelmesinin önünü açtı. Jan Vesely, yine maç seçmeden, tüm enerjisiyle parkedeydi. Farkın kapandığı anlarda da devreye girerek takımının ihtiyaç duyduğu basketleri buldu ve taraftarı ateşledi. Guduric’in oyun kurmaya da yardımcı olduğu, ikili oyunu başlattığı ve seti belirlediği bazı pozisyonlar izledik. Sertlik ve zorluk seviyesi nispeten düşük Brose maçında, Obradovic’in Guduric’i bu tarz bir oyuncuya evriltmeye çalıştığını gördük. Guduric, oyuncu yapabilirlikleri gereği, top hakimiyeti üst düzey ve pas kabiliyeti oldukça iyi olan bir oyuncu ancak bu özelliklerini saha görüşüyle birleştiremiyor. Rakip savunmayı okuma kısmında ilerlemesi ve pozisyonuna göre üstün fiziğini daha olumlu kullanması gerekiyor. Ahmet Düverioğlu’nun katkısından da bahsetmek lazım. Hiç hesapta olmayan işler yapıyor ve bu ekstralarla rakip takımın oyun düzenini afallatıyor. Çabuk faul problemine girmemesi ve serbest atış yüzdesini yukarı çekmesi halinde; rotasyonda Jason Thompson’un önünde yer alması beklenebilir. Tam da bu noktada, günün başarısız isimlerinden olan Thompson’un performansından bahsedeyim. Şubat ayının ortalarına geldik ve Thompson’un tam olarak uyum sağladığını söylemek bir hayli güç. Akıl almayacak derecede basit pozisyonel hatalar, kolay fauller ve anında omuzların aşağıya düşmesi… Kafa olarak kendisini toparlaması gerekiyor. Çok sayıda hata yapıyor ancak mental olarak kuvvetli aldığı takdirde bu hataları yok etmesi mümkün olabilir. Sırtı dönük uzunun arkasında duramamasını, kısa karşısında kalamamasını hatta ikili oyunu savunamamasını anlarım ancak her yaptığı hatanın ardından başını elerinin arasına alarak yere çökmesini ve kenara geldiğinde omuzlarının düşmesini hoş karşılamak mümkün değil. Formsuzluktan bahsetmişken; bir diğer tanınmaz isim de Sloukas. Hücumdaki verimsizliği, savunma direncinin düşmesini tetikliyor ve parkedeki süresi azalıyor. Hücumu şutla bitirme noktasında fazlasıyla yüzdesiz ve pas kanallarını da iyi okuyamıyor. Kafaca çökmüş durumda ve rotasyondaki sürelerinin daralması da ona pek yardımcı olmuyor. Fenerbahçe Doğuş, bu sezon daha farklı bir hücum düzeni tercih ediyor ve bu düzende oyun kurucular topu 20 saniye ellerinde tutmuyor (Pozisyonu kendileri bitirmeye çalışmadıkça). Sloukas da top elinde oldukça etkinliği artan ve takımın hakimiyetinin elinde olduğunu hisseden bir oyuncu. Topsuz oyundaki pasifliği ve yalnızca bitirici konumda olduğu role uyum sağlayamaması, tüm bu formsuz görüntüyü açıklıyor. Yunan guard’ın, her şeyin başlangıcının savunma olduğunu hatırlaması ve hücumda da Wanamaker’in varlığını kabullenmesi şart. Bence, bu iki oyuncunun da (Sloukas ve Thompson) Kalinic’i örnek alması gerekiyor. Sezon başından beri sakat Sırp forvet ve motivasyonunun düşük olması çok olağan bir durum ancak bu maçta oyunda olduğu dakikalarda şut kullanmaktan hiç çekinmedi. Kaçırdı ancak atmaya devam etti. Savunmada da var gücüyle çalıştı. Şartlar sizin aleyhinize olabilir ancak bunu tersine çevirmek yalnızca size bağlıdır.

BORA BURÇ BİLBAN

 

Exit mobile version