Normal sezondaki Memphis – Minnesota maçlarından sonra NBA hayranlarının aklından geçen ortak bir düşünce vardı. “Bu çok eğlenceli bir play-off serisi olurdu.” Basketbol tanrıları bu isteğe cevap verdi ve bu iki takım ilk turda eşleşti. İki yüksek tempolu, genç, başarıya aç takım ayrıca ligin en çok “trash talk” yapan oyuncularına sahip. Ja Morant ve Karl-Anthony Towns’un babalarını bile ulusal televizyonda trash talk yaparken görüyoruz. Bu element de seriye çok güzel bir tat katıyor.
İlk iki maçta takımlar net galibiyetler aldılar. Bir oyuncunun ilk playoff maçı onun potansiyelini anlamak için çok değerli bir dönemdir. Anthony Edwards attığı 36 sayıyla çok özel bir performans sergiledi ve takımının 130 – 117’lik galibiyetindeki en önemli etken oldu. KAT’in pick&pop’larını savunamayan Memphis’in çözümü Steven Adams’ı ilk beşten çıkarmak oldu. Bu hamleyle beraber Towns’u etkisiz hale getiren Grizzlies ikinci maçı 124 – 96 kazandı ve seriyi eşitledi. Son 18 yılda 2. kez play-off’lara katılan Timberwolves, serinin Minnesota’ya taşınmasıyla birlikte maça taraftarları arkasına alarak güçlü bir başlangıç yaptı. Üst üste hücumlarda Ja Morant’i avlayan Patrick Beverley, sayılarını alıştığımız alaycı hareketleriyle kutladı. Ancak işler maça 12-0’lık skorla başlayan ve bir noktada 47-21’lik üstünlüğü bulunan Timberwolves için istedikleri gibi gitmedi. Maç içerisinde iki farklı 20 sayılık farkı kapatan Grizzlies, son 13 dakikada 42-12’lik bir seri yapıp maçı 104 – 95 kazandı ve seride 2-1 öne geçip iç saha avantajını tekrar ele geçirdi. Ja Morant maçı triple-double’la tamamladı. Grizzlies son çeyrekte 21-0’lık seri yapmasına rağmen Timberwolves koçu Chris Finch o süre zarfında hiç mola almadı ve haklı eleştirilerin kurbanı oldu. Steven Adams’ın rotasyondan düşmesi, Kyle Anderson’ın ilk beşe yerleşmesi ve Brandon Clarke’ın sürelerinin artması Memphis savunmasını hayata döndürdü. Bu değişiklerle savunmada çok kolay adam değişebilen Grizzlies, Towns’ın oyununun büyük bir parçası olan pick&pop’ı tamamen etkisiz hale getirdi. İkinci maçta yalnızca 15 sayı atabilen Towns, üçüncü maçta sadece 4 şut kullanarak 8 sayıda kaldı. Normal sezonda maç başına 6’dan fazla post oyunu olmasına rağmen Towns ilk üç maçta 6 kez post’ta topla buluşabildi.
Dördüncü maça Towns ve Edwards agresif başladı. Bu fazla agresyon bir yandan da Towns’un ilk çeyrekte 4 top kaybı yapmasına yol açtı. Çeyrek ortasında dizinden sakatlanan Anthony Edwards, herkesin yüreğini ağzına getirdi. Yardımlarla soyunma odasına gidebilen Edwards, birkaç dakika sonra koşarak maça döndü ve taraftarların yüreğine su serpti. Grizzlies’in faul problemleriyle beraber ikinci çeyrekte Wolves 17-1’lik seri yakaladı. Morant’in devrenin son dakikasına kadar sayı atamamasına rağmen Bane, 7’de 6 üçlükle 21 sayı atarak Memphis’i maçta tuttu. Üçüncü çeyrekte Edwards oyuna ağırlığını koyarak ilk 6 dakikalık bölümde 11 sayı attı. Memphis, tüm ilk beşinin faul problemi yaşamasıyla oyun ritmini kaybetti. Oldukça yakın geçen son çeyrekte oyunun kontrolünü kaybetmeyen Timberwolves, Towns’un kritik sayılarıyla beraber maçı 119 – 118 kazanarak seriyi eşitledi. Edwards’ın 24 sayısı ve Towns’un 33 sayı, 14 ribaundluk performansı galibiyeti getirdi. Towns üst üste iki kötü maçtan sonra güçlü bir oyun sergiledi ve her an maçın içinde olduğunu gösterdi.
İlk dört maçın geneline bakacak olursak genç yıldızlardan dalgalı performanslar izledik. Jackson ve Towns neredeyse her maçta faul problemi yaşadı. D’Angelo Russell’ın kötü şut tercihleri ve oyun kurulumunda etkisiz kalması da Minnesota hücumlarını kısırlaştırdı. Vanderbilt’in şut tehdidinin olmaması onun 4 numarada oynadığı dakikalarda Wolves’u daha kolay savunulabilir hale getirdi. Morant ve Jaren Jackson’ın en iyi oyunlarını oynamamalarına rağmen Memphis, Desmond Bane’den aldığı düzenli hücum katkısıyla seriyi Memphis’e eşitlikle taşıdı. Timberwolves’un oyun planı olarak manevra alanlarının çok kısıtlı olması, Memphis’in sahip olduğu derinlik ve iç saha avantajıyla birlikte Grizzlies hala favori konumda. Wolves’un seriyi kazanmak için Towns – Edwards – Russell üçlüsünden üst düzey performanslara ihtiyaçları var. Bu keyifli serinin nasıl sonuçlanacağını hep beraber göreceğiz.
Selçuk Saraçoğlu
