Milli Takım EuroBasket Değerlendirmesi

Milli Takım EuroBasket Değerlendirmesi

Herkese merhabalar, bu yazımızda son 16 turunda Fransa’ya üzücü bir şekilde elenen Milli Takımımızı ve EuroBasket performansını değerlendireceğiz.

Hazırlık Aşaması

Milli takım hazırlık döneminde gerek ülkemizde gerek Yunanistan’da birçok hazırlık maçı oynadı. Bu süreç boyunca Koç Ergin Ataman başlarda bu takımın madalya kazanacak güçte bir takım olduğunu konuşmalarında dile getiriyordu. Ancak zaman ilerledikçe, takımı gördükçe bu söylemlerini azaltmaya başladı. Hazırlık maçlarında dalgalı bir görüntü sergileyen Milli Takım, en sonunda turnuva için Gürcistan’a gitti.

Grup Aşaması

Maçlar oynanmadan fikstür açıklandığında ve gruptaki takımları göz önüne aldığımızda çok uygun bir fikstür vardı. Oynayacağımız takımların sırası turnuva içinde gelişmeye ve yükselmeye çok müsaitti.

İlk maçımız olan Karadağ maçına çıktığımızda işler istediğimiz gibi başlamadı. Normal şartlarda kıyaslandığımız takımlara baktığımızda Karadağ’ı yüksek farkla yenmemiz bekleniyordu. Ancak maç içindeki gidişat hiç de öyle olmadı. Yıldızlarımız maça giremedi, takım oyunlarında sıkıntılar doğdu, zaten uzun oyuncularımızda sorunlar vardı derken o kadar da değil diyerek maçı kazanmayı bildik. Turnuvalarda önemli olan bir şey vardır, ne olursa olsun kazanmak her şeyden önemlidir.

İkinci maçımız olan Bulgaristan maçında Karadağ maçına nazaran daha rahat bir galibiyet aldık. Ancak bu maçta da ilk yarıda böyle bir takıma karşı 52 sayı yememiz canımızı sıkan taraf oldu. Çünkü turnuva devam ederken diğer takımlara baktığımızda böyle bir savunma performansı onlara karşı çok güçsüz kılardı. Ama genel çerçeveden baktığımıza 2’de 2 yapmıştık ve bu önemliydi.

Üçüncü maçımızda turnuvanın ev sahiplerinden Gürcistan ile oynadık. Hedef 3’te 3 yapıp, İspanya’nın Belçika’ya yenilmesinin verdiği avantajı kullanıp lider olmaktı. Ancak maç hiç bir şekilde istediğimiz gibi gitmedi. Maça iyi başlamamıza rağmen koparacak hamleyi yapamadık ve bir anda 29 – 13‘ten, 29 – 33’e geldi. Sonrasında skor hep dengeli gitti ve maç sonunda yaşanan tatsız olaylarda işin içine girince elimize gelen fırsatı maalesef kullanamadık. Burada eleştirilmeden geçemeyeceğimiz taraf ise kesinlikle FIBA. 3. Avrupa ülkesi sayılan ve içinde olmasa da yakınlarında savaş devam eden bir ülkeye neden turnuva verirsin ki? Maç içinde yapılan kural hatası sonrası yapılan itirazımız da tabii ki reddedildi.

Bu maçın ardından takımı daha konsantre, daha hedefe odaklı ve hırslı bir halde gördük ancak maç performansımız grubun 4. maçı olan Belçika maçına çıkarken, birde Belçika’nın İspanya’yı bir önceki maçta yendiği düşünülürse bizim tarafımızdan çok da hiç umut verici değildi. Ancak Milliler baştan sona kontrolü elinde tuttuğu maçta kazanmayı bildi ve diğer sonuçlarında gelmesiyle gruptan 2. çıkmayı garantiledi.

Artık grubun son maçına geldik, rakip ne kadar eski gücünde olmasa da bir ekol ülkesi İspanya. Basit bir matematik vardı, kazanan birinci kaydeden ikinci bitirecekti grubu. Bunun önemli olmasının nedeni çapraz gruptan son 16 turundan hangi takımın geleceğini belirlemesi idi. Belçika’nın İspanya’yı yenmesi bize ekstra bir motivasyon vermiş olabilirdi. Maç genelinde dengeli bir oyun oynandı. Ama İspanya’yı yenebilecek durumda olmamıza rağmen turnuva başından beri süre gelen oyuncularımızın bir türlü onlardan bekleneni gösteremedikleri bir maç oldu. Sonucunda son 16 turunda rakip grubunu 3. bitiren Fransa oldu.

Son 16 Turu

Son 16 turunda rakip Rudy Gobert ve Fransa. Çoğu insana göre maç öncesinde Shane Larkin’ in sakatlık yüzünden turnuvayı kapattığı bir senaryoda “fark yemesek bari” diye düşündüğümüz bile olmuştur. Maçı izlediyseniz maç sonunda nasıl üzüldüğümüzü anlarsınız hatta siz de bizim gibi çok üzülmüş ve kızgın olabilirsiniz. Maçın hikayesine baktığımızda çok rahat bir şekilde çeyrek finale çıkabileceğimiz şansları yakaladık. Maçı kazanmamız için her şey gerçekleşmişti. Bireysel olarak oyuncularımızdan katkı almıştık, defansif tarafta ribaund dışında kötü bir performans olmamıştı. Ah Cedi… Ah Furkan… Asla sadece onları suçlamıyorum. Elbette bu bir takım oyunu, basket kaçabilir. Ancak böyle anlarda unutulmaz olursunuz. Nasıl 2010’da Kerem Tunçeri o turnikeyi attı ve esnafından beyaz yakalısına herkes hatırlıyor. Bütün bunlara rağmen bu jenerasyona inanmaya devam etmeliyiz. Umarız önümüzdeki turnuvalarda tekrar göğsümüzü kabartacaklardır.

NBA\'de Günün Sonuçları ve Maç Programı
NBA maç sonuçları ve TV programı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz