Fenerbakçe Beko üst üste 5. Final Four biletini kapmak için bu kez ligde kendisine en çok benzeyen takımı devirmek zorunda. Aralarındaki benzerliklerle başlayalım.
İki ekip de ‘koç takımı’ tanımının en bariz örneklerinden. İçeride ya da deplasmanda benimsedikleri şablona çok sadıklar. Oyun planları geçiş hücumlarından ziyade yarı sahada hareketli ve pas temposu yüksek oyunlar etrafında şekilleniyor. Fenerbahçe Beko Euroleague’in en az hücum adedi kullanan takımı. Küçük kardeşi Zalgris bu departmanda kendisini yalnız bırakmıyor, ligde 14..
Biraz da kullandıkların top sayılarının az olması sebebiyle iki takımın da ribaund rakamları yukarıda değil. Fikir sahibi olma adına ‘True Rebounding Ratio’ ( Alınan ribaundların alınabilecek muhtemel ribaound rakamına oranı ) daha belirleyici. Kardeşleri ‘TRR’ de ayıramıyor; 51.5 / 51.3. Maç başına asist ortalamasında durum farklı değil, ligde 5. ve 6. olarak sıralanıyorlar.
Yine de gelin biz bu iki takımı birbirinden ayırmaya çalışalım. Aralarındaki en büyük fark elbette toplam yetenek havuzu ve tecrübe faktörü. Eğer son 4 Final Four’da boy gösterip 3’ünde final oynamışsanız gölgeniz kendinizden önce ilerler. Geçen sene F4 yapan takımın çekirdeğinden 3 önemli oyuncu kaybeden Zalgris sezon boyunca yakın giden maçlarda kapıyı kapatmakta zorlandı. Yakın geçmeye namzet seride bir arada oynama avantajı ve bahsettiğim kartvizit ibreyi Fenerbahçe Beko lehine çeviriyor. Günümüzün modern hastalıklarından biri ‘Karpal Tunel’ ( El bileği sinir sıkışması ). Fenerbahçe Beko’nun sinirleri ise Kostas Sloukas’ın üzerinden geçiyor. Fizikli ve atletik kısalarla ona yapılacak baskı Fenerbahçe Beko hücumlarını uyuşturmak için elzem. Zalgris’in bu nitelikte personel eksiği temsilimiz için bir diğer avantaj.
Gelelim Litvanya medarı iftiharına. Zalgris bir düzen takımı ve rakibin ya da şehrin adı farketmeksizin aynı basketbolu oynuyorlar. Bu özellikleri onlara normal sezonda tam 7 deplasman galibiyeti kazandırdı. Seyri değiştirecek deplasman zaferi için gerekli donanıma sahipler. Zalgris’in keskin ve rakibi yoran hücum setlerinin katma değeri rakibe kazandırdıkları faul sayısı. Bu alanda CSKA’dan sonra ikinciler. Joffrey Lauvergne’ün gizemli sakatlığı (?) ve Jan Vesely’nin meçhul form durumuyla daralan uzun rotasyonunu bir de faul problemiyle tehdit edebilirlerse rüzgar tersine dönebilir.
Günün sonunda, iki harika koçun kendi elleriyle büyüttüğü iki ‘kardeş’ takımın mücadelesinin, seyir zevki ve teknik detaylarıyla bir basketbol resitaline sahne olacağı kesin. Nefes kesen yakın 4 maç sonunda tahminim 3-1 Fenerbahçe Beko. Baskonia’da görüşmek dileğiyle!