Alperen Şengün’ün All-Star seçilmesi elbette muazzam bir olay. Henüz 22 yaşındaki bir Türk gencinin basketbolun en seçkin organizasyonunda All-Star apoletini takması tarihi bir gelişmedir. Bana kalırsa Alperen geçen sezon bu ünvanı hak ettiğini ispatlamıştı. Ben bu yazıda Alperen’in All-Star yolculuğundan ziyade öne çıkan özelliklerini vurgulayarak bundan sonra neler yapabileceğine kafa yormak istiyorum.
Alperen bence Jokic’le beraber NBA’in en iyi fundamentaline sahip uzunu. Alçak posttaki etkili ayak oyunları sayesinde kolayca çembere gidebiliyor. Sırtı dönükken iyi hücum edebildiği gibi yüzü dönük şekilde topu aldığında da savunmacısını geçebiliyor. Alperen ikili oyunlarda da çok doğru zamanlamayla içeri devrilip skor üretebiliyor. “Pick and Pop” sonrası dış şutla da katkı verebiliyor. Alperen’i bazen alçak ve yüksek postta, hatta tepede oyun kurarken de görüyoruz. Elit bir pasör olduğu için takım arkadaşlarına ustaca servis yapabiliyor.
Alperen geçiş hücumlarında top getirebiliyor. Bu hücumları hem direkt potaya giderek bitirebiliyor, hem de en uygun durumdaki arkadaşını bularak asistle değerlendirebiliyor. Alperen bu nedenle sadece boyalı bölgede etkin olan klasik bir pivot değil. Alperen modern basketbolun istediği uzun profili çünkü o mobil bir “Point Center”. Keskin becerileri ve yüksek oyun zekasıyla en zor hareketleri bile son derece basit gösteren bir yetenek abidesini bu sıfatla tanımlamanın bana göre en doğru vakti.
Alperen artık bir All-Star. Muhtemelen gelecek sezonlarda da bu mutluluğu defalarca yaşayacak. Ancak Alperen bundan daha fazlasını yapabilir. Kendisi gibi yükselişte olan Rockets ile NBA şampiyonluğuna uzanabilir. Normal sezon ve/veya finaller MVP’si seçilebilir, NBA’in en iyi beşine girebilir. Dış şutunu geliştirmesi ve sakatlık sorunlarından uzak kalması halinde, Alperen’in kariyerinin bambaşka bir noktaya evrilebileceğini, bahsettiğim payeleri de kazanabileceğini düşünüyorum.
Yalnızca çok kabiliyetli ve sezgileri çok kuvvetli bir sporcudan söz etmiyoruz zira. Alperen çalışmayı seven, kendini sürekli geliştirmeye gayret eden, rekabetçi kimliğini her koşulda sergileyen bir oyuncu. Parkede fiziksel temastan asla kaçınmadığı gibi oyunun mental tarafında da dirençli olmayı başarıyor. Alperen’i keşfeden antrenörüne, ona nitelikli bir altyapı eğitimi veren Banvit okuluna, onu vitrine çıkaran Beşiktaş basketbol şubesine bu vesileyle tekrar teşekkür etmemiz gerekiyor.
NBA All-Star maçları son yıllarda heyecan ve rekabet düzeyini yitirmişti. Alperen’in ayağı uğurlu gelir ve bu negatif tabloyu tersine çevirir belki de. Yeni başlangıçlara inanırım. Hele Giresun’dan San Francisco’ya uzanıyorsa…