Fenerbahçe Doğuş, sonunda aradığı uzunu buldu. NBA’da uzun yıllardır gösterdiği istikrarlı performansla öne çıkmış bir oyuncu olan Jason Thompson artık son Euroleague şampiyonunun başarısı için ter dökecek. Bu yazımda oyuncunun yapabilirliklerini ve Fenerbahçe’ye kazandırabileceklerini irdeleyeceğim.
Jason Thompson, gayet başarılı bir NBA kariyerine sahip. 7 sezon Sacramento Kings forması giydi ve bu süreçte takımının değişmez ilk beş parçası haline geldi. NBA’daki son sezonunda Toronto Raptors ve Golden State Warriors formaları da giyen başarılı uzun, geçtiğimiz sezonu Çin Ligi’nde tamamladı.
İlk olarak; basketbolseverlerin Jason Thompson ile Udoh’u kıyaslamak gibi bir hataya düşmemesi gerekiyor. Bu cümleyi söyleyen çokça bilirkişi olduğunun farkındayım ancak gerçek bu. Udoh’un iz bırakacak seviyeye gelmesindeki en kritik noktalar; ilk geldiğinde kendisinden beklentilerin az olması ve oyununu bulması adına kendisine tanınan zamandı. Thompson’un, Udoh’un bıraktığı yerden devam edeceğini söylemek, oyuncuya büyük bir haksızlık olur. En azından, Udoh’a tanınan sürenin Thompson’a da tanınması gerekiyor. Son Euroleague şampiyonunun, oyuncu gelişimine olan sabrı haliyle geçtiğimiz senelere oranla azaldı ancak giden oyuncuların denginin olmadığı gerçeği, hem taraftarları hem de kulübü sabretme noktasına getiriyor.
Oyuncu özellikleri bakımından bu transferi değerlendirecek olursak Jason Thompson; yüzü çembere dönük olduğunda maksimum verimine ulaşan bir oyuncu. İlerleyen yaşı sonucu atletizmi, hızı ve çabukluğunda azalmalar var ancak bu negatiflikler yalnızca NBA için geçerli. Zira hala Avrupa standartlarının üzerinde bir atletizme, hıza ve çabukluğa sahip. Olağanüstü bir ribaundçu ve önemli bir blok tehditi yaratıyor. Çok net bir çember savunucusu değil ancak hareketli bir oyuncu olduğundan savunmadaki açıkları kapatma konusunda oldukça etkili olabiliyor. Vücudunun üst kısmı çok kuvvetli bir oyuncu Thompson ve bu güçle birlikte kendisine ihtiyacı olduğu alanı yaratabiliyor. Thompson’un en değerli özelliği ise istikrarı. Her maç, ne katkı alacağınızı bildiğiniz bir oyuncu ve bu durum, Euroleague gibi her maçın hayati önem taşıdığı algısına sahip bir organizasyonda fazlasıyla kıymetli bir hal alıyor. Çok enerjik ve dinamik bir adam Jason Thompson ve taraftarların hoşuna gidebilecek reaksiyonlarını parke içerisinde sıkça görmek mümkün. Özellikle iç saha maçlarına farklı bir boyut kazandıracağı kesin.
Oyuncunun transferi bazı riskler de taşıyor elbette. Örneğin; Çin’den geliyor olması, kafalarda soru işaretleri oluşturmuştur. NBA’da istediği rolü bulamamış olması, onun Çin’e gitme kararında etkili olmuştu ancak yine de mücadele gücünün zayıf olduğu bir ligden geliyor olması önemli bir handikap. Oyuna olan iştahını ve hevesini her daim korumuş ve bunun sayesinde aranan bir karakter haline gelmiş Thompson’un bu özelliğini kaybetmiş olma ihtimali de ziyadesiyle ürkütücü. Yeteneklerinden bir şey kaybetmedi ancak mental olarak hazır olması her şeyden daha önemli. Tekrardan başarıya inandırılması ve hedefe kanalize edilmesi gerekebilir. Bunu da Obradovic’den daha iyi yapacak bir koç olduğunu sanmıyorum. Post up hücumlarında da etkisiz bir oyuncu Thompson ancak hücumda bazı organizasyonların, yeni oyunculara göre yeniden şekilleneceğinden daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Son olarak; Jason Thompson kolay faul problemine girebiliyor. Hamlelerinde çekinmeyen, sertliği ve kazanma isteğini oyunun her alanında hissettiren bir oyuncu. Halihazırda Fenerbahçe Doğuş’un uzun rotasyonunda Vesely ve Melli gibi faul problemine çabuk girebilen iki oyuncu daha bulunuyor. Thompson’un da katılımıyla burada ne tarz sıkıntılar doğabilir, hep birlikte göreceğiz.
