İstanbul’da kar kıyametin henüz sonlandığı, havaların bir anda ısındığı haftanın Cuma günü olunca insanlar ister istemez kendisini sokaklara attı. 1 hafta boyunca kara teslim olan İstanbul, trafik yoğunluğunun alışılmışın çok dışında düşük olduğu ender günlere sahne olmuştu. Başka bir deyişle bu maçın kapalı gişe olması işten bile değildi, nitekim öyle de oldu. Ardından gelen Larkin ve Poirier’in sağlıklı olduğu haberi, lig sonuncusu ALBA Berlin karşısında alınacak mutlak bir galibiyetin sinyallerini verir nitelikteydi.
Anadolu Efes koçu Luca Banchi; Thompson, Beaubois, Bryant, Ercan, Poirier beşiyle sahaya çıkarken konuk ekip ALBA Berlin koçu Israel Gonzalez’in ilk 5 tercihi; McDowell-White, Thomas, Procida, Schneider, McCormack şeklinde olmuştu.
Hava atışıyla birlikte iki taraf da pozisyon bulmakta zorlanmasa da bitirmek konusunda epey zorlanıyorlardı. İlk 3 dakikaya çok fazla pozisyon sığdı. Bryant, bu süreçte 5 sayı 1 faulle öne çıkan isimdi. Matt Thomas maçın başında attığı airball’dan sonra 5 sayıya ulaştı. Oyuncu değişikliklerinin ardından iki tarafın da hücumları aksamaya başladı, öyle ki iki taraf da birer defa 24 saniyenin sonuna kaldı.
Tamamen ikinci beşler oyuna girdikten sonra Efes dış şutlarda iyi bir ritim yakaladı, Smits ve Nwora’nın bulduğu üçlükler farkı açacak gibiyken Matisseck ve Luis Olinde onlara karşılık verdi. Mücadele dozunun arttığı son bölümde paylaşılamayan topun ardından hava atışı neticesinde topla buluşan Herrmansson’un basketi skoru eşitledi. Çeyrek sonunda ribaund mücadelesinde faul yapan McCormack, 3. faulünü yaptığı için aynı çeyrekte ikinci defa kenara gelmek durumunda kaldı ki ALBA Berlin kadrosundaki tek klasik uzun McCormack’tı. İlk çeyrek 24-21 Anadolu Efes üstünlüğüyle tamamlandı.
İkinci çeyrekteki düşük savunma konsantrasyonu pahalıya patladı, hücum verimliliği de düşünce Wetzell’in basketi ALBA’yı maçta ilk defa öne geçirdi. Efes oyuncuları, Banchi’nin mola almamış olmasına rağmen kendi kendine savunmada işleri sıkılaştırıp rakibi top kaybına zorlayınca Efes her anlamda oyunda üstünlüğü ele aldı. Bir de üstüne sezon boyunca savunması eleştiri konusu olan Jordan Nwora’dan üst üste 2 blok geldi. Efes’in set ezberleri dört dörtlük olmasa da biraz da doğaçlama katarak takım halinde doğru kararlar verilince Darius Thompson’un şık smacı, televizyon molası öncesinde farkın 7’ye çıkmasını sağladı. Moladan Willis’in üçlüğüyle dönülünce maçta ilk defa fark çift haneye çıktı ama Willis’in durmaya niyeti yoktu. Bir üçlük daha bulup iyice havaya giren temsilcimizi rüyadan uyandıran oyuncu, ürettiği basket faulle Justin Bean oldu. Matt Thomas’in kaçan son saniye atışı, ilk yarıda skoru belirledi: 48-35
İkinci yarıya Berlin ekibi savunmayı daha sıkı tutmak adına temaslı başladı ama iki buçuk dakikada faul hakları doldu. Düdük standartlarının üst seviyede olmadığı bir mücadelede temaslı oyun tercihi de tartışılabilir ama Berlin’in de savunma kapasitesinin sınırlı olduğu da bir gerçek. Özellikle Willis’in üstün çabası da eklenince Efes ikinci devreye cok daha baskın bir giriş yaptı. İlk yarıda çift haneli skor üreten tek Berlin oyuncusu olan Wetzell, bu çeyrekte de ayakta kalan tek oyuncu görüntüsü verdi. 4. dakikadan itibaren değişikliklerin ve artan temponun etkisiyle karşılıklı isabetler kaydedildi. Bu süreçte Efes de daha temaslı oynamaya başladı, hatta Matt Thomas bulduğu üçlük isabetinin ardindan yakın savunmanın da etkisiyle faul bekledi. Şahsi fikrim, kolay düdük çalınan günde o pozisyonda faul çıksa şaşırmazdım.
