Hayır, yanlış okumadınız. Cümlenin doğrusunun “Galiptir bu yolda mağlup.” olduğunun farkındayım. Ne yazık ki Anadolu Efes için Unics Kazan galibiyetini anlatan en güzel cümle “Mağluptur bu yolda galip.”
Sezona çok zor bir fikstürle girmesine ve bazı maçlarda iyi de bir direnç göstermesine rağmen Anadolu Efes’in kötü gidişatını sadece fikstüre bağlamak çok büyük bir hata olacaktır. Evet, CSKA Moskova ve Olimpia Milano maçları sezon başı olması ve sakatlıklardan dolayı hedef maçlar değildi ve hepimiz, Anadolu Efes’in henüz bu takımlar seviyesinde olmadığını biliyorduk. Bazı referans maçlara bakacak olursak ise durumun vahameti ortaya çok net çıkıyor. Kısmen yenilenmiş bir takım olan Real Madrid’e karşı hiçbir direnç gösterilememiş olması, Asvel’e 18 sayıdan maç verilmesi, ligde Fenerbahçe Beko’ya karşı alınan mağlubiyet (belki de Ergin Ataman döneminin en ağır yenilgisi) ve son olarak kazanılmasına rağmen ilerisi için ufku daha da karartan Unics Kazan maçı.
Unics Kazan maçındaki oyunu açıklarken bir çok bahaneye sığınabiliriz. Evet dış şutlar girmedi, evet Micic-Simon gibi takımın as oyuncuları yoktu, evet Beaubois çok formsuz bir döneminde fakat bu bahanelerin hiçbiri ilk üç periyottaki oyunu açıklamaya yetmez. Her penetrede dağılan, ikili oyunlarda her defasında açık veren bir savunma ve dinamiklikten çok uzak hücumlar.
Tüm olumsuzlukların yanında Anadolu Efes’in 0-4’lük sezon başlangıcından sonra maç kazanması çok değerliydi. Yeni transfer Elijah Bryant maçın en önemli kazanımı olabilir. Simon’un uzun süredir sakat olması ve ilerleyen yaşı itibariyle gelecek için de büyük bir fırsat transferi oldu Anadolu Efes için. İlk maçtan takıma büyük bir dinamiklik getirdi, çok iyi topsuz koşular yaptı ve ihtiyaç duyulan 3 numara katkısını hücumda verebileceğini gösterdi. Ayrıca Erten Gazi’nin verdiği katkı da çok kıymetliydi. Erten, Larkin ve Beaubois’nın bu kadar formsuz, Micic’in sakat olduğu bir günde ondan beklenen katkıyı verdi. Hücumda kritik bir üçlükle 5 sayı atması daha da önemlisi savunmada ortaya koyduğu gayret ihtiyaç duyulan rotasyon katkısı için ümit vericiydi.
Unics Kazan, Eurolegue’in en zayıf pota altı rotasyonlarından birine sahip olsa da temsilcimizin ribaundlarda üstünlük kurması sezon geneli için önemli bir adımdı. Anadolu Efes’in çok başarılı olduğu son 3 yılda en büyük problemlerinden birinin ribaundlar olduğunu unutmayalım. Şampiyon olarak tamamladığı geçen sezonda Anadolu Efes, ribaund sıralamasında 11. sırada yer alıyordu. Pivot rotasyonunda yaşanan sıkıntıları düşününce tekrar böyle bir senaryoyla karşılaşmamız muhtemel.
Pota altındaki sıkıntı sadece ribaundlarla sınırlı değil. Anadolu Efes, play-off hedefleyen takımlar arasında tartışmasız en güçsüz uzun rotasyonuna sahip takım. Byrant Dunston, yaşı itibariyle savunmada ve hücumda eski güç ve verimliliğinin çok uzağında. Filip Petrusev’in bu seviyeler için çok tecrübesiz olması, kısanın karşısında kalamaması ve ikili oyun savunmasında çok aksaması sahada kalabileceği süreyi çok kısıtlıyor. Unics Kazan maçında çok iyi bir performans göstermesine rağmen sakatlık geçmişinin kabarık olması ve süreklilik konusunda sıkıntı yaşaması sebebiyle Tibor Pleiss da bu seviye bir takımın ilk 5 pivotu olmaktan çok uzak. Anadolu Efes bu kadrosuyla play-off yapabilecek bir seviyede olmasına rağmen final-four ve ilerisi için üst seviye bir pivot transferi kaçınılmaz.
Ergin Ataman basketbolunun vazgeçilmezlerinden olan, oyun açabilen ve savunmada eksi yazmayan 4 numara pozisyonunda Adrien Moerman ve Chris Singleton’ın formsuz olması da takımı çok zor durumda bırakıyor. Unics Kazan maçının son periyodunu saymazsak ne Moerman ne de Singleton eski formlarının çok uzağında. Bu bölgeye transfer yapılması mümkün görünmediğinden iki oyuncumuzun da tekrar eski formunu yakalamasını beklememiz gerekiyor.
Anadolu Efes için diğer bir soru işareti de sakat oyuncuların nasıl döneceği. Prime dönemini geçiren Micic bıraktığı yerden devam eder ve Simon geçtiğimiz sezonlara yakın bir sezon geçirirse Anadolu Efes tekrardan şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacaktır. Bir oyuncu daha var ki onun performansı Anadolu Efes’in tavanını belirliyor; Shane Larkin. Koç Ergin Ataman, Larkin’in sakat oynadığından ve bacağındaki ödemin onu çok zorladığından bahsetti. Sezonun ilk maçında iyi oynasa da kendisinden beklediğimiz performansın çok uzağında Shane. Micic ve Simon’un dönüşü, Elijah Bryant’ın da gelişiyle dinlenip eski formuna kavuşmasını bekleyeceğiz.
Tüm olumsuzluklara rağmen Anadolu Efes’in geçtiğimiz sezonlarda da çok iyi başlangıç yapmadığını ama daha sonra toparladığını gördük. Anadolu Efes geçtiğimiz sezona da kötü başlamıştı, (ilk 4 maçta 1 galibiyet) ribaundlarda yine sıkıntı vardı, (sezonu 11. sırada tamamladılar) sakatlıklar ve Shane Larkin yine en büyük soru işaretiydi. Tüm bunlara rağmen Anadolu Efes her zaman ayağa kalkmayı ve bizleri gururlandırmayı başardı. İyi bir 5 numara eklemesiyle bu sezon da final-four için en büyük adaylardan olacaktır Ataman ve öğrencileri.
