Bildiğiniz gibi Cleveland’a gidip Cedi Osman’ı Cleveland Cavaliers – Washington Wizards maçında canlı izleme şansını yakalamıştık. Yukarıda bu maçtaki görüntülerden oluşan 1 dakikalık videoyu izleyebilirsiniz.
Videoyu izlediyseniz Cedi Osman ile yaptığımız özel röportaja geçebiliriz. İşte SonPeriyot.com okuyucuları ve NF takipçileri için yaptığım Cedi Osman röportajı.
- İlk olarak NBA All-Star haftasonundan başlamak istiyorum. Rising Star’a katılacağını ilk duyduğun anda neler hissettin? Daha önce Bogdanovic ve Doncic’e karşı oynamıştın. Rising Star maçında ise aynı takımda oynadınız. Onlarla aynı takımda oynamak nasıldı?
Hissettiğimiz şey gurur idi. Daha önce Avrupa’da da karşı karşıya çok oynadık. İyi bir iletişimimiz de var. All Star haftasonunda daha fazla vakit geçirme imkanımız da oldu.
- Cleveland nasıl bir şehir? İstanbul’dan sonra şehre kolay alışabildin mi?
İstanbul ile kıyaslandığında küçük bir şehir. Ama dünyanın hangi şehrini İstanbul ile kıyaslarsanız küçük kalıyor. Burada daha kompakt bir yaşamım var. Kış ayları biraz sert geçiyor ama onun haricinde bir sorunum yok. Şehri çok seviyorum. Zaten burada olduğum dönemler evim ve antrenman tesisleri arasında geçiyor hayatım. Fırsat buldukça şehirde yürüyüşler yapıyorum. Erie Gölü özellikle bahar aylarında çok güzel oluyor. Ama Cleveland’da her şeyin elimin altında olması, mesafelerin kısa olması hayatımı kolaylaştırıyor.
- Amerika’ya ilk gittiğin dönemde yaşadığın zorluklar oldu mu? Bunları nasıl aştın?
Yaptığımız spor gereği çok uzun yıllardır farklı şehirleri, farklı coğrafyaları geziyoruz. Diyebilirim ki son 8-10 sene içerisinde evimde geçirdiğim zaman, farklı şehirlerde geçirdiğim zamandan azdır. Bu yüzden alışmakta herhangi bir zorluk yaşamadım. Bunda hem takım arkadaşlarımın hem de kulüp yetkililerinin benimle çok fazla ilgilenmesi, şehre alışmam için ellerinden geleni yapmalarının da çok faydası var.
- Daha önce Twitter’da #AskCedi etiketiyle gelen soruları cevapladın ve o kadar çok soru geldi ki, bu etiket Türkiye’de trend topic listesinde 1. sıraya çıktı. Bunu tekrarlamayı düşünüyor musun?
Aslında çok fazla sosyal medyayla iç içe bir yapım yoktu. Ben hem iletişim hem de marka süreçlerimi profesyonel bir ekiple yürütüyorum. Onlar da her seferinde daha çok paylaşım yapmam gerektiğini söylüyorlar. Yavaş yavaş alışacağım diyelim. Twitter’la yaptığımız aktivite çok ilgi gördü evet; bu anlamda güzel planlarımız da var. Ben takipçilerimle, hayran kitlemle iletişim kurmayı seven bir sporcuyum. Kafalarında “ulaşılmaz” gibi görünmek hiç istemem. Ama tüm bunları profesyonel bir planlamayla yapıyoruz. Yakın zamanda sürprizlerimiz olabilir; o kadarını söyleyeyim…
- Türkiye’de en çok neyi özledin? Tatil için Türkiye’ye geldiğinde ilk neler yapmak istiyorsun?
Bu soruya verdiğim standart bir cevap var; annemin yemekleri. Sezon sonunda Türkiye’ye döndüğümde ilk önce bir tatil yapacağım. Daha sonra bir kaç reklam çekimim olacak. Onun sonrasında da beni çok heyecanlandıran projelerimden biri olan ve geçen sene çok ilgi gören Cedi Osman Academy’nin yaz kampı için çalışmalara başlayacağım. Cedi Osman Academy abim Caner’in projesi, çok güçlü bir ekipleri var. Bu sene Haziran ayı sonlarında bir haftalık kampımızın ikincisini düzenleyeceğiz. Şimdiden çok fazla ilgi olduğunu söyleyebilirim.
- Aldığın süreye göre Cavaliers’ta en çok ribaund alan oyunculardan biriydin geçen sene. Dakika başına aldığın ribaund, önceki sene Euroleague’de aldığın ribaundlardan daha fazlaydı. Bu sene ise daha çok süre alıyorsun, dakika başına sayı ve asist ortalamalarını arttırdın. Takımda en çok sayı üreten 3. oyuncu konumundasın. Bu gelişimi bekliyor muydun? Kariyerinin devamında hangi yönlerini daha çok geliştirmek istiyorsun?
- Geçen sene çok fazla sayıda All-Star oyuncusuyla aynı takımda oynadın. Bu nasıl bir duyguydu?
Tek kelimeyle muhteşem. Basketbollarını izleyerek büyüdüğüm insanlarla takım arkadaşı olmak, onlarla birlikte antrenman yapmak, maçlara çıkmak çok güzel bir duyguydu. Hala iletişimimiz devam ediyor; onların desteklerini hissetmek çok önemli.
- Şu ana kadar gittiğin deplasmanlarda en çok beğendiğin şehir ve salon hangisi oldu?
Her şehrin, her salonun çok ayrı hikayeleri var bu ligde. Hepsinin uzun tarihleri var çünkü. O yüzden bir sıralama yapmam kolay değil. Ama Los Angeles ve Staples Center, Boston ve TD Garden, Chicago ve United Center, New York ve Madison Square Garden’ın tarihten gelen özellikleriyle ayrı havaları var.
- Türkiye’de çok ciddi bir hayran kitlen var. Hemen hemen her kesimden çok büyük destek görüyorsun. Basketbolseverlerle buluşmanızı sağlayacak herhangi bir etkinlikte bulunmayı düşünüyor musun ya da yakın zamanda böyle bir planın var mı?
Planlıyoruz, sürprizlerimiz olabilir.
- Özellikle senin ve Furkan’ın NBA’e draft edilmesinden sonra Türkiye’de basketbola başlayan ve sizin gibi NBA’de oynamayı hedefleyen genç oyuncuların sayısı arttı. NBA’de oynama hayali olan gençlere neler önerebilirsin?
- Takımda en iyi anlaştığın arkadaşların kimler?
Takımda herkesle çok iyi diyaloğum var. Çok eğlenen ve birlikte zaman geçirmekten zevk alan bir ekibiz. İlla bir isim vereceksem aynı dili konuştuğumuz için Ante diyebilirim.
- Takımdaki geçen seneki rolün ve bu seneki rolün arasındaki farklar neler?
Bu sene rotasyonun içinde daha sabit bir yerim var. Aldığım süreler ve rollerim değişti. Hem savunmada hem hücumda takımın önemli bir parçası olarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Dediğim gibi ben tempo oyuncusu olduğumdan sahada kaldıkça, istatistik ürettikçe formum daha da artıyor. Bu sene de bunun için gerekli tüm şansları buldum.
- Basketboldan başka ABD’de takip ettiğin başka sporlar var mı? NFL takımlarından Cleveland Browns maçlarına gidiyor musun?
Yoğun tempodan dolayı bizzat çok gidecek fırsat bulamıyoruma ama takım olarak bazen gidiyoruz. Ama Televizyonda fırsat buldukça takip ediyorum.
Turgay Doğan
