FENERBAHÇE DOĞUŞ BASKETBOL CUMHURİYETİ
Bu başlığı maç başlamadan en az kırk dakika önce yazmaya başladım. Parmaklarım tuşların üzerinde gezinirken birden basketbol maçı olmasına rağmen nedense Fenerbahçe’deki futbol ve basketbol takımlarının Coach’ları gözümün önüne geldi. Futbol ve basket; ikisi de takım sporu, ancak futboldaki teknik adamların nedense “Obrodovic” ile hiç alakası olmadığını görüyorum. Bakın “iyi insan olmak, futbolu bilmek yetmez. İnsanı özellikle oyuncuyu iyi tanımak ve yıldız oyuncuları idari etmek ayrı bir sanat! ” O tarihe geçen ve şampiyonluğun kaçtığı Denizli maçı asla unutulmaz! 90 dakika bittiğinde, herkes suçlu oldu! Herkese hakaret edildi küfredildi ama “ANELKA” gibi dünya markası olan ve evrenin tüm takımlarında direk oynayacak Anelka’yı oynatıp şampiyon olmak varken, yıldız oyuncuları sevmeyen, büyük “antrenör” lük övgüsünü almak için oynatmayan Daum’a kimse laf etmedi! Onun dışında herkes payına düşen hakareti duydu!
Ya Aykut Kocaman’a ne demeli! Kendisi hemşehrim olur ama, bazı hareketlerini tasvip etmiyorum. Örneğin oyuncularına öyle mesafeli ve anlamaz tavırlarla davranıyor ki, “ALEX” gibi yıldızı hazmedemeyip, heykeli dikilen oyuncunun kıçına “tek kişilik Aykut Kocaman tenekesi bağlayıp yolladı. Ve kimse ne yapıyorsun diye sorgulamadı! Her takımın başına gelişinde yıldız oyuncularla sorun yarattı! Kimse bana Ozan ve Van Persie krizinin iyi yönetildiğini söyleyemez. Bitmedi Valbuena gibi oyuncuyu bu kısa zamanda hayatından bezdirdi! Allah Aşkına söyleyin. Sezon başında: “Sonsuz yabancı ve sıradan mahalle takımına elenip Avrupa’ya veda eden Aykut Kocaman’a kimseler neden hesap sormadı?” Aykut Hoca’nın yıldızını parlattığı Avrupa’ya yolladığı ya da başka takımlara büyük paralar kazanarak giden oyuncu var mı? Tüm bunlardan sonra; Fenerbahçe sevdalıları tek bir ağızdan “ Durup dururken ne zaman söyledik veya duyduk sadece var olduğumuz için sevdiğimizi ve sevildiğimizi, dillerimize kilitler üzerine kilit vurmuşuz. Söyleyemiyoruz: “Olmuyor Aykut Kocaman olmuyor, yıldızlara tahammülün yok!” yıldızlar sana alerji yapıyor. Kimse senin sporcu ve insan ikilemi arasında psikolojik bilgin olmadığını çakmıyor! Araba ile idman sonrası Bursa’ya kaçan Ozan’ı terapi ile, “kıçının üstüne oturtup kazanmayı beceremedin!” Entellektüel gözüküp bir türlü beceremediğin insan ilişkilerinde kafanı kaldırıp : “FENERBAHÇE BASKETBOL TAKIMINA BAK. SALON VE ÜST DÜZEYDE AVRUPANIN EN ELİT SEYİRCİSİ FENERBAHÇE’DE” Onun için “FENERBAHÇE DOĞUŞ BASKETBOL CUMHURİYETİ” diye, Ülker Arena’da bambaşka bir dünya oluştu.
Ve Sevgili Aykut Kocaman: “Bir de Obrodovic’e bak.” Her sene NBA gibi büyük organizasyona oyuncu yolluyor. Parlatıp NBA’ye yolladığı oyuncuların aldığı paralar dudak uçuklatıyor! Sahi Aykut Kocaman. Hiç Fenerbahçe’nin basket maçına gittin mi? Sordum soruşturdum. Hiç gitmemişsin! Ben senin yerinde olsam; basketbol idmanlarına giderim. Obrodovic ile dirsek temasında olurum. Bak ben bunları yazarken, Fenerbahçe Doğuş Barcelona ile Ülker Arena’da maç yapıyor! Kimse “delikanlı Fenerli ayağa kalksın” diye bağırmıyor! Kimse kendi oyuncusuna küfür etmiyor” Obrodovic her maç sonrası “Fenerbahçeli seyircilerimize teşekkür ederim onların katkısı ile maçı kazandık” diyor! Çünkü Fenerbahçe Doğuş’un artık omzunda Avrupa Şampiyonluğu apoleti var. Seyircisi de Şampiyon gibi hareket ediyor. Milyonlarca Avro oynatılmayan yıldız oyuncular ile kaybolup gitmiyor!
