Anadolu Efes THY Euroleague 6. haftasında Barcelona’yı deplasmanda 89-85 mağlup etti ve ilk galibiyetini aldı.
Peki Efes neyi doğru yaptı? Perasovic’in bu sene aldığı en doğru karar belki de Errick McCollum’u kenardan getirmek oldu. Kenardan gelmek McCollum’a da yaramış olacak ki ilk 5 maçta 2/16 üç sayılık isabet bulan oyuncu bu maçta 4/4 üçlükle (her biri doğru zamanda ve doğru yerde kullanıldı) oynadı ve toplamda 7/12 isabeti ile bu seneki en yüksek yüzdesini yakalamış oldu. Kullandığı 3 sayılık atışlar o kadar yerinde ve doğruydu ki kaçırması halinde bile koç doğru şut olduğu için kendisini alkışlardı.
Ama maçın bana göre anahtarı pota altında verilen mücadeleydi. Evet Kevin Seraphin sezon ortalamasının üzerine çıktı belki ama Stimac-Duntson ikilisi öyle bir mücadele verdi ki Efes neredeyse her 2 hücumdan birini 2 kez kullanma şansını yakaladı. Efes ribaundlarda 36-28 üstünlük sağladı ki Euroleague’de bu fark çok ciddi bir fark. Stimac bu maç görevini o kadar iyi yaptı ki herhangi bir Efes’li oyuncu “kaçırsam da Stimac ribaundu alır” diye aklından geçirmeden edememiştir diye düşünüyorum. Zaten 29 verimlilik puanıyla kendisi adına bu senenin en yüksek puanını yakaladı ve maçın adamı oldu.
Maçın sadece son periyodunu izleyen biri bile Stimac-McCollum ikilisinin bu maçta neler yaptığını anlaması yeterliydi zira Anadolu Efes’in son çeyrekte bulduğu 22 sayının 19’unu bu ikili kaydetti.
Burada bahsetmemiz gereken bir oyuncu da Ricky Ledo olsa gerek ki o da bu maçta sezonun hem en yüksek skoruna, hem en yüksek verimlilik puanına, hem de en yüksek şut yüzdesine ulaştı. Peki neden sürekli oyunculardan bahsettik? Çünkü takım halinde asist/top kaybı yüzdelerinde Barcelona’nın çok gerisinde kalsalar da işte bu bireysel performanslar sayesinde maçı kazandılar.
Barcelona’da ise sezon başından beri görünen skor opsiyonlarının azlığı maçı kaybetmelerinde en önemli faktördü diyebiliriz. Thomas Heurtel ve Kevin Seraphin’e o kadar bağımlılar ki bu ikili toplam 26 şut kullanırken, süre alan diğer 9 oyuncu toplam 44 şut kullandı. Ki ellerinde böyle 2 oyuncu varken ikili oyunları hücum opsiyonlarında minimum seviyede kullanmaları akıl alır gibi değil.
Maçın son 2 dakikasına değinmeden edemeyeceğim maalesef, çünkü Anadolu Efes bu maçı bile vermeyi becerecekti neredeyse! Öylesine komik ve amatör hatalar yapıldı ki maçın sonunda bir 10 saniye daha olsa yine salondan eli boş dönmesi çok muhtemeldi.
Son olarak Perasovic’in ifadesiz yüzü gerçekten takımın bu halinde büyük pay sahibi diye düşünüyorum artık. Dün akşam sadece 2 takımın hocalarının beden dilini birbiri ile değiştirseniz Efes bu maçı 20+ fark ile çok rahat biçimde kazanırdı diye düşünüyorum.
Ancak netice olarak ilk galibiyetin alınmış olması çok önemliydi ve 6. Maçta da olda temsilcimiz bunu başardı. Bir an önce kendisini toparlayıp bize “Yine haftayı 2 galibiyet ile kapattık” başlıklı yazılar yazdırması en büyük temennimiz…
Oğuz Arslan
