Geçen sene Batı’daki en büyük favorilerden olan; ama playoffların ilk turunda Memphis’e elenen, Batı Konferansının Pasifik grubunda yer alan Clippers, bu sene pota altına sağlam bir rotasyon oyuncusu almaması haricinde, mantıklı transferler yaparak Batı finali için tekrardan iddalı bir takım oluşturdu.
Kısa kollu t-shirt tarzı formalarla ilk kez mücade eden takımlardan biri olan Los Angeles Clippers’ın şimdiye kadarki performansını 3’e ayırmak istiyorum: Paul’lü dönem, Paul’ün sakat olduğu dönem ve Chris Paul’ün iyileştiğinden sonraki dönem.
İlk dönem Paul’ün sakatlandığı maçı da sayarsak 42 maçlık bir seri.Bu dönemde, geçen seneden de bildiğimiz Clippers oyununu oynadı.Chris Paul’un oyun kuruculuğunda Griffin ve DeAndre Jordan’a alley opp paslarıyla skor bulma yoluna gittiler. NBA’de gittikçe savunmayı delip potaya giden oyun kurucu stili artarken, Chris Paul saf oyun kurucu olan nadir oyunculardan biri.Paul’un oyun zekası çok üst seviyede; tıpkı oyun konsolundaki gibi herkesi yönlendiriyor, istediğini yapabiliyor.
Clippers Paul sakatlanana kadar en iyi hücum hattına sahip olan takımlardan biri olduğunu yeniden kanıtladı.Bu dönemde Clippers 27 galibiyet ve 15 mağlubiyet aldı.
Paul de 4 ocakta Dallas karşısında omzundan sakatlanarak sakat oyun kurucular kervanına katıldı.(22. Dakikada sakatlanarak çıktıktan sonra takım büyük bir kararlılık göstererek Dallas’ı 119-112 yendi)
Chris Paul’un sakatlandığı döneme gelmek istiyorum.Bu dönem yaklaşık 2 ay sürdü ve oldukça farklı dönem oldu bana göre; özellikle Griffin ve Jamal Crawford çok farklı bir kimliğe büründüler.Şöyle söyleyeyim: Griffin pivot olmasına rağmen el hakimiyetini, top sürme kapasitesini gösterdi.Post oyunu ve smaçlarına ek olarak dribbling ile, her sene üstüne katarak devam eden orta mesafeli şutlarıyla skor üretti.Bunlara ek olarak oyun maç içlerinde zaman zaman oyun kuruculuğunu üstlendi.Paul gelinceye kadar MVP sıralamasında da ilk üçe yükseldi, kısacası Paul’un sakatlığı döneminde takımı için varını yoğunu ortaya koydu.Jamal Crawford’a gelirsek, o bireysel oynama isteğini bir kenara atıp takım oyununa uyarak takımın galip gelmesi için elinden geleni yaptı.Bu dönemde takım lidersiz yapabileceğinin en iyisini yaptı.
Bu dönemki transferlere gelirsek milli basketbolcumuz Hidayet Türkoğlu(Hedo) serbest oyuncu olarak takıma katıldı.İlk maçını 17 ocakta New York Knicks’e karşı 7 dk süre alarak oynadı.(Hedo doping cezası aldığı için uzun süre forma giymedi; bu yüzden yavaş yavaş maç temposuna girecek.)
Son döneme gelirsek Chris Paul 10 şubat Philadelphia maçında tekrardan parkelere geri döndü.Paul 2 maç sonra da All-star maçında oynadı, kendini gösterdi yine 24 dk oynamasına rağmen.Şimdiye kadar eski formunu yakaladı; yine maestroluğuna devam ediyor.Paul döndükten sonra Clippers 2-3 maç içinde kendini buldu, Oklahoma’ ya evinde ağır bir yenilgi tattırdılar.
Son 1 ay içinde de Clippers transferde çeşitli hamleler yaptı.
Jamison karşılığında milli oyuncumuz Cenk Akyol’un haklarını aldı.
Bir başka transfer ise Big Baby lakaplı Glen Davis i aldılar.(Orlando’da %70 e yakın isabetle 12.1 sayı ve 6.3 ribaund ortalamasına ve sahipti; ama savunma anlamında yavaş olmasından dolayı fazla iyi değil.)
