Halo, Formula 1 izleyicileri için 2018 yılından beri tanıdık bir kavram. Ancak F1 takip etmeye yeni başlayanlar, aracın donanımında zorunlu olarak bulunan bu parçanın ne olduğunu bilmiyor olabilirler. Gelin yaşanan kazalarda ciddi yaralanmaların, hatta belki de ölümlerin önüne geçen bu parçaya kısaca göz atalım.
Basit bir tanım ile halo, sürücünün önüne yerleştirilen, 3 ayaklı kavisli bir çubuktur. Titanyumdan yapılmıştır ve yaklaşık 9 kilogram ağırlığındadır. Yaklaşık 12.000 kilogram ağırlığında bir cismi taşıyabilecek güce sahip olan bu parçanın birincil işlevi sürücünün başını korumaktır.
2009 yılında başına lastik çarpması sonucu hayatını kaybeden Henry Surtees; 2014 yılında Japonya Grand Prix’inde Sutil’in aracını pist kenarına almaya çalışan vince çarparak komaya giren ve sonrasında hayatını kaybeden Jules Bianchi; 2015 yılında bir Indycar yarışında öndeki araçtan kopan kanat parçasının başına çarpması sonucu hayatını kaybeden Justin Wilson, hali hazırda gündemde fakat bir türlü aksiyon alınmayan ”sürücülerin baş bölgesi ile ilgili güvenlik önlemi alınması” konusunu daha da alevlendirmiş oldu. Wilson’un kazasının ardından Formula 1’de başta Mercedes ve Ferrari olmak üzere tüm firmalar insiyatif alarak kendi halo tasarımları üzerinde çalışmalara başladılar. Süreç içerisinde Red Bull’un estetik kaygılardan ötürü önerdiği ve dikkat çeken bir tasarım olan aero screen, 2016 yılında Sochi’de test edildi ancak pilotun başını yukarıdan gelen darbelere karşı koruyamayacağı, gece pistlerinde kullanılan ışıklar sebebiyle görüşü bozacağı gibi kaygılardan ötürü FIA tarafından elendi. Yapılan tüm güvenlik testlerinin ardından FIA, 2018’de halo teknolojisinin en güvenli çözüm olduğu kanısına vardı ve bu sistemi Formula 1’de zorunlu hale getirdi. Böylelikle halo; Formula 2, Formula 3, Formula E araçlarının da bir parçası oldu.
Formula 1’e ve diğer disiplinlere entegre edildiğinden beri yarışların daha güvenli olmasını sağlayan halonun önemi, Bahreyn Grand Prix’inde meydana gelen iki kaza ile pekiştirilmiş oldu. Öncelikle yarışın başında yüksek süratla bariyerlere çarpan Grosjean’ın kafasını koruyan ve bu sayede bilincinin açık kalmasını sağlayan bu aksam, devamında takla atan aracı içinde Stroll’ün kafasına herhangi bir darbe gelmesini önledi.
Piste ilk çıktığı zaman çoğu kişinin çirkin bularak eleştirdiği halo, önemini ve gerekliliğini bir kez daha kanıtladı. Öte yandan hiçbir estetiğin bir pilotun canından daha önemli olmadığını kanıtlamış oldu. Önümüzdeki yarışlarda bu tarz kazaların gerçekleşmemesini ve can kayıplarının yaşanmamasını temenni ediyoruz.
Mert Erdem