Bundan sonra da, Obrodovic kaldığı sürece Avrupa Şampiyonluğunun en önemli adayı Fenerbahçe olacak! Onun için söylüyorum takım sporlarında teknik, taktikten önce en önemli işi “insan-oyuncu idaresi!”
FENERBAHÇE ÜLKER 86-82 BARCELONA
Barcelona öyle bir kulüp ki, kızıp FIBA’yı bir anda seneler önce çöpe attı, BARCA liderliğinde Euroleague’i kurdu. Kısaca Avrupa’nın tüm ülkelerine posta koydu. “Ben ne dersem o olur” dedi. Bu nasıl bir güçtür? Sorsanıza bakalım. Barcelona’nın en korktuğu takım Obrodovic’in çalıştırdığı Fenerbahçe Doğuş. Deplasmanda olmasına rağmen sakat oyuncuları iyileşen Barcelona kolay teslim olmamaya çalışıyor. İlk çeyrek 22-18 lehimize geçildi. Devre biterken 42-44 Barcelona öndeydi. Obrodovic her maçta olduğu gibi devre arasında kendi üslubu ile oyuncularını ikaz ettikten sonra rakip kim olursa olsun savunma vidaları acayip sıkılıyor. Nedense ilk yarı üç beş faul ile geçildiği zaman skor ne olursa olsun, Obrodovic çıldırıyor. Üçüncü çeyrek sert ve Coach’un istediği sertlik sahadaydı. Melih oyuna girdiği anda hucüm silahı olarak bombardımana başladı. Çünkü o zamana kadar Melli 23, Melih 7, Vesely 12, Guduric 7, Thompson 5, Sloukas 6, Datome 2 ve Wanamaker’in attığı 24 sayı ile Fenerbahçe ayakta kaldı. Üçüncü çeyrek 65-57 lehimize bitti. Ahmet bu takımda maç ayırımı yapmadan oynayacağını bir kez daha ispat etti. Kalinic azıcık oynadı ama maç eksiği nedeni ile katkı yapamadı! Melli çok beğendiğim bir oyuncu istikrar temsilcisi. Savunmaya çok asılırken attığı turnike ile rakibini potaya sokarken seyirci ile birlikte çığlık attım. Sloukas sayı atmak için son çeyrek ve son 6.59 dakikayı bekledi. Vesely sağlam olduğu sürece asla kaybetmeyen hisse senetleri gibi! Tomic sakatlık sonrası bizi boyalı alanda çok zorladı. Ribas 2, Hanga 12, Orıola 3, Heurtel 21, Claver 12, Tomic 20, Kaponen 12 sayı attılar. Baktığımız zaman Barcelona çok da iyi oynamadı ve sayıları bir kaç oyuncu attı.
Nedense her maç aynı şeyleri yaşıyoruz. Son dakikalarda yine gerginlik ve kriz. Vesely 5 faul! Gereksiz fauller ve dolan 24 saniyeler. 11.2 saniye var. 82-80 öndeyiz. Top bizde Wanamaker’e faul yapıldı. İkisini attı 84-80 öndeyiz; mola. Barcelona hücumda. Maç bizim diye bakıyoruz. Aman savunmaya dikkat! Skor 84-82 ve Sloukas’ı Heurtel arkadan itti ama sıradan faul. Sloukas skoru 86-82 yaptı ve çok önemli bir maç kazanıldı. Üst üste 5. galibiyet. Toplam 14 galibiyet ve 6 yenilgi ile zirve mücadelesi mükemmel gidiyor.
Önemli not: Aykut Hocam gördüğünüz gibi Fenerbahçe Doğuş zor da olsa şampiyonların yer aldığı turnuvada 20 maçın 14’ünde galip geliyor.
İsmet Badem
Fenerbahçe Doğuş – Barcelona maçının özeti: