Anadolu Efes’in düzenlediği EuroLeague Medya Günü’nde biz de yerimizi aldık ve röportajlar gerçekleştirdik. İşte sizler adına Anadolu Efes ve Türk Milli Takımı’nın önemli isimlerinden Buğrahan Tuncer ile gerçekleştirdiğimiz röportaj:
Buğrahan, öncelikle yeni sezonda başarılar dileriz. Umarız sakatlıksız, başarılı bir sezon olur. Yeni sezona, son Türkiye şampiyonu ve EuroLeague finalisti unvanı ile başlıyorsunuz. Geride kalan sezona baktığımızda sen bu süreci genel olarak nasıl değerlendirirsin? “Bunu çok iyi yaptık”, “Bunda hatalarımız vardı” dediğin noktalar neler?
Hatalarımız vardı diyecek bir noktamız yoktu açıkçası çünkü kimse bizden bu başarıyı beklemiyordu. Türkiye Ligi’ni bitirebileceğimiz en üst seviyede bitirdik. EuroLeague’de en üst seviye şampiyonluktu ama finale kadar çıktık ve son dakikaya kadar şampiyonluğu kovaladık… Olmadı, darısı bu sezona. Dediğim gibi, oldukça iyi bir sezon geçirdik. Bu sene de herkes bizden aynı başarıları bekliyor.
Anadolu Efes bir önceki sezon EuroLeague’de sonuncu oldu… Ve şimdi ise sezona az önce bahsettiğimiz unvanlara sahip olarak başlıyor. Sence bu denli büyük değişikliğin nedeni ne?
Takıma dahil olamamadan önce senin de dediğin gibi EuroLeague’de sonuncu olmuş bir Anadolu Efes vardı. Ama ben geldiğimde gayet iyi bir yapılanma vardı. Sezon içerisinde herkes koçun, teknik ekibin dediklerini yerine getirdi. Çok iyi bir kimya yakaladık. Açıkçası o da çok önemli. Takımdaki oyuncular sadece sportif açıdan değil karakter olarak da çok iyiler. İyi oyunculardan da kurulu bir takım oluna bunun faydalarını da EuroLeague’de final oynayarak ve Türkiye Ligi’ni kazanarak elde ettik.
Biraz da bireysel oyununa değinecek olursak; sezon boyunca, maçlarda çok farklı süreler aldın. Bir maçta uzun süreler sahada kalırken bir sonraki maçta birkaç dakika… Kendini buna nasıl adapte edebildin? Senin için zor olmadı mı?
Tabi, ben ilk defa böyle bir seviyede bulunuyorum, hem hafta içi hem hafta sonu karşılaşmaya çıkan bir takımda… Açıkçası, dediğin gibi pek fazla sür alamadım EuroLeague’de. Bu üzüyor insanı ister istemez, daha fazla oynamak istiyorsun. Ama rotasyondaki oyuncuların çokluğu bizi, Türk oyuncuları biraz daha Türkiye Ligi’nde oynamaya itti. Ligde de iyi oynadığım maçlar oldu, inişli çıkışlı performanslarım oldu. Sezon içerisinde bir-iki sakatlığım beni çok etkiledi. Bu sezon her iki kulvarda da daha iyi oynayıp, daha fazla süre almak istiyorum.
Geçtiğimiz sezon İBB maçında Basketbol Süper Ligi tarihinde triple-double yapan toplamda sekizinci oyuncu oldun. Ayrıca bunu başaran ilk Türk oyuncu oldun. Sen oyununu nasıl tanımlarsın? All around bir oyun kurucu olarak mı anılmayı tercih edersin yoksa daha çok skora yönelik bir oyun tarzını mı benimsiyorsun?
Ben daha çok all around bir guard olarak tanımlarım kendimi. Aslında ben 1 numara değilim ama Milli Takım’da da Efes’te de son zamanlarda 1 numara oynuyorum. Ama kendimi 2 numarada daha rahat hissediyorum. Asist yapmayı daha çok seviyorum, skor bulmaktan. Skor açısından da iyi bir günüme denk gelirse ister istemez all around oluyorsun tabi.
Bu yaz Milli Takım ile Dünya Kupası tecrübesi de edindin. Bu süreçte hem Amerika hem de Asya basketboluna şahit oldun. Sence, Avrupa basketbolu ile farkları neler? Sende nasıl bir izlenim bıraktılar?
