Galatasaray Odeabank koçu Erman Kunter’in, takımdaki geleceği hala tartışılıyor. Yönetim, tecrübeli koçla yola devam etme kararı aldı ancak bu kararın altında yatan en önemli nedenlerin; ideal koç adaylarının bulunamaması ya da bulunsa dahi bir anlaşmaya varılamaması olduğu net bir şekilde görülüyor. Peki, sezonun ortalarına yaklaştığımız dönemlerde Galatasaray’ın performansı hem taraftarları hem de yönetimi memnun edecek seviyeye gelecek mi?
Yukarıda sorduğum sorunun cevabını aramak adına, Erman Kunter’in sezon başında kurduğu kadro ve bu kadroyla oluşturmaya çalıştığı sistemin vaat ettiklerine bakmak gerek. Tecrübeli koç, şu ana kadar verdiği sözleri tutamadı. Buradaki sıkıntı, kaybedilen maçlardan ziyade takımın parkede herhangi bir plandan yoksun oluşuydu. Birbirini tamamlayamayan ve parke dışındaki karakterleri tartışılır konumdaki oyuncuların kadroya katılması, yapılan en kritik hataydı. NBA’da tutunamamasının en önemli sebepleri olarak umursamaz tavırları ve çalışma azminden yoksun oluşu gösterilen Rakeem Christmas, kulübün uzun rotasyonuna yaptığı en önemli takviyeydi. Takımın en çok süre alacak uzunu olması beklenen bir oyuncunun da oldukça istikrarlı olması gerekir. Christmas’tan bir Pops Mensah-Bonsu yaratmaya çalışmak, hayalcilikten başka bir şey değildi. Henüz sezonu başlarındayken de oyuncuyla yolların ayrılması tesadüfle açıklanamazdı zaten. T.J. Cline ise ilk profesyonel sözleşmesini imzalayarak takıma katılmıştı. Özellikle, Anadolu ekiplerinin yaptığı rookie tercihleri, o sezondaki başarılarına doğrudan etki eder. Bu bakımdan takımların, kariyerinde belli hedefleri olan ve her daim gelişime açık, bütçeye uygun oyuncular transfer ettiği gözlemlenir. Bütçenin bu denli daraldığı bir zamanda, Galatasaray’ın da daha derin bir araştırma yürütmesi ve ihtiyaç duyulan parçayı net bir şekilde analiz etmesi gerekirdi. Cline; atletizm özellikleri gelişmemiş, şut mekaniği tam oturmamış ve parkede hangi işleri tam olarak yaptığı belli olmayan bir oyuncuydu (Bu noktada, gelişime açık olduğunu düşünmediğim bir oyuncu olduğunu da ekleyeyim). Sonuç olarak; genç oyuncuyla da yollar ayrıldı ve Galatasaray uzun rotasyonunda eski halinden eser kalmayan Hendrix ve hala tecrübesiz olarak kabul edilen Ege Arar’dan başka oyuncu kalmadı. 1 hafta içerisinde yeni bir pivot transferi gündemde ancak sezon öncesi seçimlerine bakarsak; bu seferki hamle ne kadar yerinde olacak?
Takımın kısa rotasyonu da bir o kadar karmaşık halde. Mehmet Yağmur’un sakatlıktan dönüşünün ardından nispeten roller oturmaya başladı ancak bu düzelme hali daha ne kadar sürecek? Çoğu maçta, takımın en skorer oyuncusunun Göksenin Köksal olduğunu gördük. Takımın en dirençli savunmacısı, kaptanı ve ruhu Göksenin ancak asla birincil bir skor opsiyonu olamaz. Bunun yanında, takımın skor yükünü taşıması beklenen 3 oyuncuya da kısaca göz atalım. Dwight Hardy, ligimiz standartlarında çok kıymetli bir skorer ancak çok istikrarsız bir performans sergiliyor. Hopson, atletizmini parkeye yansıtacak alan bulamıyor. Summers ise oyuna girebilmek adına çoğunlukla el üstü dengesiz şutlar kullanmak durumunda kalıyor. Bu saydığım 3 oyuncunun da istikrarsız performansının nedeni ortak. Parkede yeterli alanı bulamıyorlar. Spacing, günümüz basketbolunda hücum adına olmazsa olmaz bir hadise ancak Galatasaray’da iyi perde yapacak ve kısa devrilmelerle savunmanın dengesini bozacak uzunlar yok. Ek olarak; kariyeri düşüşte olan Renfroe ve basketbol oynamayı unutmuş Preldzic’in pozisyon yaratma özelliklerini parkeye taşıyamaması da bu oyuncuların skorer özelliklerini parkeye yansıtmasına engel oluyor. Saha görüşüyle fark yaratacak, maçın temposunu ayarlayacak kısa oyunculara ihtiyacı var Galatasaray’ın ve bu tarif ettiğim oyuncu takıma en son dahil edilen Jordan Taylor değil. Görüldüğü üzere; kısa rotasyonundaki çeşitlilik sıkıntısı ve uzun rotasyonundaki kaos birbirini tetikliyor ve çözülmesi de pek mümkün görünmüyor.
2 sezon öncesinin EuroCup şampiyonu Galatasaray, yine aynı kupada ilk tur gruplarından çıkamayacak duruma geldi ve ligimizde de play off yapması bir hayli zor görünüyor. Galatasaray Odeabank, bu sezon tempoyu bulduğu maçlarda (transition hücumları hayati önem taşıyor) çok farklı galibiyetlere imza atacaktır ancak sete set ağırlıkta oynanan maçlarda da bir o denli farklı mağlubiyetler alacaktır. Yönetim ve basketbol şubesi el birliğiyle Galatasaray Odeabank’ın koca bir sezonunu çöpe atmıştır. Şu kötü tabloya baktıkça; Galatasaray taraftarları, Ergin Ataman’ın değerini daha net anlamış, rakip takım taraftarları da Ergin Ataman’ın kalitesini daha içten kavramıştır diye düşünüyorum.
BORA BURÇ BİLBAN