Son transfer olarak Clippers isim olarak harika bir transfer hamlesi yaptı: Danny Granger’ı serbest oyuncu olarak aldı.Granger hem 3 hem de 4 numara pozisyonunda oynayabiliyor.Sorun şu ki şutör ve atletik olan Granger dizinden ağır sakatlık geçirdi ve eski formuna kavuşması şüpheliydi.Ama Granger şimdiye kadar 9 maçta şüphelerin bir kısmını giderdi, performansı olduça iyi şimdiye kadar.Dokuz maçta 9.4 sayı ortalamasını tutturdu.
Bu transferlerle birlikte takımda 3 numaralı bölgede yoğun rekabet yaşanacak.
Diğer oyuncuların performanslarına gelmek istiyorum:
İlk olarak DeAndre Jordan.Bu sene skor bulma açısından kendini geliştirdi.Ribaundlarda takıma Griffin ile birlikte hayat veren isim.Sırtı dönük oynamayı beceremeyen Jordon çoğu sayısını smaçla buluyor; ayrıca bire-bir savunması o kadar da iyi değil.
Jordon’ın yedeği olan Hollins ise pivot bölgesinde sorunlu bir oyuncu, fazla bir şey beklenmemesi gereken biri.
J.J Redick te takımda yaklaşık 30 dk ortalamasıyla oynayan değerli bir oyuncu.Clippers’ın Paul ve Doc Rivers’ın ardından yaptığı en iyi iş diyebiliriz.Şutu oldukça iyi olan Redick bu sene Clippers’a şutör guard pozisyonunda Crawford ile birlikte çok şey katıyor.Ancak bu önemli oyuncu 4 şubatta Denver maçında sakatlandı ve hala sakatlığından kurtulamadı.Sakat olmadığı dönemde %45.9 isabetle 15.7 sayı ortalaması yakaladı.
Savunması hücumundan iyi olan ve orta mesafeli şutlarda yüzdeli atan Dudley ceza atışlarında da oldukça başarılı.Çoğu maça ilk 5 te çıkan Dudley %44.1 isabetle 7.2 sayı ortalamasına sahip.
Darren Collison ise tam bir rotasyon oyuncusu.Chris Paul’un yedeği olan ve bunu dert etmeyen Collison aldığı süreyi baya iyi değerlendiriyor.(Chris Paul olmadığında iyi bir performans gösterdi.)Ama top kayıplarını azaltması gerekiyor.
Clippers’ın sezon içinde nasıl oynayacağı merak edilen 3 numarası Matt Barnes sezona fazla iyi başlayamasa da son zamanlarda sayısını arttırdı, son galibiyetlerde takıma büyük destek verdi.%40 isabete sahip olan Barnes’ın 9.4 sayı ortalaması var.
Los Angeles şehrinin iki takımından biri olana Clippers hep Lakers’ın performansı altına ezilen taraftı.Son iki sezondur Paul’un takıma katılmasıyla birlikte ve Lakers’taki olağanüstü düşüşü nedeniyle(Lakers, Kobe Bryant ve Steve Nash’ın sakatlıklıkları ve Dwight Howard’ın ayrılışı sonrası varlık gösteremedi) şehrin şu anki abisi konumunda.(Son maçta da Lakers’ı 142-94 gibi tarihi bir farkla yendiler.)
Clippers yaptığı transferlerle kadro derinliğini arttırdı.Geçen seneki playofflardaki hayal kırıklığını yaşamamaları için kenardan gelen oyuncuların sayı üretmelerine ihtiyaçları çok fazla.
En büyük dezavantajları ise pivot bölgesi.Bu bölgede yeteri kadar rotasyona sahip değiller.Doc Rivers’ın takıma getirdiği Glen Davis takım için playofflar için pota altı için bir umut olabilir.
Bu seneki Batı Konferans finalinde oynayacak takımlardaki en büyük favorim Los Angeles Clippers.
Şu ana kadar yaptıkları maçlar sonunda Batı Konferansında 3. sıradalar.(49 galibiyet ve 21 mağlubiyetleri var.)Kendi grubu olan Pasifikte ise 1. sıradalar.
Tahir Gürsoy