Japonya bizim çok tereddütle baktığımız bir takımdı. İki-üç kişi dışında çok fazla bilmediğimiz bir takımdı. Maçlarını izlediğimizde çok tehlikeli olabilecek, çok fazla skor üretebilecek bir takım izlenimi bıraktı bizde. Çok iyi hazırlandık ve çok iyi bir sonuçla bitirdik o maçı. Amerika’ya geldiğimizde, çok düzen dışı bir basketbol oynuyorlardı. Daha çok hızlı hücumlara dayalı, daha rahat, daha sokak basketboluna yakın bir basketbol oynuyorlardı. Bizim açımızdan aslında çok iyi geçti o maç ancak sonunu iyi getiremedik.
Koç Ergin Ataman hakkında neler söylersin? Daha önce çalıştığın koçlardan farkı neler? Seninle uyumu nasıl?
Ergin Ataman sonuçta Türkiye’nin en iyi koçlarından biri. Türk basketbolunun tarihindeki en başarılı koçu belki de… Türk antrenör olarak. Saha içerisinde sana o rahatlığı tanıyor. Eğer sen koça o güveni verirsen o da sana saha içerisindeki o rahatlığı veriyor. Bu bir sporcu, bir basketbolcu için çok önemli. Benimsediği basketbol tarzı modern ve insanların gözüne hoş gelen bir anlayış… Çok önemli bir isim.
Yeni sezonda hedefler tabii ki her kulvarda şampiyonluk. Peki sence, bu sezon EuroLeague’de sizi en çok zorlayacak takımlar hangileri?
Yani… EuroLeague’de CSKA, Fenerbahçe çok iyi bir kadro kurdu… Barcelona bu sene çok daha değişik bir kadro ile devam ediyor. Real Madrid her zamanki gibi oldukça güçlü. Sayıyorsun yine aynı dört-beş takıma dönüyorsun illaki. Bu sene daha zor olacak bizim açımızdan bence.
BSL’deki yabancı kuralı hakkında ne düşünüyorsun? Bu, yerli oyuncu havuzunun nitelikli hale gelmesi için yeterli mi?
Şimdi abilerimizin dönemindeki gibi bir yabancı kuralı uygulanmıyor. İster istemez şu an daha az süre alıyoruz. Bu da ritim bulamamızı zorlaştırıyor. Belki şimdiye ek olarak daha farklı çözüm yolları düşünülebilir ama bir noktada yerli oyuncuyu da ayrıcalık göstererek korumak zorunda kalıyorsunuz.
Maalesef, BSL’de birçok takım maddi sorunlardan dolayı ligden çekilmek zorunda kaldı, Efes’ten önce yer aldığın Eskişehir Basket gibi. Bir oyuncu olarak senin bu konu hakkında söylemek istediğin bir şeyler var mı? Çözümün bir parçası olabilecek bir önerin var mı?
Bence herkes yola makul bütçeler ile çıkmalı, herkes ayağını yorganına göre uzatmalı. Sezonun bir noktasına geldiğimizde yönetimler harcaması gerektiğinden çok daha fazla para harcayabiliyorlar. Şu an ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum da ortada. Zaten reklam geliriyle olsun, Federasyon’la olsun belirli bir bütçe geliyor. Bu noktada herkes sezon bütçesi planlamasını doğru yaparsa Türk basketbolu da bu kadar kötüye gitmez. Şu an gözüken o ki hem ekonomik olarak hem sportif olarak kötüye gidiyoruz. Bu böyle devam ederse maalesef hem belirli bir seviyede kalacağız.
Sayfalarımızın büyük bir çoğunluğunda NBA’ye yer veriyoruz. NBA’yi takip edebiliyor musun? Yeni sezonda şampiyonluk ve MVP tahminin var mı?
Açıkçası çok takip edemiyorum. Arada Cedi’yi, Furkan’ı ve Ersan ağabeyi izleyebiliyorum. Programımız aşırı yoğun, ancak skorları takip edebiliyoruz çoğu zaman. Kesin bir şampiyonluk favorim yok ancak MVP adayım Kawhi Leonard. İyi oyuncu, seviyorum.
Son olarak, Anadolu Efes taraftarlarına ve genç basketbolseverlerebir mesajın var mı?
Anadolu Efes taraftarları geçen sezon bütün Avrupa maçlarında salonu doldurdular. Türkiye Ligi’nde de çoğu önemli maçta bizi yalnız bırakmadılar. Umarım doldurmaya da devam ederler. İyi de bir kadromuz var, bunu geçen sezon gösterdik. Bizi desteklemeye devam etsinler. Genç basketbolsevelere tavsiyem de hayallerinin peşinden koşmaları. Herkes bir anda buraya, bu noktaya gelmiyor. Ben de çok zor zamanlar geçirdim, 2.Lig’de de oynadım. Kimse vazgeçmesin, çalışan değerini görecektir.
Buğrahan Tuncer’e içten ve açık cevaplarından ötürü teşekkür ederiz. Yeni sezonda kendisine ve takımına başarılar dileriz.