2018-19 Normal Sezon İstatistikleri | |
Sayı | 25.8 |
Asist | 6.9 |
Ribaunt | 4.6 |
Top Çalma | 1.1 |
2018-19 Normal Sezon Yüzdeleri | |
FG (Saha İçi Yüzdesi) | %44.4 |
3PT | %36.9 |
FT (Serbest Atış Yüzdesi) | %91.2 |
Normal sezonda fitili ateşlenen Lillard vs. Westbrook rekabeti, Batı Konferansı dördüncüsü OKC Thunder ile beşincisi Portland Trail Blazers’ın eşleşmesiyle playofflara taşınmıştı. Bu rekabetin galibinin Lillard olduğunu ilan etmek çok da tartışma yaratmayacaktır. Neden mi? Çünkü kendisi bu sezon OKC Thunder’a karşı forma giydiği 9 maçta -iki maçta +50 atarak- 33.8 sayı ortalaması tutturdu. Lillard’ın göz kamaştıran performansına RW, tabiri caizse tuğla atarak karşı verdi. Playofflarda iki takım arasındaki 5 maçlık seride 22.8 sayı ortalaması tutturan Westbrook’un yüzdeleri pek tatmin edici değildi: sırasıyla %47, %25, %50, %24, %35.
5. maçta seriyi bitiren buzzer-beaterıyla Lillard, bir kez daha ‘’Logo Lillard’’ lakabının hakkını verdiğini gösterdi. Aslına bakarsanız Lillard, bu takma adı hak ettiğini lige giriş senesi olan 2012’den beri ispatlıyor. Gelin 2012’den günümüze en çok üç sayı isabeti bulan oyuncuların listesine göz atalım:
Oyuncu | Üç Sayı İsabeti (3PTM) |
Stephen Curry | 2111 3PTM |
James Harden | 1705 3PTM |
Klay Thompson | 1687 3PTM |
Damian Lillard | 1506 3PTM |
Fakat Damian Lillard’ın elit bir oyuncu yapan tek şey dış şutlardaki verimi değil. Aksine patlayıcılık ve dinamizm açısından da ligdeki en özel isimlerden biri. Bir oyuncunun hem dış şut hem de patlayıcılığını kullanarak penetre tehdidi olması ne anlama gelir? Tabi ki rahat skor üretebilmesi. Damian Lillard, 1.01 sayı/pozisyon oranıyla Steph Curry’nin ardından ligin en iyi ‘’isolation’’ oyuncusu konumunda. Bu da işaret ediyor ki ki Lillard, hücumda birebir kaldığı zaman durdurulamaz bir silah. İşte size Lillard’ın bu sezonki performansından kesitler:
@ ORL (10/25): 41 pts, 7 reb, 6 ast, 5-10 3PT
@ MIA (10/27): 42 pts, 7 reb, 6 ast, 5-11 3PT
vs. ORL (11/28): 41 pts, 8 reb, 4 ast, 10-15 3PT
vs. GSW (12/29): 40 pts, 5 ast, 14-23 FG, 6-13 3PT
vs. OKC (4/23): 50 pts, 7 reb, 6 ast, 10-18 3PT
Dikkatinizi çeken bir şey oldu mu? Şayet olmadıysa, hemen sizi uyandırayım: Lillard’ın +40 attığı maçlarda en az 5 üç sayı isabeti var. Üstelik bunu dış sayı yüzdesini %45’in altına düşürmeden yapıyor! E skor hanesini doldururken istatistik kağıdının diğer hanelerini de boş bırakmamaya özen gösteriyor tabi. (Westbrook kadar olmasa da 😊)
Unutulmamalı ki bütün bu etkileyici istatistiklere rağmen Damian Lillard, çoğu NBA süperstarının aksine kolej yıllarına kadar hiçbir zaman göze çarpan bir oyuncu olamamıştı. Aksine, lisedeki son senesinde 28 sayı ortalama tutturmasına karşın ‘’Oakland Lisesi’nin ortalama guardı’’ olarak tanımlanmaktan öteye gidemedi. Öyle ki lise yıllarındaki gözlemcilik ağı, kendisini ABD’deki lise oyuncuları arasında 214. sıraya koymuştu. Ülkedeki point guardlar arasındaysa kendisine ancak 48. sırada yer bulabilmişti.
Lillard’ın kariyeri, Weber State’teki 3. (Junior) senesiyle birlikte adeta evrim geçirerek kendisini 2012 NBA Draftı 6. sıraya kadar yükseltti. Sezonu 24.5 sayı ortalamasıyla bitiren Damian Lillard, bu alanda Weber State Wildcats rekorunu kırdı. Weber State formasıyla çıktığı 32 maçta da çift hanelerde skor üretmeyi başaran Lillard, maç başına üç sayı isabetinde de ülkenin en iyi 15. şutörü konumuna geldi. Bu süreçte ulusal seviyede birçok ödüle layık görülen Lillard, koleji Weber State’de de üst üste ikinci kez Yılın Atleti ödülünü kazandı.
Parıltılı kolej kariyerini geride bırakan Lillard, 2012 NBA Draftında Portland Trail Blazers tarafından 6. sırada seçilerek NBA kariyerine start vermiş oldu.
Michael-Kidd-Gilchrist? Dion Waiters? Thomas Robinson? Sanıyorum ki saydığım oyuncuları Damian Lillard’ın üstünden, hem de ilk 5’te draft etmenin akıl karı olmadığı konusunda hem fikiriz. Ne diyelim, kaçan balık büyük olurmuş 😊
Deniz Sarıaslan