Bu sezon çok dalgalı bir sezon geçiren Cleveland Cavaliers, Indiana ve Toronto’yu geçerek adını yine konferans finaline yazdırmayı başardı.
Cleveland ilk turda Oladipo etrafında şekillenen Indiana ile karşılaştı. Yedi maçlık epik bir mücadeleye sahne olan serinin ilk maçında Cleveland rakibine mağlup olurken rakip potaya da sadece 80 sayı bırakmış ve seriye kötü bir başlangıç yapmıştı. Daha sonra oynanan maçlarda, özellikle LeBron’un ortaya koyduğu inanılmaz performanslar ile (ikinci maçta 46 sayı, beşinci maçta 44 sayı ve son maçta 45 sayı) seriyi bir şekilde 4-3 ile kazanıp adlarını yarı finale yazdırdılar.
Yarı finalde rakip normal sezonu Doğu’da birinci sırada kapatan Toronto idi. Geçmiş yıllardaki rekabete baktığımız zaman Cleveland’ın, Toronto karşısındaki büyük üstünlüğünü görüyorduk. Buna rağmen otoriteler tarafından sadece LeBron’un performansıyla buraya gelen Cleveland’ın seriyi kaybedeceğini düşünenlerin sayısı hiçte az değildi.
Peki ne oldu da Cleveland bu zor geçmesi beklenen seriyi 4-0 gibi ezici bir üstünlükle bitirdi? Gelin bu etkenlere bakalım.
1- Öncelikle basketbol koç, oyuncu, bir sürü etkenden oluşan bir oyun ama az önce de yukarıda belirttiğim gibi Cleveland’ın Toronto’ya karşı kurduğu psikolojik üstünlükte en az bunlar kadar önemli bir etken. Toronto bana göre bu seride bu psikolojik baskıyı bir türlü kaldıramadı. Yıllardır gördüğümüz Toronto’nun play-off performansı da bunu ispatlar nitelikte.
2- Psikolojik olarak geride olmasının neticesinde ilk maçta Toronto tüm maçı önde götürmesine rağmen maç sonundaki 12 şutunu kaçırdı. Maç her şeye rağmen son topa kalsa da Toronto burada da inanılmaz şutlar kaçırdı ve uzatmaya giden maçın sonrasında sahalarında mağlup oldular ve zihin olarak tepetaklak oldular.
3- Yine Toronto üzerinden devam edecek olursak, takımın en önemli iki yıldızı Lowry ve DeRozan’ın performansının ne kadar vasat kaldığını görüyoruz. Bu ikili seri boyunca denediği toplam 108 şuttan 53 isabet buldu ve sadece 138 sayı üretti. Önemli anlarda istenilen performansı bir türlü veremeyen bu ikiliden DeRozan’ın da uzun süre benchte oturması Toronto’nun şalteri tamamen indirmesine neden oldu.
4- LeBron’un gösterdiği inanılmaz performans. Toronto karşısında oynanan dört maçta 34 sayı, 8.2 ribaund ve 11.2 asist ortalamaları yakalayan ”King” durdurulamaz bir profil sergiledi.
5- Cleveland, LeBron dışındaki yan parçalardan da katkı almaya başladı. Özellikle sezon başından beri istenilen performansı gösteremeyen Kevin Love, Kyle Korver, George Hill ve Tristan Thompson’dan alınan çok önemli katkılar bu seride Cavaliers’ın rakibini süpürmesini sağladı.
Cleveland bu seride gösterdiği performansla ilk tura nazaran daha fazla takım olduğunu ve LeBron dışındaki oyunculardan da katkı alınca ne kadar etkili bir takım olabileceğini gösterdi.
Konferans finalinde rakibini bekleyecek olan Cavaliers, bakalım sezon sonunda yine mutlu sona ulaşabilecek mi ?