Temsilcimizin hücumları bu bölümde sekteye uğrarken konuk ekip de kolay sayı bulamıyor belki, ama tam böyle bir anda McCormack’tan ekstra denebilecek bir basket faul geldi ve fark uzun süre sonra tek haneye indi. Ona yanıt Nwora’nın üçlükten catch and shoot isabetiyle geldi. Nwora, bulduğu isabetlerle üstünlüğü korumamız sağlarken McCormack perdeleme yaparken hücum faul yapınca Efes’e farkı açma şansı bir kez daha doğdu.
Üçüncü çeyreğin bitimine 1:50 kala Elijah Bryant, hücum süresinin bitimine 0.4 saniye kala dip oyunundan bir isabet buldu fakat hakemler basketi geçersiz saydı. Bunun üzerine koç Banchi, challenge kullandı ve pozisyonu yeniden izleyen hakemler basketi geçerli saydı. Bu süreç epey uzun sürse de hemen dönüşünde ALBA Berlin, Procida’yla smacı buldu, PJ Dozier hemen cevap verdi ama ona da cevap gecikmedi. Periyodun son saniyesinde hücum ribaundu alıp havadayken topu potaya geri fırlatarak basketi bulan Nwora, oyunun cok durmuş olmasına rağmen yüksek skorlu geçen 3. çeyreğin skorunu belirledi: 68-55.
Son çeyrek Smits’in isabetiyle başlasa da Procida üç sayılık basket ve faule maruz kalınca ALBA Berlin tek hücumda 4 sayı bulmuş oldu. Maç boyunca hücumda pek üretemeyen Larkin, 4 sayıyı unuttururcasina hemen 3 sayılık basketi gonderdi. Larkin skor anlaminda olmasa da çaldığı top ve yaptığı asistlerle Efes’i epey rahatlattı, ayrıca maçın başından beri takımlarını skorda taşıyan Nwora ve Wetzell; isabetler bulmaya devam etti. Süre daraldıkça ALBA Berlin’in savunma konsantrasyonu düştü ve hücumlarda acele etmeye başladılar, bu sabırsızlık hali de top kayıplarını arttırdı. Dozier ve Larkin’in basketleri farkın 22’ye kadar çıkmasına sebep oldu. Biraz tempoyu da düşürmek adına ALBA Berlin baş antrenörü Gonzalez, challenge kullandı ve başarısız oldu. Artik maç kopma noktasında ve oyuncuların da kafaca o noktaya geldiğini söylesek yanlış olmaz. 2:30 kala ikili oyunda Smits, ters eliyle enfes bir smaç vurdu. Son bölümde oyuna dahil olan Erkan Yılmaz’dan ufak çaplı bir resital izledik. Önce blok sonra asist ve hemen ardından da hızlı hücumda basketi bularak tribunleri ayağa kaldırdı. Maçın son basketini kim atsa beğenirsiniz? Yanni Wetzell kariyer rekorunu kırmaya çok yaklaştığı maçta 20. sayısını attı ve Anadolu Efes, mücadeleyi 98-73 kazandı.
13. galibiyetini alan temsilcimizde Jordan Nwora, 18 sayı 7 ribaunt ile maçın oyuncusu olurken ona Rolands Smits 17 sayıyla, Vincent Poirier 14 sayı 6 ribauntla eşlik etti. Halen play-in potasının dışında olan temsilcimiz bu galibiyetle takibini sürdürdü. Temsilcimizin Partizan ve Real Madrid ile arasındaki mağlubiyet sayısı farkı halen 1.
Ligin dibine demirleyen ALBA Berlin’de Yanni Wetzell’in 20 sayı 6 ribauntluk performansı galibiyet için yeterli olmadı.
