Bu Belki yazının başlığı biraz iç karartıcı duruyor ama Anadolu Efes’in durumu da son yıllarda bir o kadar iç karartıcı…
Ülkenin en önde gelen basketbol ekolü,son 3-4 yılı bi kenara koyarsak tartışmasız Efes’tir. Geçmişine biraz göz atarsak anlıyoruz zaten bu takımın ülke basketbolundaki yerini,ağırlığını. Efes’i Efes yapan neydi geçmişte, peki şimdi Efes neden kendi kimliğinden çok uzak? Yatırım mı yapılmıyor? Önceden çok ateşli bir taraftar grubu vardı da şimdi mi yok? Hayır,kulüp bazında değişen pek de bir şey yok aslında. Efes aynı Efes. Ama bazı kulüpler, futbol olsun basketbol olsun farketmiyor, bazı spor kulüplerinin başarıyı yakalamasında, kendi benliğini yakalamasında önemli püf noktalar vardır. Efes’in de Türk Basketbolu açısından ekol diye anılmasında en önemli püf nokta ”savunma” idi. Savunma çok genel bir tabir burdan bakınca ama Efes dediğimiz takım o müzelere o kupaları tek tek koyarken, Türk Basketbolunda başı çekerken, her sene Avrupada adından söz ettirirken saha içinde yaptığı en iyi şey savunmaydı. Bana göre Efes’in kimyası demek savunma demek. Ama son yıllarda izlediğimiz, yapılan bu yatırımlara rağmen bir türlü beklentiyi karşılayamayan Efes’te en belirgin eksik katı savunma anlayışı. Çok geriye gitmeyelim, Ivkovic döneminde de onun ardından gelen Perasovic döneminde de en büyük 2 eksiklik birincisi iyi savunma takımı olamamak, ikincisi ise maç içinde çok kopuk kopuk oynamak.
Ivkovic başta olmak üzeri 2 koç da çok değerli koçlar, ama bu takıma kendi sistemlerini oturtmaya çalışırken Efes’in kimyası dediğimiz, takımın sahada öncelikli yapması gereken şeyi, yani işin savunma kısmını 2. Plana attılar ve ona göre kadro şekillendirmeye çalıştılar. Böyle olunca da istikrarlı bir takım yaratmak,yapılan yatırımların karşılığını almak bir hayli zor oluyor.
İnanıyorum ki basketbol severler olarak Efes’i Avrupa arenasında böylesine başarısız görmek hepimizi üzüyor. Umarım bir an önce Efes’i eski günlerindeki gibi yine Avrupada başarıdan başarıya koşan bir takım olarak görürüz, ama şu anda bu zihniyetle bir hayalden öte değil..