Sezon başında NBA takımlarından Cleveland Cavaliers’a giden temsilcimiz Cedi Osman’ın bu zamana kadar geçen sürede neler yaptığını tarafsız bir şekilde yakından inceleyelim.
Sezon başında takımdaki sakatlıkların, Cedi için büyük bir şans olacağını düşünüyorduk. Koç Lue maç öncesi açıklamalarında her seferinde Cedi’ye ciddi süreler verebileceğini belirtse de bunu hiç bir zaman gerçekleştirmedi. Her ne kadar Koç Lue sempatizanı olmasam da bu kararı doğruydu. Sonuçta NBA arenasına ilk defa çıkan bir çaylağa, ultra biri olmadığı sürece bir anda güvenemezsiniz. Kuşkusuz herkes gibi bende daha çok süre almasını isterim fakat işler o şekilde yürümüyor.
NBA çok farklı bir dünya. Gün aşırı maçlar, ağır idmanlar ve hepsinden önemlisi şampiyonluğa oynayan bir takımın parçası olmak. Bu sorumluluğu kaldırmak kolay değil. Oyun temposuna, akışa ve setlere ayak uydurmak ise hiç kolay değil.
İlk maçlarda az da olsa süre alan Cedi, sahada kaldığı süre zarfında heyecanlı bir şekilde oradan oraya koşan neşeli bir çocuk edasıyla oynuyordu. Defansif olarak oldukça kötü olan bir takımda Cedi’de farksızdı. Savunmada özellikle çok adam kaçırmasının yanı sıra yardım savunmasında da geç kalıyordu. Eskiye nazaran bu hataları azalsa da hala belirgin olarak göze çarpmakta. Bu eksiklerin üzerinde çok durması gerekiyor.
Hücumda ise takım arkadaşları pek onu tercih etmiyor. Haklı olarak tecrübeli bir çok alternatif varken şut konusunda Cedi’ye pek iş düşmüyor. Oda bunun farkında ve hücum setlerinde genelde fazla boşa kaçmıyor. Genelde köşede sabit bir şekilde top bekliyor. Hücumda daha aktif olması için sürekli gezmesi ve topu istemesi gerekiyor. Bu sayede daha çok topla buluşabilir.
Şut istatistikleri fazla topla buluşmadığı için çok kötü değil. Ancak tercih ettiği şutlarda ki isabet oranı bana göre başlangıç için iyi sayılabilir. %35.7 ile üç sayı isabeti, %48.6 ile de ikilik isabetiyle oynuyor.
Açıkcası hücumdaki oyunundan çok, savunmadaki performansı onun için belirleyici. Savunmada sağlam kalıp, dirençli gözükmesinin yanı sıra blok ve top çalması hem takımı hemde kendi için daha yararlı olacaktır. Koç Lue’nin de isteği bu. Sonuçta hücumda başta LeBron olmak üzere bir çok skorer yıldız mevcut. Geldiğinden beri fiziğinde de olumlu yönde bir değişim var. Kas kütlesinin gelişmesi, vücudunun daha zinde ve dayanıklı olması savunmada ve hücumda Cedi’ye daha çok özgüven verir.
Bunların hepsini düzeltecek azim ve enerji Cedi’de mevcut. Bench’te otururken bile sürekli neşeli tavrı her sayıda ayağa kalkıp takımına destek vermesi gerçekten pozitif bir ortam hazırlıyor. Takım olmaya çalışan, kendini takımın bir parçası olarak gören bir mentalitesi var. Cedi, öğrenmek isteyen, çabalayan ve bulunduğun yerin kıymetini bilen azimli biri. Bu disiplinde devam ettiği sürece gelişimi daha hızlı olacaktır.
NBA’de çok hızlı basketbol oynanıyor. Avrupa gibi değil. Tüm maç yarı sahada oynanıyor. Her zaman koşmak zorundasınız. Aslında bu Cedi’nin oyun yapısına uygun. Avrupa’da da bu şekilde oynuyordu. Sürekli koşmayı seviyor ve enerjisini sahaya veren çabalayan biri. Kondisyonunu artırdıkça bunu sahaya yansıtıp daha verimli oynayacağını düşünüyorum.
Sabırlı olup Cedi’nin gelişimini izlemek gerekiyor. Aldığı kısıtlı süreleri iyi kullanmalı. Öğrenmek için çabalamaya devam etmeli. İyi ve muhteşem arasındaki fark, sadece biraz daha fazla gayrettir. İnsanı büyük yapan kendi azmi ve sabrıdır. Sen de azim ve sabırla büyüyeceksin Cedi…
