EuroBasket 2017’ye sayılı günler kala A Milli Takımımız son hazırlık karşılaşmalarına çıkıyor. Turnuvada başarılı olabilmek adına yapmamız gerekenleri ve saklamamız gereken zaaflarımızı kısaca değerlendireceğim.
Öncelikle, alışıldığı üzere milli takımımızın en güçlü yanı hep boyalı alan olmuştur. Hem NBA’da hem de Avrupa’da kalitesini kanıtlamış, kıymetli 4 ve 5 numaralarımız vardı ancak bu sene işler değişti. Zayıf karnımız uzun rotasyonunun darlığı ve kalite düşüklüğü olarak göze çarpıyor. Bu noktada Semih’in istikrarlı ve yüksek konsantrasyonlu oyunu, hem elimizi rahatlatacak hem de takımın boyalı alan hücum aksiyonlarını belli seviyelere çekecektir. Uzun forvet pozisyonunda ise sezon boyunca neredeyse hiç süre alamayan ancak çok önemli tecrübesiyle, görev verildiğinde her daim hazır olan Barış Hersek’in katkısı fazlasıyla kıymetli olacaktır. Zira Ufuk Sarıca, Cedi’yi mümkün olduğunca 4 numarada kullanmayı düşünecek ve 4 kısayla saha içi yerleşimini oturtmayı hedefleyecektir. Barış’ın burada gerekli ribaund katkısını yapması ve mücadele gücünü üst seviyelere taşıması şart. Bunların yanında Sertaç Şanlı ve Furkan Aldemir gibi iki önemli görev adamına daha sahibiz. Aslında uzun rotasyonundaki en büyük eksikliğimiz; yıldız bir oyuncudan mahrum oluşumuz ve kalan oyuncuların hepsinin birer görev adamı olması ancak bu vaziyeti de avantajımıza çevirebiliriz. Bu oyunculardan çeşitli ikililer yaratmak mümkün ve her kim oynarsa oynasın boyalı alan mücadele gücünü yukarılara çekeceği ve ribaund katkısını yükselteceği kesin. Rakibin pozisyon sayısını aşağılara çekmek adına savunma ribaundlarındaki konsantrasyon oldukça önemli ve kendi pozisyon sayımızı da yükseltmek adına hücum ribaundlarındaki etkinliğimiz fazlasıyla kritik olacak. Gerisini yaratıcı ve skorer kısalarımız, bir şekilde halledecektir.
Uzun zaman sonra ilk defa kısa oyuncularımızın kalitesi ve yapabilirlikleriyle gündemde olan bir milli takımımız var. Sinan Güler, Bobby Dixon, Doğuş Balbay, Kenan Sipahi, Furkan Korkmaz gibi birbirinden çok farklı karakterde kısalara sahibiz. Hepsinin uzmanlık alanları farklı ve açıkçası kendi yaptıkları işleri hemen her gün en iyi şekilde parkeye yansıtabilen isimler. Buradaki kritik noktalar; süre paylaşımı ve verim verme zamanları olacaktır. Takımı sete oturtma ve mümkün olduğunca topu paylaştırma işi Sinan’ın, dış şut isabetleriyle oyuna tutunmamızı sağlayacak ve birincil skor opsiyonu olacak isim Bobby, ön alanda baskıyı oluşturacak ve enerjisi ile takım savunmasının direği olacak isim Doğuş, parke içerisindeki ekstra işleri yapacak yeteneği ve atletizmi sağlayacak isim de Furkan olmalıdır. Bu oyuncuların maçını iyi seçmek ve süresini doğru ayarlamak da bir o kadar mühim. Örneğin; Karadağ maçında Bobby tarzında bir skorere çok ihtiyacımız yoktu zira delici kısalarla savunmanın dengesini bozmak ve iyi saha yerleşimi, rakibin düzenlerini bozmak adına gayet yeterliydi. Bobby sakatlığı sebebiyle oynayamadı ancak koç kararı sebebiyle de oynamaması ziyadesiyle kabul edilebilir bir karar olurdu. Maçına göre oyuncuyu seçmek ve en doğru şekilde kullanmak, bu turnuvadaki başarımıza doğrudan etki edecektir.
BORA BURÇ BİLBAN